1
Ordu Belediye Başkanı seçilmesi sürecinden de bahseden Yılmaz, “30 Mart Yerel seçimleri bir sembol oldu. 20 yerin tamamını biz aldık. Solun kalesini yıktık. Zafer sonrası balkon konuşması yaptım. Siyasetin ruhunda bu var. O zaferi hemşehrilerimle paylaştım.”
Radyo dünyasında ismi her geçen gün parlayan ve binlerce radyo dinleyicisinin kalbini fetheden Adem Metan yine farklı bir program yaptı. Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Enver Yılmaz’ı, Alem FM’deki programına konuk eden Metan, dikkat çekici ve renkli bir programa imza attı.
Programda Metan’ın sorularına açık yüreklilikle cevap veren Yılmaz, Ordu’da aralarında sahil projesi olmak üzere birçok önemli projeyi hayata geçirdiklerini söyledi. Sahil düzenlemesinin hayalleri olduğunu anlatan Yılmaz, ancak tamamlanmadan PR çalışmasına girmek istemediğini söyledi. Çalışmanın henüz tamamlanmadığını kaydeden Yılmaz, “Şu an Ordu’nun altyapı çalışmalarına yoğunlaşmış durumdayız, Geçmişte yapılan hataların şehri olumsuz etkiliyor.” dedi.
Yılmaz sözlerini şöyle sürdürdü:
“Mesela Altınordu ilçemizi düşünün. Nüfusu 18 bin olacak diye hesap edilmiş ve plan buna göre hazırlanmış, kanalizasyon, su ve altyapı yapılmış. Oysa şu an nüfus 250 bin oldu. Bu nüfusu kaldırmıyor. Biz, popülizme kaçmadan hizmet vermeye çalışıyoruz. Bunu şiar haline getirdik. Enver Yılmaz veya AK Parti belediyeciliği bu anlayışla çalışıyor.”
“POPÜLİZMDEN UZAK DURUYORUZ”
Orduyu kalkındırmaya yönelik projeler hazırladıklarını kaydeden Yılmaz, altyapı ve yer altı hizmetlerinin 2017 sonunda tamamlanacağını belirterek, 2018’den itibaren kentte yerin altında bir çalışma yapmayı planlamadıklarını kaydetti. Bilimsel çalıştıklarının altını çizen Yılmaz, 5 yılda bir yönetime gelen ve seçim kaygısı yaşayan yönetim anlayışını yanlış bulduklarını söyledi. Doğru ve düzgün hamle yaparak popülizmden ve seçim kaygısından uzak bir anlayışla hareket ettiklerini vurgulayan Yılmaz, şunları söyledi:
“Belediye başkanlığımızın ilk başlarında zorlandık. Çünkü herkesin hoşlandığı ve alıştığı bir tavır var. Ancak, hemşehrilerim bizim bu konudaki değişimimizi görmeye başladı. Yüzde 90’lık hedefimizin henüz yüzde 30’larındayız. 2017 yılında yüzde 50’ye ulaşacağız. İnşallah 2018’den sonra hemşehrilerim neler yaptığımızı görecekler. Verdiğimiz sözlerimizi tuttuğumuza şahit olacaklar. Yerel yönetim olarak tek tip gidişimiz yok. Profesyonel anlayışla kurumsallaşmaya önem vererek çalışıyoruz. Şehir aidiyeti duygusuyla vatandaş sempatisine önem veriyoruz. 2018’den itibaren Ordu ilimiz çok farklı olacak.”
