Firmaların piyasadaki nakit ihtiyaçlarının giderilmesi, bugünkü nakit ihtiyaçları ya da nakit akışındaki dengesizlik nedeniyle ortaya çıkacak nakit ihtiyaçlarını, likitide ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla Kredi Kefalet Fonunun garantisiyle 250 milyar liraya kadar bir kredi hacmi oluşturulduğunu kaydeden Başbakan Yardımcısı Canikli, “2017’de yatırım teşvik belgesi kapsamında yapılacak olan imalata yönelik yatırım harcamaları için yatırıma katkı oranını mevcut orana ilave olarak yüzde 15 daha arttırıyoruz. 2017’de iş olanakları ve istihdamı arttırmaya, özel sektör firmalarımızın maliyetlerini düşürmeye yönelik tedbirlerimiz devam edecek. Özel sektörümüzün asgari ücret desteğinden yararlanmaları, prim esas gün sayısına karşılık gelecek şekilde 2017 Ocak, Şubat, Mart üç aylık primlerini 2017 Ekim, Kasım, Aralık aylarına öteliyoruz. Ekonomiye, reel sektöre ihtiyaç duyduğu tüm finansmanı enjekte ediyoruz. Finans nakit akışındaki bozulma nedeniyle hiçbir üretim firmamızın üretimden çekilmesine müsaade etmeyeceğiz. 250 milyar liralık paket bu amaç için yeterlidir. Ekonomiye ciddi satın alma gücü enjekte ediyoruz. İlave talebi arttırmak ve bu alanda hareketlenmeyi sağlamak amacıyla. Bunu 2017 yılında 600 bin yeni istihdam imkanıyla gerçekleştiriyoruz. Bunun 500 bin tanesi kamunun desteği ama özel sektör eliyle gerçekleştirilecek, 100 bin istihdam kapasitesi de kamu tarafından oluşturulacaktır. İhtiyaç hasıl olması halinde bu rakamlar daha da arttırılacaktır” açıklamasında bulundu.
“2017 YILI EKONOMİDE TÜRKİYE’NİN YÜKSELDİĞİ BİR YIL OLACAKTIR”
“2017 yılı ekonomide Türkiye’nin yükseldiği bir yıl olacaktır” diyen Canikli, “Para ve sermaye piyasalarındaki küresel kaynaklı dalgalanmaların artık sonuna gelinmek üzeredir. Para piyasaları, döviz piyasaları dahil dalgalanmadaki dalga boyu küçülmüş, daha istikrarlı bir trende girilmiştir. Bu değerlendirme döviz piyasaları için de geçerlidir. Dolar baskısı faizlerin yükselmesini sağlayamamıştır. Özellikle TL kullanımında yaygınlığın artması, kurdaki dalgalanmanın sakinleşmesinde itici güç olmuştur. Sayın Cumhurbaşkanımızın bu yöndeki çağrısına toplumdan inanılmaz destek, döviz kurunun yükselmesi üzerine etik olmayan hayaller kuranları hayal kırıklığına uğratmıştır. En sofistike ve güçlü para politikası araçlarıyla elde edilmesi son derece zor sonuçlar Cumhurbaşkanımızın TL’ye dönüşüm çağrısıyla elde edilmiştir. Özellikle bu yolla hane halkının dövize olan muhtemel talebi önlenmiş ve hatta hane halkı sürekli olarak piyasaya döviz sağlamıştır, döviz sağlayıcı pozisyonuna gelmiştir. Bu da özellikle döviz piyasalarındaki dalganın sakinleşmesine önemli katkı sağlamıştır. Bugün bu gelişme neticesinde dolarizasyon tehlikesi Türkiye ekonomisi için azalmıştır, çok da küçük boyutlardadır” değerlendirmesinde bulundu. İHA