1
Halkların Birleşik Devrim Hareketi (HBDH) içerisinde yer alan ve Türkiye’de legal görünümlü siyasi partileri bulunan terör örgütleri, Suriye'nin kuzeyinin birçok bölgesinde üyelerine terör eğitimi veriyor.
AA'nın edindiği bilgilere göre, terör örgütü PKK tarafından kurulan Halkların Birleşik Devrim Hareketi (HBDH) ile birlikte Türkiye'de de legal siyasi uzantıları veya illegal olarak faaliyette bulunan yasadışı sol terör örgütleri için Suriye'nin kuzeyi terör yuvasına dönüştü.
Terör örgütü PKK/PYD'nin Suriye'de Esed rejiminden devraldığı ve ABD ile yapılan ittifak sonucunda alınan yerlerde sözde kantonların ilan edilmesinin ardından Türkiye’de terör faaliyetleri yürüten sözde bazı siyasi parti ve derneklerin uzantısı olan yasadışı sol terör örgütleri ile PKK arasında Kandil’de bulunan kamplarda terör iş birliğine yönelik bir dizi toplantı gerçekleştirildi.
Bu toplantılar sonucunda terör örgütü PKK’nın yöneticilerinden Duran Kalkan öncülüğünde 12 Mart 2016 tarihinde yapılan toplantıda Halkların Birleşik Devrim Hareketi’nin (HBDH) kurulduğu açıklandı.
Terör örgütü HBDH içerisinde; Marksist Leninist Komünist Parti (MLKP), Türkiye Komünist Parti/Marksist–Leninist Konferans (TKP/ML), Marksist Leninist Silahlı Propaganda Birlikleri (MLSPB), Maoist Komünist Partisi (MKP), Türkiye Komünist Emek Partisi/Leninist (TKEP/L), Türkiye İhtilalci Komünist Birliği (TİKB), Devrimci Komünarlar Birliği (DKP), Devrimci Karargah (DK) Proleter Devrimciler Koordinasyonu bulunuyor.
Örgütte ABD çatlağı
Terör ittifakının Türkiye'ye yansıması
Suriye'de iç savaşın başlaması ile harekete geçen terör örgütü PKK/KCK özellikle Suriye’nin kuzeyini bir terör bölgesi haline getirmeyi amaçlayarak, bu plan doğrultusunda bölgede sol terör örgütlerini kullandı. Yasadışı sol terör örgütleri de bu kirli anlaşmadan bölgeyi silahlı ve ideolojik bir kamp alanı haline dönüştürerek faydalanmayı amaçladı. Bu pazarlık sadece Suriye ile sınırlı kalmadı, HBDH oluşumu marifetiyle yurtiçine de taşındı, PKK/KCK terör örgütü ile eylem birlikteliği özellikle Tunceli kırsal alanında da ortaklaşmaya dönüştü.
Siyasi alanda ise bu yasadışı sol terör örgütlerinin sözde legal yapılanmalarının sözde bileşenler partisinde yer alması dikkati çekiyor.
SDG içerisinde de yer alıyorlar
Terör örgütü imajından kurtulmak için ABD'li yetkililer tarafından terör örgütü PKK güdümünde kurulan yapay bir oluşum olan sözde Suriye Demokratik Güçleri (SDG) içerisinde yasadışı sol silahlı terör örgütleri de yer alıyor.
Suriye'de terör kampları
Bu kampların yanı sıra sol silahlı terör örgütleri, PKK/PYD'nin Kobani, Menbiç, Kamışlı ve Zeytin Dalı Harekatı öncesinde Afrin'de bulunan kamplarında ise kendileri için ayrılan özel alanlarda üyelerine başta silah kullanımı olmak üzere bomba ve suikast konularında pratik eğitimler alıyor.