“MOĞULTAY VE OKTAY DÖNEMİNDE HAKİMLİK SINAVINI KAZANDIM”
Metan, ‘Dinleyicilerimiz sosyal medya aracılığıyla sormamı istiyor, ‘bize kendinizden bahseder misiniz?” diye sorunca Yılmaz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a sevgisi ve bağlılığını ifade etti. Ordu’da dünyaya geldiğini ve Ordu Lisesi’nden mezun olduğunu belirten Yılmaz, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun olduğunu ifade etti. 1996 yılına kadar hakimlik yaptığını belirten Yılmaz, siyasi yaşamıyla ilgili ilginç bilgiler verdi. Mehmet Moğultay ile Seyfi Oktay’ın Adalet Bakanlıkları döneminde hakimlik sınavını kazanarak hakimlik görevine başladığını da belirten Yılmaz, Refah Partisi Merkez İlçe Başkanlığı görevini de yürüttüğünü anlattı. Partinin 1996’da kapatılmasının ardından hakimliği bıraktığını ve Refah Partisi ilçe başkanlığı yaptığını da kaydeden Yılmaz, ‘düz lise mezunu ve hakimlikten gelen bir adam nasıl RP ilçe başkanı olur’ diye tepki aldığını söyledi. 24 yaşına il başkanı olduğunu anlatan Yılmaz, FP kapatılınca 4 aylık boşluk sonrası 2001’de Recep Tayyip Erdoğan ile yenilikçi harekete destek veren 7 il başkanı arasında yer aldığını kaydetti. Ordu’da AK Parti Kurucu İl Başkanlığına getirildiğini belirten Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu görevimi 11 ay sürdürdüm. Aklımda yerel yönetim vardı. Ancak genel merkezimizin isteğiyle İl başkanlığından ayrılıp seçimlerde milletvekili oldum. 03 Kasım 2002 ile 2007’ye kadar milletvekilliği yaptım. İkinci dönem de 2007-2011’de milletvekilliği görevini yerine getirdim. 2011’de listede olacağımı düşünmüyordum. Ancak, televizyonda İstanbul 3.bölgede ismimi görünce şaşırdım. ‘Herhalde Sayın Recep Tayyip Erdoğan ‘üzülmesin diye beni listenin sonlarına eklemiştir’ diye düşündüm. 100’e yakın aday arasından ancak 45’i seçilebiliyordu. Seçildim. Anadolu’dan İstanbul milletvekili seçilen iki isim vardı. Biri Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan diğeri de ben."
“SOLUN KALESİNİ YIKTIK”
Ordu Belediye Başkanı seçilmesi sürecinden de bahseden Yılmaz, ilk olarak Marmaray’ın açılışında Recep Tayyip Erdoğan ile bu konuda konuştuklarını kaydetti. Erdoğan’ın kendisine şehirde bir zafiyet olduğunu ve aday olmasını istediğini söyleyen Yılmaz, “Bir ilçe hariç 18’ini kazanabileceğimiz sözünü verdim. Köyleri ve kasabaları tek tek gezdik. Eski bakanlar rakibim oldu. Ordu solun kalesiydi. İzmir ve Eskişehir gibi 19 ilçesi dağınık bir coğrafyaya sahip. Başbakanımız bana destek verdi. Üç kez adaylığım döneminde geldi. 30 Mart seçimleri bir sembol oldu. 20 yerin tamamını biz aldık. Solun kalesini yıktık. Zafer sonrası balkon konuşması yaptım. Siyasetin ruhunda bu var. O zaferi hemşehrilerimle paylaştım.”
“YERİ GELDİĞİNDE ‘HAYIR’ DEMEYİ SEVERİM”
Popülist politikalara mesafeli olduklarının da altını çizen Yılmaz, bir ortama girdiklerinde hasar oranı yüksek politikacı olduğunu vurgulayarak, “İcra yönünüz kuvvetliysel popülist politika yapmıyorsunuz. İcra yönünüz varsa doğruyu yapıyorsunuz. Siyasi ve kişisel olarak net cevap veriyorsunuz. Yeri geldiğinde ‘Hayır’ cevabı vermeyi severim. Yeri geldiğinde eğer bilmiyorsanız, ‘bilmiyorum’ cevabı vermek gerek.” dedi.Yüzde 65 oy almış bir partiyi 100 kişiden 65 kişinin sevdiğini veya 35’inin sevmeyebileceğini savunan Yılmaz, “Biz 35 kişiyi hiç görmüyoruz. Bu bir realitedir. Demokrasilerde yüzde 50’yi geçtiğinizde başarılısınız, altında kalırsanız başarısız. Biz yüzde 65 oy aldık. Ancak, karşımızda yüzde 35’lik bir grup var. Bu grubu kazanmalıyız. Anket yaptırdım, ‘Enver Yılmaz ne yaparsa oy verirsiniz?’ diye sorduk. Enver Yılmaz ne yaparsa yapsın oy vermem diyenlerin oranı ilk başta yüzde 39’a, sonra 36’ya daha sonra da 29’a düştü. Bu oran düştükçe olumlu bakanların oranı yüzde 80’lere çıkıyor."
