AA
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, "Cumhurbaşkanımız özgür, bağımsız Türkiye karşıtı, Türkiye'nin müreffeh bir ülke olmasını istemeyen ulusal, uluslararası ne kadar unsur varsa hepsini yendi. Türkiye'nin daha büyük bir ülke olmasını, özgür, tek başına, kendi ad ve hesabına politika üretmesini istemeyen ne kadar aktör varsa hepsini yerle yeksan etti. Milletinin yanında, milleti namına Cumhurbaşkanımız büyük bir zafer kazandı." dedi.
Altun, 24 TV canlı yayınında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu ve soruları yanıtladı.
Seçim sonuçlarına ilişkin değerlendirmesi sorulan Altun, "Bu seçimde, açık ve net şekilde vurgulamamız gerekir ki, kazanan Türkiye olmuştur." dedi.
Altun, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, seçim sürecinde sistematik şekilde yalanı esas alarak hareket eden bir koalisyonla karşı karşıya kaldığını belirterek, "Cumhurbaşkanımızın karşısında, dezenformasyon bombardımanını ana iletişim stratejisi olarak kabul eden bir yapı vardı. Bu yapı, ne yazık ki aşırı sağ ve aşırı sol ittifakı olarak karşımıza çıkmış bir yapıydı. Cumhurbaşkanımız bunlara karşı mücadele etti." değerlendirmesinde bulundu.
Bu yapının Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yanı sıra büyük ve güçlü Türkiye'nin yürüyüşünü de durdurmayı hedeflediğini söyleyen Altun, milletin buna müsaade etmediğini belirtti.
Altun, Batı medyasında Erdoğan'ın seçimlere avantajlı girdiğine ilişkin haberler yapıldığına dikkati çekerek, "Tabii ki avantajlı olarak girdi. Çünkü milletimizin çok güçlü desteğiyle girdi fakat onların kastı bu değil. Diyorlar ki, ellerindeki medya gücü dolayısıyla avantajlı girdi. Buradan sormak istiyorum, Türkiye'de Sayın Cumhurbaşkanımıza destek veren yerli ve milli medya, bütün o uluslararası büyük medya devleriyle kıyaslandığında gerçekten onların daha üstünde bir niceliğe mi sahip, böylesi bir cesamete mi sahip?" diye konuştu.
Seçim sürecinde sosyal medya şirketlerinin çok net şekilde taraf olduklarını söyleyen Altun, "Bunlar, kendilerini bağımsız, objektif platformlar olarak lanse etseler de böyle olmadıklarını elbette meslekten iletişimciler, profesyoneller biliyorlardı ama bütün kamuoyu açık ve net şekilde bildiler. Çünkü bunlar açıkça taraf tuttular." dedi.
"Twitter" yönetiminin, ABD'nin siyasal çıkarları için kendisinden istediklerini yerine getirdiğini kaydeden Altun, bunu ortaya koyan çalışmaların yer aldığı bir kitap hazırladıklarını anlatarak, "Uluslararası medya devleri, bunların içerideki uzantıları, sosyal medya şirketleri ve bunların içerisinde büyütülen bu sanal trol ağları, bunların hepsi dezenformasyon üretim merkezi olarak Sayın Cumhurbaşkanımıza karşı operasyon merkezine dönüştüler ve başarılı olamadılar." şeklinde konuştu.
Millet iradesi söz konusu olduğunda bütün bu oyunların bozulduğunu ifade eden Altun, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu süreçte Cumhurbaşkanımız çok yalın, çok net bir iletişim stratejisi izledi, çok realist bir iletişim stratejisi izledi. Hiçbir zaman yapamayacağını düşündüğü bir söz söylemedi, bir vaatte bulunmadı. Yaptıklarını anlattı, bununla topluma, milletimize güven verdi. 20-21 yılda dış politikadan ekonomiye, kültürden ulaştırmaya pek çok alanda yapılanları net olarak ortaya koydu."