Kamplarda başta ABD, İngiltere, Kanada, Almanya, Hollanda ve Uzakdoğu ülke vatandaşları, terör örgütü PKK/PYD ve onun sözde kadın yapılanması YPJ saflarına katılarak, çeşitli eğitimlerden geçiriliyor. Bu uluslararası teröristlerin bazıları çatışmalarda öldürülürken, bazıları ise aldıkları eğitimlerin ardından ülkelerine dönerek, terör faaliyetlerinde bulunuyor. Bu anlamıyla Suriye’nin kuzeyi küresel anlamda terör eğitim yuvasına dönüşmüş durumda.
Kamplar, yasa dışı silahlı sol örgütlerin Türkiye'deki silahlı örgütlenmeleri için bir eğitim sahası haline getirildi. Yüzlerce terörist DEAŞ ile savaşmak bahanesiyle bu bölgelere gelerek eğitim aldı. Bu teröristlerin büyük bir bölümü Türkiye'nin Suriye'de icra ettiği operasyonlarda etkisiz hale getirilirken Türkiye'ye eylem yapmak için gelen teröristler de güvenlik güçleri tarafından etkisiz hale getiriliyor.
"Türkiye'yi ‘sözde’ dört ana terör alanına ayırdılar"
Konuya ilişkin AA muhabirine açıklama yapan Güvenlik ve Strateji Uzmanı Abdullah Ağar, "Biz, Suriye'deki iç savaşla ilgili hep radikal örgütler veya mikro milliyetçiliği esas alan terör örgütü PKK/YPG üzerinden gittik ama aslında PKK/YPG ile beraber hareket eden çok önemli bir payda var. O da yasa dışı silahlı sol terör örgütleridir." dedi.
12 Mart 2016'da Kandil'de Halkların "Birleşik Devrim Hareketi"nin (HBDH) kurulduğuna işaret eden Ağar, şöyle devam etti:
"Bu, Suriye'deki iş birliğinden ortaya çıktı ve 'biz bundan sonraki süreçte çok geniş alanlı ve zamanlı bir iş birliği üreteceğiz' dediler. 10 civarında yasa dışı silahlı sol terör örgütü ile sembol bir zamanı seçtiler. Burada aslında PKK bir hami örgüt, çatı örgüt yani bu yasadışı silahlı solu fonlamak ve yönetmek üzere temel bir refleks üretti. Amaç ne? Aslında PKK'nın örgüte eleman temininde yaşamış olduğu zorluklar. Bir diğer tarafıyla ise erişim alanları. Şimdi bakıldığı zaman 12 Mart 2016'da ortaya konulan ilandan sonra bir strateji ürettiklerini görüyoruz.
Güneydoğu Anadolu'daki alanlarda PKK, başta rol oynamak üzere Türkiye'yi 'sözde' dört ana terör alanına ayırdılar. Birinci alan Ankara, İstanbul İzmir gibi büyükşehirler. İkincisi özetle Suriye sınırında kalan şehirlerimiz. Üçüncüsü, Kuzeydoğu Anadolu, dördüncüsü ise Tunceli'yi de içine alan bir Karadeniz yapılanması peşine düştüler ve bu yapılanma üzerinden eylemler icra etmeye başladılar.
Bu eylemler başta küçük küçüktü, Almanya başta olmak üzere bazı konferanslar düzenlediler, bazı toplumsal gösterilerin altına imza attılar fakat özellikle Mustafa Karasu'nun mahlas isimle yazmış olduğu bir yazıda, Ankara'da 37 kişinin hayatını kaybettiği eylemi aslında üstü kapalı olarak söyledi ama örgüt bunu kabul etmedi. Niye kabul etmedi? Çünkü, HBDH'nin ismini kirletmemek gibi bir stratejinin de peşine düştüler. Bu anlamda işin içerisinde büyük bir hinlik, kurnazlık var."
Ağar, yasa dışı silahlı sol terör örgütleri ile PKK/PYD iş birliğinin siyasi ayağına da vurgu yaparak, "Burada eş başkanlık müessesesinin aslında bu örgütlerle yapılan iş birliğinin, meşru gösterilmeye çalışılan yapılar üzerinden tecelli ettiğini görüyoruz." ifadesini kullandı.
(AA)