Filistin Esirler ve Özgürler Heyetinden yapılan açıklamada, İsrail yönetiminin, son dönemde "kadın, çocuk, yaşlı, gazeteci, akademisyen, milletvekili ve aktivist" ayırt etmeksizin Filistinlilere yönelik idari tutukluluk kararlarını artırdığı belirtilerek, "İdari tutukluluk, adil yargılamalar yerine esirlere yönelik psikolojik işkence haline geldi. Askeri emirlerle delilsiz bir şekilde keyfi tutuklama kararları veriliyor." ifadeleri kullanıldı.
'26 BİN DEFA BAŞVURDULAR'
İsrail'in, idari tutukluluk uygulamasını, uluslararası hukuka göre suç sayılmasına rağmen "toplu cezalandırma yöntemi" olarak kullandığı ve 2000 yılından bu yana 26 bin defa bu uygulamaya başvurduğu kaydedilen açıklamada, "Söz konusu uygulama bu yıl, 2015 yılına oranla yüzde 50, 2014 yılına oranla yüzde 100 arttı. Nitekim İsrail cezaevlerindeki idari tutuklu sayısı yaklaşık 750 kişi arttı. Bunların yüzde 60'ı hakkında bir kereden daha fazla tutukluluk kararı verildi." ifadesine yer verildi.
HAYATİ RİSK TEHLİKESİ
Açıklamada, Filistinli Malik el-Kadı ile Muhammed ve Mahmud Bülbül kardeşlerin, İsrail'in "idari tutukluluk" kararına protesto olarak uzun süredir açlık grevi yaptığına dikkat çekilerek, İsrail hastanelerinde kalan Filistinli eylemcilerin sağlık durumlarının kötüye gittiği ve her an hayati riske girebilecekleri bilgisi verildi.
İsrail hapishanelerindeki bazı Filistinliler, "idari tutukluluk" politikasını protesto için 17 Temmuz'da açlık grevine başlamıştı. İsrail'in "idari tutukluluk" adını verdiği uygulamaya göre, istihbarata dayalı olarak Filistinliler 1 ila 6 ay alıkonulabiliyor. Tutuklunun, "İsrail'in güvenliği için tehlike teşkil ettiğine" karar verilmesi halinde ise askeri hakim, suç isnadında bile bulunmadan tutukluluk süresini 5 yıla kadar uzatabiliyor. AA