Altun, Erdoğan'ın liderliğinde Türkiye'nin elde ettiği kazanımların, pek çok uluslararası aktör için kayıp anlamına geldiğine dikkati çekerek, "Bu unsurlar, 2023 seçimlerini çok önemli, kendileri açısından stratejik seçim olarak gördüler ve o büyük, istikrar adası Türkiye'yi yolundan döndürmek ve küçülen iç çelişkilerine mahkum bir Türkiye'ye yeniden kavuşmak için bu alana ciddi bir yatırım yaptılar." ifadelerini kullandı.
Türkiye siyasetini yalanlarla kirletmeye çalışanlara karşı doğru bilgiyi vererek mücadele ettiklerini vurgulayan Altun, şunları kaydetti:
"Bu aşırı sağ ve sol ittifakın içinde olduğu bu koalisyona karşı biz yine bir toplumsal bilinçlenme oluşturmaya yönelik gayret ortaya koyduk ve onların kullandıkları trol ağlarını ifşa ettik. Bu trol ağları ifşa olduğunda aslında kendilerince sosyal medyada çok güçlü olduğunu söyleyen bu unsurlar tamamen sanal bir platformda, tamamen bir balonun içerisinde, aslında yankı odalarında hareket ettiklerini görmüş oldular. Bu onlarda psikolojik olarak da tahribat oluşturdu ve her seferinde, her adım attığımızda, her tutarsızlıklarını gösterdiğimizde bize hem tehditlerle hem de iftiralarla saldırdılar. Bunlar bizi yaptığımız uğraşlardan geri döndürmedi."
Altun, gerçekleri, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın tez ve projelerini ulusal ve uluslararası alanda anlatmak için de gayret sarf ettiklerini dile getirerek, "Bizim yaklaşımımız şu; Sayın Cumhurbaşkanımızın vizyonu kendi başına güçlüdür, kendi başına tartıda yeterince ağırdır. Biz, bunu yalın ve güçlü şekilde ulusal ve uluslararası kamuoyuna aktardığımızda, muhatapları bunu net bir şekilde algılayacaktır, milletimiz bunu çok net bir şekilde algıladı." dedi.
Fahrettin Altun, milletin seçimlerde istikrarın devamından yana olduğunu net şekilde gösterdiğini belirterek, "Bu tutarsız siyaset, bu aşırı sağ ve aşırı solun bir arada olduğu bu koalisyon, her şeyden önce vatandaşın haklarını istismar etmek üzere bir siyaset izledi. Bugüne kadar, son seçime kadarki bir ayda her gün yeni bir yalan söylemelerinden dolayı, oluşturdukları o kirden ve günahtan dolayı özür dilemediler." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kapsayıcı, kuşatıcı, birlik ve beraberlik içeren mesajlar verdiğini söyleyen Altun, "Diğer taraftan, doğrudan siyasal kutuplaşmayı, toplumsal kutuplaşmaya çevirmek isteyenler, toplumsal kutuplaşmayı derinleştirmeye çalışanlar, etnik ve kültürel fay hatları oluşturup buradan çatışma çıkartmaya hatta mezhebi fay hatları oluşturup buradan çatışma çıkarmak isteyenler, tavırları dolayısıyla nedamet getirmediler, pişmanlıklarını dile getirmediler." ifadelerini kullandı.
Altun, "Altılı masadaki genel başkanlardan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı arayıp tebrik eden oldu mu?" sorusuna, "Bildiğim kadarıyla olmadı." yanıtını verdi.
Fahrettin Altun, şöyle konuştu:
"Birileri açısından bu bir rekabet değildi, bu bir düşmanlıktı. Çünkü, bu aşırı sağ ve aşırı sol ittifakın misyonu, kendilerine verilmiş bir misyondu ve bu tam anlamıyla Cumhurbaşkanımızın liderliğinde büyük ve güçlü Türkiye projesine ket vurmak için ortaya çıkmış bir girişimdi. Bu girişimin sahipleri bir rekabet içinde değillerdi. Burada da seçim sonuçlarını manipüle etmek için bile çok ciddi gayret sarf ettiler. Yine buna milletimiz izin vermedi. Yine Cumhurbaşkanımızın dikkatli ve başarılı yönetimi sayesinde bu manipülasyonlara bir imkan bulamadılar. Çünkü çok başarılı şekilde Yüksek Seçim Kurulunun yürüttüğü bir süreç oldu. Yine aynı şekilde Anadolu Ajansı başta olmak üzere medyamızın ilgili kurumları çok başarılı bir performans ortaya koydu."
