Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ayrılmasının ardından Marmaris'te kaldığı otele düzenlenen saldırıya katıldıkları gerekçesiyle tutuklanan Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanlığında konuşlu Muharebe Arama Kurtarma (MAK) Birliğinde görevli Astsubaylar Serkan Elçi ve Selman Çankaya'nın ifadelerine ilişkin görüntüler ortaya çıktı.
Görüntülerde İzmir Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesinde ifade veren Astsubay Elçi, saldırıyı ayrıntılarıyla anlatıyor.
MAK Birliğinde görev yaptığını, 15 Temmuz'da çağrı üzerine birliğe gittiğinde bazı arkadaşlarının malzeme hazırladıklarını gördüğünü, hazırlık sonrası bir komutanın kendilerini paraşüthanedeki odaya alarak operasyonla ilgili bilgi verdiğini anlatan Elçi, "Orada komutan bize 'Bir terör örgütünün üst düzey yöneticisini almaya gideceğiz. Bununla ilgili çok önemli bir görevimiz var. Yalnız bundan dönüş olmayabilir, şehit olabilirsiniz, kuvvetle muhtemel şehit olacaksınız, geri dönemeyebilirsiniz.' dedi. Operasyonun ayrıntısını İstanbul'dan gelecek bir ekibin detaylarıyla anlatacağını söyledi." ifadelerini kullandı.
"Yeri değişince plan bozuldu"
"Beklemeye başladık. Sonra özel kuvvetlerden gelen bir binbaşı, yaptığı telefon görüşmesi sonrası yerin değiştiğini söyledi ancak değişen yerin fotoğrafının olmadığını, sadece bir otel olduğunu, içerisinde birçok villasının olduğunu, hepsine tek tek bakılacağını söyledi. Bu nedenle net, ayrıntılı bir planlama yoktu çünkü bölge bilinmiyordu. Daha sonra helikopter başına gittiğimizde bir general, 'Ben size şimdi tam olarak açıklıyorum. Askeriye, hükümete el koydu, belki duymuşsunuzdur.' dedi ama biz depoya geldikten sonra telefonlarımızı kapatıp, teslim etmiştik. Daha sonra tekrar dağıtıldı ama biz kesinlikle açmadık, kapalı duruyordu. O yüzden o ana kadar darbe gibi bir girişimin olduğundan haberdar değildik. Herkes, bize söylenenin şokuyla helikoptere bindi. Kimse itiraz etmedi, daha sonra helikopterde yarım saat civarı bekledik.
"Nerede, nereye gitti, ne zaman çıktı?"
"Burayı derhal terk etmeliyiz"
"Sahilden dağa doğru yürümeye başladık"
Helikoptere izli mermi atıldığını ve büyük ihtimalle isabet aldığı için olay yerinden uzaklaştığını gördüğünü belirten Elçi, "Daha sonra bütün atışlar üzerimize oldu. Uzun süre atış yedik ve siperden çıkamadık. Daha sonra havaya ateş etmeye başladık. O an karşılık biraz durdu. Bu sırada sahil kenarından dağa doğru yürümeye başladık. Dağa ulaştığımızda çatışma bitmişti. En son ekip dağıldı ve kaçtım." diye konuştu.
"Binbaşı gidilecek yeri eliyle koymuş gibi buldu"
Saldırıya katılan askerlerden Astsubay Çankaya da okul komutanının emriyle geldiği birliğinde özel kuvvetleri görünce büyük bir işe gidileceği düşüncesiyle hazırlandıklarını anlattı.
Gidecekleri yerde çatışmanın kaçınılmaz olacağının kendilerine söylendiğini belirten Çankaya, terör elebaşısını yakalayacaklarının kendilerine söylenmesi nedeniyle herkesin abdest aldığını, vatani duygularla yola çıktıklarını söyledi.
Başlarındaki özel kuvvetlerde görevli binbaşının gidilecek yeri eliyle koymuş gibi bulduğuna dikkati çeken Çankaya, TSK'nın yönetime el koyduğunun kendilerine söylenmesinin şaşkınlığını yaşadığını, ne yapacaklarını bilemediklerini ve korktuklarını ileri sürdü.
"Sivil halka ateş ettirmek zorunda bıraktılar"
Çankaya, "Ben helikopterciyim, gidene kadar dua ettim. 'Rabbim, bunu kullanmayı bana nasip etme' dedim. En azından gidene kadar 'Silahı bozayım, aşağıya düşüreyim' diye düşündüm, helikopteri vurmak bile geçti aklımdan ama ne bileyim içeride arkadaşlar da vardı cesaret edemedim." diye konuştu.
Kendilerine gidilen hedefin Cumhurbaşkanı'nın kaldığı otel olduğunun söylenmediğini iddia eden Çankaya, şu itiraflarda bulundu:
"Dalaman'a diye gidiyorduk, daha sonra başka bir üsse gelmişler. Kara Kuvvetlerinin helikopterlerinin olduğu bir üsse indik, yakıt almak için. Sonra geri dönüp o helikopterleri alacaklardı, plan oydu. Daha sonra yakıt veren olmadı, bir şey veren olmadı, sabah oldu. Ezan sesini duydum, gün ağarmaya başlarken bir Skorsky helikopter geldi, içinde bir tane yaralıyla. Sonra bizim malzemeleri oraya yükleyerek dağların, taşların arasından ağaçlara sürte sürte kaçar gibi üsse döndük. Bir general geldi. Ben zaten işin içinden sıyrılmak istiyorum. Nasıl bir yere götürüldük, sivil halka ateş ettirmek zorunda bıraktılar. Aşağıda kimlerle karşı karşıya geldik, bilmiyoruz, 'korumaları' diyorlar ama kimin korumaları bilmiyoruz."AA