“ORDU’YU YÖNETMEK ZORDUR”
Terör kaygısından uzak bir il olan Ordu’da işsizlik oranının TÜİK’e göre yüzde 5 olduğunu da belirten Başkan Yılmaz, “Refah seviyesi yüksek yerlerde sözünüzü tutmak zorundasınız. Söz verdiğimizde yapmak zorundayız. Yerel yönetimlerdeki şiarımızın sembol ismi Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dır” diye konuştu. 1994 yılından bu yana birlikte çalıştıkları Cumhurbaşkanı Erdoğan ile sıkça görüştüklerini de kaydeden Yılmaz, en son Sümeyye Erdoğan’ın düğününde görüştüklerini söyledi. Adeta aylık olağan görüşmeler yaptıklarını anlatan Yılmaz, bunun da memleket sevgisinden kaynaklandığını vurguladı. Yılmaz, Cumhurbaşkanı’nın her görüşmesinde kendisinden hastane ihalesi, Gölköy ve Gürgentepe ile Ulubey yolu inşaatı, Ünye Devlet Hastanesi ve havalimanı yolu gibi yatırımları sorduğunu ve denetlediğini anlattı. Yılmaz, “Ülkemizin ve dünyanın sorunlarıyla ilgilenirken bir yandan da yerel belediyeleri denetliyor, kontrol ediyor. Gönül birliktelimiz ve yapımız benziyor. Biz onunla büyüdük. 1988’de üniversitede okurken Tayyip Bey, Beyoğlu ilçe başkanıydı. RP ve FP’deki ayrılık sürecinde birlikte hareket ettik. Hiç ters düşmedik. Onun doğrularını yaygınlaştırdık. Başbakanlığı döneminde Ordu’ya 19 kez geldi. İki kez de seçim sonrası teşekkür amaçlı geldi. Adeta biz onunla büyüdük. Bir söylediğini iki etmedik. “ dedi.
“CUMHURBAŞKANIMIZ ORDU’YA ÜZÜNTÜLÜ GELDİ, MUTLU AYRILDI”
17-25 Aralık sürecinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Ordu’da olduğunu da hatırlatan Yılmaz, 19 Aralık’ta Fetullah Gülen’in yaptığı bedduayı televizyondan birlikte izlediklerini söyledi. Ordu, Ünye, Fatsa, Altınordu’da kendisini binlerce insanın karşıladığını belirten Yılmaz, “Ünye’de 50 bin kişi vardı. Tayyip Bey üzüntülüydü. Ancak, Tayyip Bey’e moral ve motivasyon getirdi. Ordu’nun böyle güzel bir yönü oldu. Belediye’yi 320 milyon borçla devraldığını da söyleyen Yılmaz, şu an 120 milyon borçları olduğunu anlatarak, hükümetle ve Ankara ile uyum içerisinde çalışan model bir yerel yönetim sergilediklerini kaydetti. Hizmette sıkıntı yaşamadıklarını belirten Yılmaz sözlerine şöyle devam etti: “Personel giderimizin 100 lirasının 44 lirası personele gidiyordu. Bu belediye iflas eder. Şimdi ise 18 lirası personele gidiyor. Gelirlerimiz arttı, kaynaklarımızı yatırıma yönlendiriyoruz.”
İşe bazen minibüsle geldiğini de anlatan Yılmaz, bazen minibüs ve dolmuşçuların ücret almak istemediklerini ifade ederek, “Dolmuş ve minibüsçülerin birinci derece sicil amiri yerel yöneticilerdir. ‘Başkanım almayız’ diyorlar. Ben de ‘bir daha binmem’ diyerek ücretimi ödüyorum.” diye konuştu.
