1
TM Dijital Haber Merkezi
Terör ve Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar, Anadolu Ajansı Editör Masası’nda gündeme ilişkin soruları yanıtlayan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun “İran’la birlikte PKK’ya yönelik operasyon yapacağız.” sözüne ilişkin TM Dijital Haber Merkezi’ne değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye ve İran’ın farklı açılardan başta Suudi Arabistan olmak üzere Körfez, ABD ve İsrail ile karşıtlaştıkları bir dönemde iki ülkenin terör örgütü PKK’ya yönelik ortak operasyon yapacağına ilişkin kurulan bu cümlenin çok önemli olduğunun altını çizen Ağar, şöyle konuştu:
“Hem siyasi ilişkiler açısından, hem uluslararası ilişkiler açısından, hem coğrafyanın jeopolitiği açısından, hem de terörle mücadele açısından çok önemli bir cümledir.”
Bu açıklamayı sadece “terörle mücadele” olarak okumanın doğru olmayacağını belirten Ağar, “İsrail, ABD ve Körfez’in ayrı ayrı ve değişik projeksiyonlarla hedef almış olduğu iki hedef ülkenin iş birliğinden bahsediyoruz.” diyerek, karşılıklı güvene dayalı bir iş birliğinin Avrasya haritasını bile değiştirebileceğini söyledi.
“PKK’NIN İÇİNDE İKİ EKSEN VARDIR”
Terör örgütü PKK’nın içerisinde bir ABD ekseni, bir de İran ekseni olduğunu anlatan Abdullah Ağar, “Türkiye’nin İran’la birlikte PKK’ya karşı yapacağı operasyon çok önemlidir; ama diğer taraftan kimyası da çok önemlidir. Operasyon topyekûn PKK’ya karşı mı yapılacaktır, yoksa PKK’nın Amerikan eksenine karşı mı yapacağız? İran ekseni ne olacak? Bu tür sorular insanın aklına geliyor. Zaten devletler arası görüşmelerin en önemli konuları arasında bu gelir.” ifadelerini kullandı.
“AVRASYA’NIN HARİTASI BİLE DEĞİŞİR”
Türkiye ile İran’ın dost ve kardeş iki ülke olmalarına rağmen mezhebi fitne başta olmak üzere hiçbir zaman eş güdümlü bir şekilde hareket edemediklerini anlatan Ağar, “PKK ile mücadele noktasında ortaya konulabilecek bir iş birliği, eğer güvene dayalı olursa, kalıcı olursa ve devamı gelirse coğrafyadaki sayısız denklem değişir, bunun ötesinde Avrasya’nın haritası bile değişir.” dedi.
“SURİYE’DE ORTAK MÜCADELE ANLAMINA GELİR”
Terör örgütü PKK ile mücadele üzerinden çok farklı bir yaklaşımın ortaya çıktığının görüldüğünü belirten Ağar, “Söz konusu iş birliğinin sahadaki etkisini ve devletlerin bu konuyla ilgili kararlılıklarını görmemiz lazım. Bunu sadece Kandil olarak düşünmemek lazım. Eğer böyle bir şey olursa, Türkiye ile İran PKK ile mücadele konusunda anlaşırsa, bu, Suriye’de ortak mücadele demektir.” sözlerini kullandı.
“COĞRAFYANIN KANAYAN PEK ÇOK YARASINA ÇARE OLABİLİR”
Türkiye ile İran’ın terörle ortak mücadelesinin Suriye’deki iç savaşın temel dinamiği olan mezhebi eksenlerin bir araya gelmesi anlamı taşıdığını belirten Abdullah Ağar, şöyle konuştu:
“PKK’ya karşı ortak mücadele demek; Türk ekseni ile İran ekseninin, ÖSO ekseni ile rejim ekseninin bir araya gelmesi demektir. Öte yandan başta Sincar ve Mahmur olmak üzere, bu bölgelerde PKK’ya karşı operasyon demek, Irak’taki Şii kanat ile Türkiye’nin iş birliği demektir. Çok farklı ve tüm eksenlerin değişmesiyle ilgili bir konu var ortada.”
Meselenin en önemli noktasının “İsrail, ABD ve Körfez’in ayrı ayrı ve değişik projeksiyonlarla hedef almış olduğu iki hedef ülkenin iş birliği” olduğunun altını çizen Ağar, “Olaydaki temel saik, mezhebi fitnenin ortadan kalkması dahil coğrafyanın kanamakta olan pek çok yarasına çare olabilir. Çare olma ümidi taşıyor, çünkü kıta Avrupası, başta mezhebi ihtilaf olmak üzere bu coğrafyadaki çatlakları kullanarak buralarda etki ve nüfuz üretti. İş birliği bu anlamda önem üretebilir.” diye konuştu.