Muhalefetin yalan anket sonuçlarıyla seçime müdahale etmeye çalıştığına işaret eden Altun, "Kendi kitlelerini mobilize etmeye çalıştılar ve seçim akşamı ortaya çıkacak olan kendileri açısından gündeme gelecek olan mağlubiyeti perdelemeye çalıştılar ama başarılı olamadılar. Çünkü sonuç çok açık ve netti." dedi.
Altun, muhalefetin 28 Mayıs'ta da bunu yapmak istediklerini fakat bunun olmadığını belirterek, "Çünkü burada ne olursa olsun Cumhurbaşkanımızın net mesajları, yürüttüğü akıllı iletişim stratejisi sürecin milletimiz açısından çok net anlaşılmasını sağladı. Uluslararası kamuoyu da bu noktada net şekilde tablonun ne olduğunu gördü. Bugün itibarıyla bu net tablo söz konusu olduğunda birilerinin çıkıp kendi kitlesine 'Evet, biz çok ağır bir yenilgiyle karşı karşıya kaldık' demeleri gerekir ama görüyoruz ki böyle bir erdem de söz konusu değil." ifadelerini kullandı.
Fahrettin Altun, bir soru üzerine şunları söyledi:
"Cumhurbaşkanımız, özgür, bağımsız Türkiye karşıtı bütün unsurları yendi. Türkiye'nin müreffeh bir ülke olmasını istemeyen ulusal, uluslararası ne kadar unsur varsa hepsini yendi. Türkiye'nin daha büyük bir ülke olmasını istemeyen ne kadar unsur varsa hepsini yendi. Türkiye'nin özgür, tek başına, kendi ad ve hesabına politika üretmesini istemeyen ulusal, uluslararası ne kadar aktör varsa hepsini yendi, yerle yeksan etti. Cumhurbaşkanımız Türkiye'nin istikrar sağlayan gücünü, küresel meselelerde taraf olan, bölgesel anlamda güçlü, itibarlı bir ülke olmasını istemeyenleri yendi. Velhasıl milletinin yanında, milleti namına Cumhurbaşkanımız büyük bir zafer kazandı."
Altun, seçimlerden sonra birçok dünya liderinin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı arayarak veya sosyal medya üzerinden tebrik ettiğini belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın öncülüğünde hayata geçirilen Tahıl Koridoru Anlaşması'nı anımsatan Altun, şöyle devam etti:
"Bugün tahıl fiyatları bu noktaya geldiyse, küresel anlamda açlık sorunu ciddi anlamda bu Tahıl Koridoru Anlaşması'yla bir çözüme kavuşturulduysa, bir noktaya geldiyse bu Sayın Cumhurbaşkanımızın yürüttüğü lider diplomasisi sayesindedir. Cumhurbaşkanımız hem Ukrayna hem de Rusya liderleriyle görüşebilmeyi başaran ve bu noktada da krizin derinleşmesine engel olan bir liderdir. Bu insanlık namına bir başarıydı. Bu süreçlere şahitlik etmiş, bu süreçlerde neyin nasıl yürüdüğüne tanıklık etmiş birileri olarak Cumhurbaşkanımızla gurur duyuyoruz ve bu gururu kamuoyuna daha fazla aktarmaya gayret ediyoruz. Çünkü Cumhurbaşkanımız uluslararası bir krizin derinleşmesini engellerken diğer taraftan da küresel bir açlık krizinin önüne geçmiştir. Bu gerçekten çok kutlu bir müdahaledir. Bu süreçte şunu da net bir şekilde gördük ki eğer kararlı, güçlü, milletinden güç alarak politika yapmaya devam eden bir güçlü siyasal lider uluslararası politikada varlık gösterirse, bu aslında pek çok krizin gidişatına da etki edebilir."
Altun, Türkiye Yüzyılı'nın temel parametrelerinin ne olduğuna ilişkin soru üzerine, Türkiye Yüzyılı'nda öncelikli olarak afetin yaralarının sarılacağını ve afetlere karşı risk ve kriz yönetimi sürecinin çok güçlü şekilde kurumsallaştırılacağını belirtti.
