Halkbankası: İddianame yaptırımların devamı

ABD’de “dolandırıcılık ve kara para aklama” suçlamalarıyla Halkbank hakkında iddianame hazırlanmasının ardından banka açıklama yaptı: Barış Pınarı Harekatı’na karşı yaptırımların bir parçası. 

ABD’de New York Güney Bölgesi Savcılığı’nın İran’a yönelik yaptırımların delinmesine yardımcı olduğu gerekçesiyle Halkbank hakkında iddianame hazırlandığını açıklamasının ardından Banka’dan yazılı bir yanıt geldi. Açıklamada “Bankamız masumiyetini ortaya koyan bağımsız inceleme sonuçlarının, kanıtlarıyla  birlikte ABD Adalet Bakanlığı ile paylaşılmasına rağmen iddianame hazırlanarak dava açılması manidardır” denildi. Söz konusu iddianamede yeni bir bilgi ve bulguya yer verilmeksizin, çoğunlukla Hakan Atilla davasında ileri sürülen iddiaların tekrarladığı hatırlatılan açıklamada “Bu davada ortaya konan girişimlerin bankamız üzerinden tekrarlanmaya çalışıldığı görülmektedir” denildi.

ABD’DE ŞUBEMİZ YOK, BİZİ YARGILAYAMAZLAR  

Hazırlanan iddianamenin emsali görülmemiş şekilde bir hukuki yetki aşımı olduğunu söyleyen Halkbank şu ifadelere yer verdi: 

1- Bankamız ABD’nin ikincil yaptırımlarını herhangi bir şekilde ihlal etmemiş olmakla birlikte, bankamızın ABD’de herhangi bir şubesi ve çalışanı bulunmadığından, ABD Adalet Bakanlığı’nın ikincil yaptırım kararları hakkında yargılama yetkisi yoktur. 

2- İddianamede, Hakan Atilla davasında da olduğu gibi, hukuk dışı yollarla elde edilen ve doğruluğu ispatlanmamış deliller kullanılmış, inanılırlığı hayli şüpheli olan tanıkların mahkemedeki sözlü beyanlarına itibar edilmiştir. 

3- İddianamede ileri sürülen hususlar ile ilgili belge ve kanıtların önemli bir bölümü Halkbank tarafından kendilerine sunulduğu halde, bankamızın masum olduğunu gösteren bu belge ve kanıtlar savcılık tarafından yeterli düzeyde değerlendirmeye alınmamıştır. 

4- Hakan Atilla davasına ait temyiz süreci devam etmekte olup, bu sürecin sonuçlanması beklenmeksizin dava süreci başlatılmıştır. 

5- Suçlamalar, kahraman ordumuzun sınırlarımızın güvenliğini sağlamak ve bölgede barışı tesis etmek üzere başlattığı “Barış Pınarı Harekatı” sebebiyle, ABD hükümetince ülkemize karşı başlatılan yaptırımların bir parçası olarak ortaya atılmıştır.