“ORDULU HEMŞEHRİLERİM TEDES’İ İSTİYOR”
Metan bu sırada yine Yılmaz’a sosyal medyadan gelen soruları yöneltti. Bir soru da çok tartışılan TEDES oldu. Bu konudaki tepkilerin sorulması üzerine TEDES’in (Trafikte Elektronik Denetim Sistemi) son 5 aydık çok tartışıldığını belirten Yılmaz, tüm Türkiye’de bu sistemin 2017’de hizmete geçeceğini hatırlattı. Ülkemizin BM ve AB’ye taahhüt verdiğini de kaydeden Yılmaz, “TEDES, şehir içinde 70 km. artı yüzde 10 opsiyonlu, tünellerde 80 km. yüzde 10 opsiyonlu, şehirlerarasında ise 110 km. yüzde 10 opsiyonlu geçildiğinde ceza yiyebilirsin’ diyor. Noktasal alanlarda radar ve hız kontrolü uygulaması var. Oysa aynı uygulamanın İstanbul’da yıllardır uygulandığını da hatırlatan Yılmaz, Ordu’da son aylarda trafikte bir rahatlama yaşandığını kaydetti. Karadeniz sahil yolunun 10 ülke ile 5 ile daha giden yol olduğunu vurgulayan Yılmaz, yaz döneminde 125 bin aracın geçiş yaptığını anlattı. Çevre yollarına da geçildiğini kaydeden Yılmaz, teknolojiyi kullanarak ölümlü ve yaralamalı kazaların önüne geçtiklerini belirtti. Bu sistemi diğer illerin de kendilerinden almak istediğini kaydeden Yılmaz, “Kurala uyana kimse ceza yazmıyor. Şehirde 77 km’nin altında gidene kimse ceza yazmıyor. Emniyet kemeri takmama gibi durumlarda emniyet ceza yazıyor. Trabzon’da bir belediye başkanı 10 ceza yediğini söylemiş. Fatsa’dan 250 km. hızla 1,5 dakikada geçmiş. Ordu şehir merkezinden 190 km. hızla geçen var. 6 ay öncesine kadar sahil şeridinde ayda 3 ölüm olurdu. Kazaların yüzde 85’i aşırı sürat sebebiyle oluyor. Can mı önemli fantezi mi? Ordu’da artık makas atan, korna çalan ve sürat yapan sürücü yok. Kadın sürücülerin 100’de 100’ü erkeklerin de yüzde 80’i memnun. Artık maddi hasarlı kazalar bile olmuyor.”
Yılmaz, bu sistemi belediyeye kazanç sağlamak amacıyla kurmadıklarını da vurgulayarak, TEDES sistemini Emniyet Genel Müdürlüğü’nün kurduğunu da anlatarak, kendilerinin de partnerlerden birisi olduğunu kaydetti. Yılmaz, ayrıca cezaların yüzde 70’inin Maliye Bakanlığı’na, yüzde 18’inin belediye, yüzde 12’sinin ise partner firmaya verildiğini söyledi. Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’nin de TEDES’i devralmak için teknik ekip gönderdiğini kaydederek, İstanbul’da da yüzde 60 oranında kullanıldığını savundu.
“KORUMASIZ DOLAŞIYORUM”
Sosyal medyayı kullandığını özellikle milletvekilliğinden bu yana tweettir hesabı olduğunu anlatan Yılmaz, gençlerle aralarında sinerji oluşmasına vesile olduğunu anlattı. Bir soru üzerine sıkça konuşarak heyecanını yendiğini de anlatan Yılmaz, 2002’de TBMM’de yemin etmek için ilk kez kürsüye çıktığında ayaklarının titrediğini söyledi. Yılmaz, “Her ortamda konuşarak ciddi tecrübe kazanıyorsunuz. Bu akıcı güzel ve konuşmaya edebi anlamda hatasız konuşmaya sevk ediyor. Klasik Ordu şivesiyle konuşurum. Karadeniz’den biraz farklı Anadolu, İstanbul Karadeniz kaynaşması bir lehçedir. ‘Kabak’ yerine ‘gabak’ deriz.” Şeklinde konuştu.
“YILDIRIM DÜŞMANLIĞI SEBEBİYLE İKİNCİLİKLERİMİZİ KUTLAYAMADIK”
Fenerbahçe taraftarı olduğunu da hatırlatan Yılmaz, basketbolda Euro lig finalinde yenildiklerini ve futbolda şampiyonluğu kaçırdıklarını belirterek, “Final maçı tam bir hakem faciasıydı. Futbolda da UEFA kupasında hakem kurbanı olduk. İkisi de Slovenyalı olunca ‘kasıt mı var?’ diye düşündük. Yılmaz, Aziz Yıldırım düşmanlığı sebebiyle de ikinciliklerini gönüllerince kutlayamadıklarını söylerken, BJK’nın şampiyonluğu hak ettiğini söyledi.