1
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, AK Parti Siirt İl Başkanlığını ziyaretinde partililere hitaben yaptığı konuşmada, bir süredir Doğu ve Güneydoğu'da bulunan illeri ziyaret ederek sorunları görmeye ve çözmeye gayret gösterdiklerini söyledi.
"Biz bu kucaklaşmayı gerçekleştirdikçe, arttırdıkça, İstanbul'da bir bomba patlıyor, Kayseri'de alçak bir saldırıda evlatlarımız şehit oluyor ve ülkemizde görev yapan Ortadoğu barışına ciddi şekilde hizmet eden önemli bir devlet adamı, kalleşçe bir saldırıya kurban gidiyor." diyen Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kağıt üzerinde bakarsanız, hepsinin faili farklı. 'TAK' diye uyduruk bir örgüt üstleniyor, aslında bildiğin PKK. Ötekisi şahıs görünümlü, kazıyınca altında FETÖ çıkıyor, onun da zaten PKK ile bir şekilde ortaklık yaptığını herkes biliyor. Bunlara destek olanların kimler olduğu da herkesin malumu. İşte bütün bunları alt alta koyduğumuzda yapılmak istenilenin ne olduğu açıkça görülüyor. Amaç, 14 yıldır süregelen bu devlet ve millet yakınlaşmasını engellemek, dolayısıyla gelişmeyi engellemek, özellikle Doğu ve Güneydoğu illerini geri bıraktırıp, kendilerine geri kalmışlık üzerinden meşruiyet sağlamak. Devletle milletin arasını açmaktır."
Soylu, özellikle Doğu ve Güneydoğu illerinin kalkınmasına, gelişmesine yönelik bir irade ortaya koyulduğunda, ülkenin bir yerlerinde bombaların patlatıldığına dikkati çekti.
6-7 Ekim olaylarında Siirt Halk Kütüphanesi'nin terör örgütü PKK'lılar tarafından tahrip edildiğini anımsatan Soylu, şöyle konuştu:
"Bu kütüphane geçici olarak başka bir binaya alındı. Yenisinin projesi çiziliyor, 2017'de inşaatı başlayacak inşallah. Bir kütüphaneyi kim, neden tahrip eder? Cevap basittir. Bu milletin okumasını, gelişmesini istemeyen, kendi güdük hayat felsefesine biat edilmesini isteyen, buraların gençlerini, dağlarla mağara kovuklarına mahkum etmek isteyen, onları devletle karşı karşıya getiren, batılı ağabeylerinin ayakçısı yapan, peşkeş çeken bir zihniyet bunu ister ve yapar. Havaalanı inşaatından, yol inşaatından işçi kaçıran, mühendis kaçıran, iş makinelerini yakan da aynı iradedir. 6-7 Ekim'de insanları sokağa çağıran irade de aynı iradedir. Kan akan musluk afişleriyle insanları tehdit ederek oy gasp etmeye çalışan da aynı iradedir. Bu ülkenin bakanları, başbakanı Doğu'da, Güneydoğu'da geziyor diye rahatsız olan da aynı iradedir."
'BÜTÜN TERÖR ÖRGÜTLERİ SİLİNECEK'
İçişleri Bakanı Soylu, PKK'sından FETÖ'süne kadar, adı ne olursa olsun bütün terör örgütlerinin silineceğini vurguladı.
"Vatan sadece silahla korunmaz, siyasetle de korunur. Bizim mücadelemiz budur. Bu ülkenin en küçük ilçesinin, mahallesinin dahi, terör baskısı altında geri kalmasına razı olmamız mümkün değildir." değerlendirmesinde bulunan Soylu, şöyle devam etti:
"Yok eş başkanmış, yok federasyonmuş, Kandilmiş, batı dünyasının tepkisiymiş, hiçbirisi umurumuzda değil. Bu ülkenin ne kadar emniyeti, askeri, polisi ve jandarması varsa bu mücadelenin içindedir. Bu ülkenin Doğusuyla Batısı aynı gelişmişlik seviyesine gelecektir. Bu bizim inadımızdır ve inancımızdır. Neden benim İzmir'deki vatandaşım özgür iradesiyle beraber oy atarken Ağrı'da, Siirt'te, Şırnak'taki vatandaşım evine gelen tehdit pusulalarıyla beraber korkutulmaya çalışılsın? Neden Bursa'da, Balıkesir'de bir müteahhitimiz kamu yatırımını rahat rahat yapabiliyor, zamanında teslim ediyor, vatandaşım istifade edebiliyorken Hakkari'de, Van'da veya Mardin'de, asker koruması altında çalışmak zorunda kalsın? İnşaatı olması gerekenden uzun sürsün?"
Soylu, Kandil'de oturup kendilerine tehditler yağdıranlardan da korkularının olmadığının altını çizdi.
"Neden bu bölgeden 'milletvekili' diye seçilen, kasım kasım ortalarda gezinen, utanmadan sıkılmadan bu devletten aldığı maaşı, terörist cenazelerine gitmekte harcayanlar, hala terör örgütünün propagandasını yapsın?" ifadelerini kullanan Soylu, şunları söyledi:
"Belediyenin imkanlarını, vatandaşımın helal alın teriyle verdiği vergilerden ayrılan paraları, neden dağdaki teröristin daha rahat yaşaması için versin, maaş bağlasın? Biz bunlara katlanmak zorunda mıyız? Aciz miyiz? Aklımız mı yok? Bu topraklarda binlerce yıldır yaşayan bu millet, devlet üstüne devlet kuran bu millet siyaset mi bilmiyor? Meclis kürsüsünde, üçüncü sınıf özgürlük ve barış nutukları atan, kameraları görünce profesyonel tiyatrocular olarak bir anda sevgi ve barış elçisi gibi davranan o milletvekillerinin bunlara sesi çıkmayacak da, biz bunu sineye mi çekeceğiz? Hiç öyle bir mecburiyetimiz, hiç öyle bir acziyetimiz yoktur."
Burasının Siirt ve bu ülkenin İçişleri Bakanı olduğunu hatırlatan Soylu, Ankara'da İstanbul'da ne konuştu ise aynısını Siirt'te de konuştuğunu ifade etti.
Soylu, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Liderimiz kararlıdır, Başbakanımız kararlıdır, biz de kararlıyız, milletimiz de kararlıdır. Hiç kimse heveslenmesin, beyaz toroslar gezmeyecektir. Biz bu mücadeleyi kararlılıkla, sonuna kadar, bütün imkanlarımızla ama gözaltında kayıplarla değil, illaki hukuk içinde, demokrasi içinde çözeceğiz. Bunun yaygarasını yapmaya hazırlananlar, bizim kararlılık söylemlerimizi, mücadele azmimizi eğip büküp buralara çekmek isteyenler, hiç boşuna ümitlenmesin. Bu terör belasıyla, PKK'sıyla, FETÖ'süyle son nefesimize kadar mücadele edeceğiz. Asla geri basmayacağız, asla bu yoldan dönmeyeceğiz. Bu millet bombadan silahtan korkacak bir millet olsaydı, Çanakkale'de, Sakarya'da korkardı."