'Karara sevindik ama içimiz hala sızlıyor'

Ergenekon davasında yakınlarını kaybedenler, 12 yıl sonra gelen beraat kararı için “Adalet geç de olsa yerini buldu. Ama içimiz hâlâ sızlıyor. Bu günah kolay temizlenmez” dedi. 

Hilal YILDIRIM

Ümraniye’de 2007'de bir gecekonduda bulunan el bombalarıyla başlayan Ergenekon davasında 12 yılın ardından tüm sanıklar beraat etti. Bu karanlık davada 588 kişi tutuklandı, 17 bin sayfalık 19 iddianame hazırlandı. Sanık yapılan Kuddusi Okkır, Türkan Saylan, Yarbay Ali Tatar, Erhan Göksel, Gazeteci İlhan Selçuk, Kaşif Kozinoğlu, Uçkun Eray, Engin Aydın, Fatih Hilmioğlu hayatını kaybetti. Hukuk mücadelesi sonunda gözler bu süreçte hayatlarını kaybedenlerin ailelerine çevrildi. Acılı aileler duygularını AKŞAM’a anlattı. 

Ülkemiz faciaya sürüklendi

Yarbay Ali Tatar, Deniz Komutanlığı’nda biri emekli 2 amirale yönelik suikast iddialarına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında hakkında yakalama çıkarılınca intihar etti. Arkasında “Ben bu hukuksuzlukla yaşayamam” notunu bırakan Tatar’ın ağabeyi Ahmet Tatar  kararı “Bu dava bana kardeşimden mirastı. Ben bu yolda kardeşimi kaybettim. Çok önceden çıkması gereken bir karardı. Ergenekon, 17-25 Aralık ve  15 Temmuz  süreçlerine zemin oldu. Ülke olarak faciaya sürüklendik. Artık hem siyaset hem medya hem yargı bu konuda dersimizi  almamız lazım bir daha tekrarlarını yaşamamak için” şeklinde değerlendirdi.

Yıllarca kan kusturdular

Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu, davada sürecinde tutuklu bulunurken 21 yaşındaki oğlu Emir’i kaybetti. Cezaevinden iki gün izinle oğlunun cenazesine katılan Hilmioğlu, bir süre sonra kansere yakalandı ve 2014 yılında tahliye edildi. Kardeşi Avukat Hayati Hilmioğlu, kararı şöyle değerlendirdi: “Ergenekon davası yıllardır kılıç gibi tepemizde sallandı.  Bugün firari olan FETÖ’nün isimleri bizlere yıllarca kan kusturdular. FETÖ, yargıya güven bırakmadı. Ülkemiz adına bu duruma çok üzülüyorum. Oysa hukuk adalet herkese birgün lazım olacak. Beraat kararına sevindik. Ama geç gelen kararı içimiz sızlayarak karşıladık.” 

‘Gözün arkada kalmasın’ demiştim 

Örgütün kasası ve finansörü olmakla suçlanan Kuddusi Okkır, tutuklandıktan 1 yıl sonra henüz iddianameyi bile göremeden kanserden yaşamını yitirdi. Eşini hastanede gördüğünde tanınmayacak halde olduğunu dile getiren Sabriye Okkır, mahkeme kararının ardından şunları söyledi: “Kuddusi o kadar kötü bir haldeydi ki ona hastanede ‘git kurtul ama gözün arkada kalmasın ben gereken her şeyi yapacağım’ dedim. Adalet geç geldi. Sadece  tutuklananlar, sadece hayatlarını kaybedenler değil, biz geride kalanlar da çocuklar ve aileler olarak çok çektik. Kan kustuk. Her vefat edenin ailesine içimiz yandı. Bu günah kolay çıkmaz.”