İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, ABD'nin F-35 programına yönelik kararına ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, AB’nin savunma alanında ABD’den bağımsız bir kapasite geliştirme çabasının bir unsuru olan savaş uçağının geliştirilmesinde, Türkiye'nin yer alma olasılığının incelenmesi önerisini paylaştı.
AB'de geliştirilecek yeni nesil savaş uçağı projelerine değinen Zeytinoğlu, "Dassault Aviation ve Airbus'un geliştireceği yeni nesil savaş uçağının halen kullanılan Rafale ve Eurofighter'ın yerini alması planlanıyor. Bu yeni uçağa rakip olarak Birleşik Krallık’ta Tempest adlı yeni bir uçak geliştiriyor. 17 Haziran'da Paris Airshow’da bir araya gelen Fransa, Almanya ve İspanya savunma bakanları üçlü bir iş birliği anlaşması imzaladılar. 2017’den beri geliştirilen 'Gelecek Hava Muharebe Sistemi' kapsamında savaş uçağı ve drone gibi insansız hava araçları da eşlik edecek. Fransız ve Alman hükümetlerinin 2025 yılına kadar ortak savaş uçağı için 4 milyar avro yatırım yapmaları bekleniyor. İlk prototipin ise 2026 yılına kadar geliştirilmesi hedefleniyor. S400'lerin alınması sebebiyle F-35 programının dışında bırakılması muhtemel olan Türkiye için alternatifler düşünülebilir. Avrupa'nın ortak savaş uçağı projesine Türkiye'nin katılım imkânının değerlendirilmesi gerekir. Türkiye, F-35 programından çıkarılmasına bir alternatif olarak Fransa-Almanya-İspanya ortaklığında başlatılan yeni nesil savaş uçağı projesine katılabilir." ifadelerini kullandı.
"EUROSAM’IN GELİŞTİRDİĞİ SİSTEMLER, DİĞER SİSTEMLERLE ENTEGRE OLARAK ÇALIŞABİLİR"
Türkiye’nin Eurosam kapsamındaki iş birliğine de değinen Zeytinoğlu, Fransa ve İtalya ortaklığında 1989’da kurulan savunma sanayi şirketi Eurosam’ın geliştirdiği sistemlerin, tek olarak veya diğer sistemlerle entegre olarak çalışabileceğini vurguladı.
Zeytinoğlu, Türkiye’nin 8 Ocak 2018'de uzun menzilli hava ve füze savunma sisteminin gelişimi ve üretimi için Eurosam ile iş birliği anlaşması imzaladığını belirterek, bu modelin ortak savaş uçağı için de uygulanabileceğini kaydetti.
Bazı AB ülkelerinin Kıbrıs açıklarında sondaj çalışmaları bulunduğunu anımsatan Zeytinoğlu, savunma birliği oluşturmaya çalışan AB'nin Türkiye’ye olan ihtiyacının arttığını belirtti.
"İNGİLTERE'NİN AB’Yİ TERK ETMEKTE OLUŞU, AB ORTAK SAVUNMA GÜCÜ AÇISINDAN ENDİŞE VERİCİ"
Zeytinoğlu, şunları kaydetti:
“Son dönemde ABD’nin Avrupa savunmasını üstlenme konusundaki isteksizliği AB’nin bu alanda kendi başının çaresine bakma aşamasına gelmesine yol açmıştır. Nitekim gerek Almanya Başbakanı Merkel gerekse Fransa Cumhurbaşkanı Macron bir savunma gücü oluşturma ve savunma sanayisini güçlendirme konusunu yaptıkları açıklamalarda vurgulamıştır. Bu kapsamda, önemli bir askeri güç olan İngiltere’nin AB’yi terk etmekte oluşu AB ortak savunma gücü açısından endişe vericidir.
Türkiye gibi NATO'nun önemli bir müttefiki ve önemli bir bölgesel gücün AB ile savunma konusunda iş birliğini artırması AB’nin ortak savunma vizyonunu gerçekleştirmesini sağlayabilir. AB’nin Yapılandırılmış Daimi İşbirliği (PESCO) kapsamında başlatılan projelere üçüncü ülkelerin de katılabileceği AB Konseyince belirtilmiştir. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) bu girişime Türkiye’nin katılımını engellemeye çalışacaktır. Ancak Türkiye’nin savunma anlamında yapabileceği önemli katkı AB’nin Kıbrıs meselesine yaklaşımının sorgulanmasına da yol açabilir."
AB Konseyi’nin Türkiye’ye karşı aldığı yaptırım kararına da değinen Zeytinoğlu, Kıbrıs açıklarındaki sondaj konusunda AB'nin tamamen Rum ve Yunan tezlerine itibar ederek Türkiye’ye yaptırım uygulama kararı almasının son derecede talihsiz bir karar olduğunu belirtti.
Zeytinoğlu, AB'nin Türkiye’ye bakışını daha gerçekçi bir çizgiye getirmesi ve iş birliği imkanlarını geliştirmesi gerektiğini belirterek, Türkiye'nin de bu noktada AB’ye sırtını dönmek yerine ikna ve diyalog çabalarına devam etmesi gerektiğini vurguladı.
AA