AA
İsrail merkezli Yediot Ahronot gazetesi baş analisti Nahum Barnea, Hamas Siyasi Büro Başkan Yardımcısı Salih el-Aruri'ye düzenlenen suikast ile "İsrailli esirlerin hayatıyla kumar oynadığını" belirtti.
Barnea'nın "Aruri'yi ortadan kaldırmak kumar oynamaktır" başlığıyla yayımladığı makalesinde, Aruri'nin öldürülmesinin meydana getireceği sonuçlar değerlendirildi.
Aruri'nin Hamas'ın Gazze'deki lideri Yahya Sinvar gibi askeri ve siyasi alanda Tel Aviv için "tehlike arz ettiğine" işaret eden Barnea, bu nedenle suikast sonrası İsrail güçlerinin sevindiğinin varsayılabileceğini kaydetti.
Barnae, fayda-maliyet oranına dikkati çekerek, suikastların, sadece karşıya vurulan darbeyle ölçülemeyeceğini; önemli olanın bu adımın failine ne yapabileceği olduğunu vurguladı.
İsrailli analist, "Aruri'nin Beyrut'ta tasfiye edilmesine karar verenler, Hamas ya da Hizbullah'tan şiddetli bir tepki geleceğini tahmin ediyor" ifadesini kullandı.
SUİKASTIN İSRAİLLİ ESİRLERE ETKİSİ
Hamas'ın muhtemel tepkilerinden en endişe verici olanın Gazze'deki esirler seçeneği olduğunu savunan Barnae, "İsrail'deki karar vericilerden hiçbirinin Aruri'nin tasfiyesinin Sinvar'ın tutumunu yumuşatacağına ve bir takas anlaşmasına sevk edeceğine inandığını düşünmüyorum." değerlendirmesini yaptı.
Barnae, suikastın İsrail'deki esir takasını hızlandıracağına ilişkin tahminlere işaret ederek, bunları "kendi kendilerine anlattıkları hikayeler" olarak yorumladı.
Suikastın esir takasına ilişkin müzakereleri erteleyeceği belki de sonlandıracağını öngören Barnae, şunları kaydetti:
"Beyrut'taki tasfiyeden önce de takas anlaşmasına ulaşma şansının zayıf olduğu doğru. Ancak esirlerin hayatının söz konusu olduğu herhangi bir gecikme belirleyici olabilir, herhangi bir tasfiye aksi bir tasfiyeye yol açabilir.
Bunu itiraf etmek kolay olmayabilir ancak Aruri'yi öldürme kararı esirlerin hayatları üzerinde oynanmış bir kumar. Bahsin gerekçesi olup olmadığını zaman gösterecek."
Barnae, Hamas'ın saldırılar düzenleyerek misilleme yapmasının muhtemel olduğunu dile getirdi.
İsrailli analist, "Sinvar'ın 7 Ekim olaylarının İsrail'i üç cephede savaşa sürükleyeceğini umut ettiğini, bunun gerçekleşmediğini, Aruri'nin ölümünün Sinvar'ı yeniden umutlandırabileceğini" öne sürdü.
HİZBULLAH'IN YANITI MUHTEMEL
"Hizbullah'ın er ya da geç suikaste yanıt vereceğini, onun yanıtının Hamas'ın yanıtından daha kapsamlı olacağını" ifade eden Barnae, şu görüşlerini aktardı:
"Hizbullah'ın kuzeyde karşılıklı ateş açılmasına ilişkin mutabakata varılan oyunun kurallarını ihlal etmesi ve topyekun bir savaş riskini alması mümkün, İsrail'e ait turizm merkezlerine veya yurt dışındaki Yahudi merkezlerine saldırabilir, Lübnan'daki Filistinli unsurların sınırda misilleme yapmasına izin verebilir, sabırla bekleyebilir.
Aruri'nin yok edilmesi Amerikalı ve Fransızların son birkaç haftadan beri Lübnan'da yürüttüğü müzakerelerin çıkarına olmadı."
Barnae, Tel Aviv'in bu temasları teşvik ettiğini, "savaşı önleyecek ve İsrail'in kuzeyinde Lübnan sınırı yakınlarındaki yerleşim birimlerine dönülmesine imkan sağlayacak diplomatik yollarla bir çözüme ulaşmayı umut ettiğini" savundu.
Aruri suikatı sonrası ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken'ın hafta sonu Tel Aviv'e yapmayı planladığı ziyaretini iptal etmesini anımsatan Barnae, "Kesin olan bir şey var ki o da Aruri ile yardımcıları Semir Fendi ve Azzam El-Akra'nın ölümü, kısa vadede Hamas'ın Beyrut'taki faaliyetlerine zarar verecek ancak bu gerçeği değiştirmeyecek. Hamas, Sinvar da dahil olmak üzere muhtemel şehitlerinin hepsinden daha büyük bir terör örgütü." ifadelerini kullandı.