Köprüdeki darbecilere Erdoğan'ı izleten kadın: Silah bıraktılar

Hatice Kübra Çiftçi, 15 Temmuz gecesi köprüdeki tankların önüne çıktı. Yaralandı fakat geri adım atmadı. Cep telefonundan Erdoğan’ın konuşmasını izlettiği askerlerden bazıları silah bıraktı.

15 Temmuz gecesi darbeye kalkışarak, ülkenin birlik ve beraberliğini bozmaya yeltenen hainlere en güzel cevabı halk verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çağrısı ile sokağa çıkanlar sadece erkekler değildi. Darbecilere anne şefkati ile yaklaşanlardan, yaralılara yardıma koşan binlerce kadın, Türk kadınının gücünü dünyaya gösterdi. Kimisi daha ilk dakikalarda şehit düştü, kimisi de gazi oldu. Türkan Türkmen Tekin, Ayşe Aykaç, Sevgi Yeşilyurt... akıllara ilk gelen kadın şehitlerimiz. Ve sayısız gazimiz var. Onlardan biri de Hatice Kübra Çiftçi. Köprüde askerlerin üstüne yürüdüğü görüntülerle hafızalarımıza kazındı. 45 dakika boyunca tartıştığı askerlerin “Git kadın, beynine sıktırtma!...” diyerek azarladığı, sonra silahla kolundan, bacağından, göğsünden yaraladığı demokrasi gazisi o geceyi anlattı.

 

Hatice Kübra Çiftçi, darbeleri yakından bilen bir isim. Babası, 60 ve 80 ihtilalleri sonrası idamla yargılanan ilk gazeteci olarak yıllarca cezaevinde kalmış. Evlatlarına da o günleri anlatan sayısız hatıralar bırakmış. Çiftçi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘sokağa çıkın’ talimatı sonrası köprüye gittiğini belirterek, “Askerler tanklarla köprüye gelmişlerdi. Onlara cep telefonumdan Cumhurbaşkanımızın konuşmasını izlettim. Askerlerden üçü konuşmayı görünce ellerindeki tüfeği yere düşürdü. Korkmuşlardı. Darbenin başarısız olduğunu anlamışlardı. O an cesaretim iyice arttı” dedi.
 
Askerlerin sağa sola hedef gözeterek ateş ettiğini söyleyen Çiftçi sözlerini şöyle sürdürdü: “Tankın üstünde omuzu kalabalık askerlerden biri, her sivil vurduğunda zafer işareti yaparak seviniyordu. Gözü dönmüştü adeta. Çok yaralı vardı. Ortalık kan gölüne dönmüştü. O an, ya öleceğiz ya da bu gözü dönmüşlerin eline düşeceğiz diye düşündüm. Tankların üzerine doğru gitmeye başladım. İçimde çok büyük bir öfke vardı. Çünkü bu FETÖ mensuplarını iyi tanıyordum. Benim eczaneme haraç kesmeye gelmişlerdi. ‘SGK’ya kestiğin aylık fatura miktarının yüzde 20’sini himmet adıyla bize vereceksin’ demişler ben reddedince de ‘Bir gün gelecek idare bizim elimize geçecek. Bu ödemeyi yapmayan eczaneler o zaman kapatmak zorunda kalacaklar. Kainat imamızın fetvasına göre; Bizden olmayanın malları ganimet, eşleri, kızları da cariye hükmündedir’ demişlerdi. Bunların hakimiyetine girmektense toprağın altına girmeyi tercih ederim düşüncesiyle tankların üzerine yürüdüm.”
 
Askerlerin kendisini engellemek için çok çaba gösterdiğini ama yılmadığını söyleyen Çiftçi, “Sonra yaylım ateşine başladılar. Kolumda, bacağımda ve göğsümde sıcaklık hissettim. Albayın biri, ‘takviye asker gönderin’ diye bağırıyordu. Yaralı halde kalabalığın arasına girdim. Bulunduğumuz yere gelen mavi bir otobüsü görünce albayın sözlerini hatırladım. Çevremdekilere askerler geliyor diye bağırdım. İnsanlar o otobüsü durdurunca içeriden bir yaylım ateşi başladı. Ancak ele geçmeleri uzun sürmedi” dedi.
 
Kendi imkanları ile hastaneye giden Çiftçi burada tedavisi tamamlandıktan sonra taburcu olup evine dönüyor. Allah rızası, vatan-millet aşkıyla darbeye karşı durduğunu anlatan Çiftçi, “yine olsa yine yaparım” diyor. (Türkiye)