Hapishanede isyan çıktı! Çok sayıda ölü ve yaralı var

Halep kuşatmasından tahliye edilerek Suriye-Türkiye sınırındaki İdlib iline sığınan Ammar Cabir, yoğun saldırılar altında çaresizken, sivillerin yanarak, boğularak öldüğüne şahitlik ettiğini söyledi.

Beşşar Esed rejimi güçleri, üç yıl önce Halep il merkezinin doğu mahallelerindeki yaklaşık 300 bin sivili 4 ay askeri kuşatmada tutmuştu. Suriye iç savaşının neden olduğu en büyük insani kriz haline gelen kuşatma, Türkiye'nin girişimleriyle 13 Aralık 2016'da ilan edilen ateşkesle son bulmuştu.

Türkiye ve Rusya, sivillerin tahliye edilmesi için anlaşmış, 15 Aralık'ta ilki gerçekleşen tahliyeler, 22 Aralık'ta sona ermişti.

Tahliye edilen 45 bin civarındaki Halepli, Türkiye sınırındaki İdlib ilinde kamplara yerleşmişti. Sığınmacı kamplarında yaşayan siviller, trajedinin üzerinden üç yıl geçmesine rağmen yaşadıklarını unutamıyor.

Halep ablukasından son konvoyla çıkan, yaşananların görgü tanığı aktivist Ammar Cabir, AA muhabirine konuştu.

Kuşatma altındayken her gün katliamların yaşandığını aktaran Cabir, "Günde ortalama 20-25 sivil şehit düşüyordu. İnsanları motive eden, hayatlarını idame ettirmek için kullanılan sağlık tesisleri, fırınlar ve Sivil Savunma merkezleri hedef alınmıştı." dedi.

- "SALDIRILARDAN KAÇMAK İÇİN SADECE SANİYELERİMİZ VARDI"

Cabir, 24 saat aralıksız topçu atışları yapıldığını, en az 4 Rus ve rejim uçağının kuşatma altındaki bölgeyi bombaladığını dile getirerek "Saldırılardan kaçmak için sadece saniyelerimiz vardı. İnsanları taşıma sırasında 4 gün öncesinde vurulan Beyan Hastanesi'nin önünde kim ve hangi aileden olduğunu bilemediğimiz üç ceset vardı. Kimse kaldırmamış. İnsanlar korkudan cesetlere bakmadan, üzerinden ve yanından geçmekteydi." ifadelerini kullandı.

Zibdiyye Mahallesi'nde saklandıkları binanın hemen yakınındaki binaya varil bombası düştüğünü aktaran Cabir, "O yıkıntıların altında insanların bağırışını duyabiliyordum. Kimi yanarak, kimi boğularak öldü, acizdim. Seyrediyordum. Hiç bir şey yapamadım." diye konuştu.

- "ÇOCUKLAR ARACIN ÖNÜNÜ KESEREK 'BİZİ BURADAN ÇIKARIN' DİYE YALVARIYORDU"

Cabir, araçlarla başka bir yere intikal ederken çocukların aracın önünü keserek "Bizi buradan çıkarın" diye yalvardıklarını vurgulayarak "Kuşatmada korku, soğuk ve açlık hakimdi. Rejim kendi bölgelerine açtığı tahliye yoluna gelen aileleri bile vuruyordu. Geçiş kapısına gelen bir aileyi tankla hedef aldı. Bir çocuk hemen şehit düştü. Babası kurtaramadı." şeklinde konuştu.

Halep tahliyesinde 18 otobüsten oluşan son konvoy ile yola koyulduğunu dile getiren Cabir, "16.00'dan ertesi güne kadar beklettiler. Kar ve soğuk. Bir kadın araçta doğum yaptı. Soğuktan titriyorduk. Konvoylara eşlik eden Esed ve İran milisleri gözümüzün önünde ısınıyorlardı." diye konuştu.

Doğup büyüdüğü, ilk çocuğunun dünyaya geldiği evinde sadece hatıralarını bıraktığını kaydeden Cabir, "Her şey değişti. Ama her gün Allah izniyle geri döneceğimizin umuduyla yaşıyoruz." ifadelerini kullandı.

(AA)