İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Daire Başkanlığı Kültürel Etkinlikler Müdürlüğü ile Kudüs Platformu ve Marmara Üniversitesi tarafından düzenlenen "Osmanlı Döneminde Kudüs Uluslararası Sempozyumu" için İstanbul'da bulunan Ürdün Uluslararası İslami İlimler Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Toplum Bilimleri Bölümü Başkanı Prof. Dr. Salih Ali Şuura, AA muhabirine Yahudilerin Kudüs'e yerleşme sürecinde İngilizlerin rolünü anlattı.
İsrail'in işgali karşısında dünyanın pasif kaldığını dile getiren Şuura, "İsrail sadece Filistin'i işgal etmiş değil. ABD'ye, BM'ye, Rusya'ya, İngiltere'ye de hükmediyor. Bu nedenledir ki, Filistin konusunda hiçbir somut sonuç çıkmıyor." diye konuştu.
"Kudüs'ü gündeme getiren tek ülke Türkiye'dir"
Bölgedeki Irak, Suriye gibi ülkelerin Filistin sorununa duyarsız kalmasını eleştiren Şuura, Arap Baharı'ndan sonra bölgenin Kudüs meselesine dikkat kesildiğini ancak Suriye Savaşı'nın uzun sürmesinin Filistin meselesini yeniden geri plana ittiğini belirtti.
Şuura, "Kudüs'te yaşanan zulüm, 40 yıldır Türkiye'nin ve Türk halkının gündeminde. Bu sorunu uluslararası düzeyde tartışan, gündeme getiren tek ülke Türkiye'dir." değerlendirmesinde bulundu.
"İngilizler kendi çıkarları için Yahudileri kullandı"
İsrail devletinin temellerini İngilizlerin attığını ve bunu tamamen kendi çıkarları için yaptığını aktaran Şuura, şu yorumlarda bulundu:
"İngilizler, Yahudileri çok sevdiği için değil, Asya'daki egemenliğini korumak için bunu yaptı. Yahudileri Filistin'e, Kudüs'e yerleştirme planları, elbette Yahudileri çok sevdiklerinden değildi. Kudüs'ü işgal, planlarının sadece bir parçasıydı. İngilizler, çıkarlarını korumak için Yahudileri kullandı."
Prof. Dr. Salih Ali Şuura, İngilizlerin Filistin'deki Yahudi sayısını yeterli bulmayarak Avrupa'daki Yahudileri de buraya taşımaya başladığını belirterek, "Avrupa'dan Kudüs'e taşınan Yahudiler, önce ev almaya, daha sonra okullar ve hastaneler açmaya başladı. Bu iş, İngilizlerin yardımıyla geniş topraklar satın almaya kadar gitti. İngilizler burada hem kendi çıkarlarını garanti altına aldı hem de zengin Yahudi cemaatlerinin Kudüs'te kök salmasına katkı sağladı." diye konuştu.
"Sultan Abdülhamit Kudüs'ü İstanbul'a bağladı"
Mehmet Ali Paşa'nın Mısır görevinin 1840'ta sonra ermesi ve Tanzimat Fermanı ile gelen "azınlık hakları" maddelerinin Filistin'in işgalini hızlandırdığını vurgulayan Şuura, Sultan Abdülhamit'in Kudüs'ü İstanbul'a bağlamasıyla bunun nispeten durdurulduğuna dikkati çekti.
Prof. Dr. Şuura, şunları anlattı:
"Osmanlı uzun bir süre orada varlık gösteremedi. Osmanlı'nın Kudüs'teki varlığının zayıflaması bölgede Müslümanların aleyhine gelişmelere neden oldu, Müslüman oranı azalırken Hristiyan ve Yahudi nüfusu hızla arttı. İngiliz baskısı yüzünden Yahudi nüfusu artışı engellenemiyordu. 1874'te Sultan Abdülhamit, bir yasa çıkararak, daha önce Şam'a bağlı olan Kudüs'ü İstanbul'a bağladı ve Hristiyan, Yahudi nüfusunun artışını kontrol altına almaya çalıştı."
İngiliz çıkarları doğrultusunda yapılan Balfour Deklarasyonu ile Filistin toprakları, tamamen işgal altına alındı. 1517'de Osmanlı İmparatorluğu'nun hakimiyeti altına giren Filistin, Balfour Anlaşması ile Osmanlı yönetiminden alındı. Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra 1917'de Osmanlı, Filistin topraklarını tamamen kaybetti. Bu topraklar, İngilizler tarafından işgal edildi. İngiliz ve Fransızlar, Osmanlı'nın bölgeden çekilmesiyle İsrail devletinin kurulmasına yardımcı oldu. En vahim olay ise, Sykes Picot Anlaşması idi. Bir odada Arapların ağzına bir parmak bal sürülerek vaatlerde bulunan İngilizler, başka bir odada Filistin'i, Ürdün'ü kendilerine bırakan anlaşmalar imzalıyordu."
AA