Diğer taraftan çok sağlam bir toplumsal yapı inşa edeceklerinin altını çizen Altun, önümüzdeki dönemin diğer önemli başlıklarının "istikrarlı ve güçlü bir ekonomi" ile "adalet, demokrasi, insan hak ve hürriyetleri" ve "Türkiye ekseni" olduğunu anlattı.
Altun, "Önümüzdeki günlerde Cumhurbaşkanımız kabinesini açıklayacak ve kabinesini açıkladıktan sonra çok hızlı şekilde, hükümet programıyla birlikte seçim beyannamesinde milletimize verdiğimiz sözler ve somut bir şekilde çerçevesi çizilen vaatler bir politikaya nasıl dönecek, onun takvimi ve yol haritası ne olacak, o ortaya konulacak ve inşallah el birliğiyle bu mücadeleyi sürdüreceğiz." ifadelerini kullandı.
Kabineye ilişkin bir soru üzerine Altun, şöyle konuştu:
"Gerçekten Cumhurbaşkanımızın siyaseti bir dava hareketidir ve bu dava hareketine gönül vermiş, omuz vermiş, çok nitelikli yetişmiş, başarılı insanlar vardı. Bu noktada gerçekten bir kaht-ı rical yaşamayan, gerçekten organik, güçlü bir toplumsal hareketten bahsediyoruz. Bu toplumsal hareketin siyasal harekete tercümesidir aslında Cumhurbaşkanımızın siyasi mücadelesi. Ve liderliği sürecinde bu noktada gerçekten çok geniş ekiplerle çalışmıştır. Bu noktada Cumhurbaşkanımız, temel ihtiyaçları belirleyen bütün fotoğrafı gören bir noktada ve zaten takvim de önümüzdeki iki günde netleşecek. Yarın milletvekili yeminleri olacak. Cumartesi günü yine Sayın Cumhurbaşkanımızın Meclis'te yemini olacak, Anıtkabir ziyareti olacak. Sonrasında göreve başlama töreni olacak. Yabancı devlet başkanlarıyla, misafirleriyle bir yemeği olacak. Arkasından da Sayın Cumhurbaşkanımızın kabine üyelerini açıklayacağı bir toplantı gerçekleşecek ve burada hep birlikte çok şeffaf bir şekilde süreci göreceğiz."
Türkiye açısından önlerinde önemli bir dönem olduğunu vurgulayan Altun, bu önemli dönemin toplumsal birlik ve bütünlük içerisinde Türkiye Yüzyılı vizyonuyla, Türkiye lehine değerlendirme imkanına sahip olunduğunu vurguladı.
Bu imkanın kullanılması halinde Türkiye'nin ve bütün vatandaşların kazançlı çıkacaklarına dikkati çeken Altun, şunları söyledi:
"Vatandaşlarımız bu anlamda, Türkiye'nin artan refahının günden güne Allah'ın izniyle daha fazla etkilerini görecektir. Dolayısıyla burada dezenformasyon yol ve yöntemleriyle, o yalan siyasetinin unsurlarıyla ne yazık ki kendi avantajlarını kaybettikleri için kamuoyunu yanlış yönlendirmeye çalışanlara vatandaşlarımızın itibar etmemesi gerekir. Sayın Cumhurbaşkanımızın vizyonu da, söylemleri de çok açık ve net. Bir gelecek projeksiyonu koyuyor Cumhurbaşkanımız, milletimizin, ülkemizin ve devletimizin önüne. Burada da ne yapacağını, neyi yapmayacağını da çok açık ve net bir şekilde deklare ediyor. Bunun da şeffaf bir şekilde yapılması hasebiyle ayrıca değerli olduğunu düşünüyorum. Fakat diğer taraftan ne yazık ki görüyoruz ki, son 4 gün de bunu gösterdi, bu dezenformasyon siyasetinden vazgeçmeyen ve kendi kayıplarını da yalanlarla telafi etmeye çalışan belli siyasi unsurlar var. Bu imkanı, bu fırsatı, Türkiye'nin önündeki bu kazanım imkanlarını, bu yalan siyasetiyle kimse bertaraf ettirmesin, buna müsaade etmesin."