Erzurum'da ilk FETÖ davası açıldı

Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) elebaşı Fetullah Gülen'in doğum yeri olan Erzurum'da, FETÖ'nün darbe girişimine ilişkin soruşturmalar kapsamında ilk dava açıldı.

FETÖ'nün sözde "Erzurum Sıkıyönetim Komutanı" Murat Koçak ile sıkıyönetim komutanları atama listesinde ismi yer alan Murat Yılmaz hakkında açılan davanın iddianamesinde, sanıkların "Türkiye Cumhuriyeti hükumetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme", "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme", "Silahlı terör örgütü kurma veya yönetme", "TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme" suçlarından ayrı ayrı 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis ile 15 yıldan 22,5 yıla kadar hapsi talep edildi.

FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe girişiminin ardından Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığınca FETÖ/PDY'ye yönelik başlatılan soruşturmalardan ilki tamamlandı. Savcılıkça hazırlanan 32 sayfalık ilk iddianame Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi.

İddianamede, örgütün sözde "Erzurum Sıkıyönetim Komutanı" olan ve olay tarihinde Erzurum Jandarma Bölge Komutanlığı Kurmay Başkanı olan Kurmay Albay Murat Koçak ile sıkıyönetim komutanları atama listesinde ismi yer alan ve dönemin Erzurum Jandarma Bölge Komutanlığında görevli Harekat ve Asayiş Şube Müdürü Kurmay Binbaşı Murat Yılmaz, "sanık" sıfatıyla yer aldı.

FETÖ'nün örgütlenme ile mali yapısı hakkında değerlendirmeler yapılan iddianamede, FETÖ/PDY isimli yapılanmanın anayasada belirtilen cumhuriyetin niteliklerini, siyasi, hukuki, sosyal, laik, ekonomik düzeni değiştirmek, devletin ve cumhuriyetin varlığını tehlikeye düşürmek, devlet otoritesini zaafa uğratmak, yıkmak veya ele geçirmek, devletin iç ve dış güvenliğini, kamu düzenini veya genel sağlığı bozmak amacıyla kurulmuş terör örgütü niteliğinde olduğu kaydedildi.

Sıkıyönetim, seferberlik ve savaş halinin nasıl olacağına ilişkin bilgiler aktarılan iddianamede, örgütün "Yurtta Sulh Konseyi Başkanı" imzalı "Sıkıyönetim Direktifi" konulu metinlerindeki açıklamaların incelenmesi sonucu, "kaleme alan" bölümde Kurmay Albay Cengiz Turhan, "müsaade eden" bölümde Tuğgeneral Mehmet Partigöç ve "imza" kısmında ise "başkan" ibarelerinin dikkati çektiği anlatıldı.

İddianamede, anayasal organlarca sıkıyönetim ilan edilebileceği belirtilmesine rağmen "Yurtta Sulh Konseyi" olarak kendilerini isimlendiren grup tarafından hazırlanan metinde sıkıyönetim ilan edildiği ve yönetime Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) el koyduğunun yazıldığı, aynı belgenin konu kısmında "Sıkıyönetim Direktifi" yazmasına rağmen açıklamalar göz önüne alındığında bunun anayasal düzene müdahale yani darbe mahiyetinde bir emir olduğunun görüldüğü aktarıldı.

Koçak ve Yılmaz'a, Korgeneral Öngay'ın ihbarıyla soruşturma açıldı

Dönemin Erzurum Garnizon Komutanı olan 9. Kolordu Komutanı Korgenaral Şeref Öngay'ın, Koçak'ı telefonla arayarak söz konusu emrin meşru bir emir olmadığı, emir ve komutanın halen kendisinde olduğu ihtarına rağmen Koçak'ın garnizon komutanının emrine uymayacağını bildirdiği anlatılan iddianamede, Öngay'ın askeri savcılığına ihbarıyla "emre itaatsizlikte ısrar" suçundan Koçak, Yılmaz ve diğer şüpheliler hakkında soruşturmanın başlatıldığı belirtildi.

İddianamede, 15 Temmuz gecesinde Erzurum Jandarma Bölge Komutanlığı haber merkezine 22.13'ten itibaren Muhabere Elektronik ve Bilgi Sistemleri (MEBS) üzerinden önce 4 adet mesaj geldiği, devamında sıkıyönetim direktifi konulu evrak ve eklerinin geldiği, haber merkezi personelinin gelen tüm belgeleri teslim ettiği nöbetçi amir Yılmaz'ın sıkıyönetim direktifi konulu emri aldıktan sonra Koçak'ı aradığı, Koçak'ın Yılmaz'a araç göndererek kendisini evinden aldırması ve kışlada bulunmayan personeller dahil tüm personelin toplanması konusunda emir verdiği ve kışlaya çağrıldıkları anlatılarak, Koçak'ın kışlaya gelerek Yılmaz'la odasına çıktıkları, bir süre sonra harekat merkezine giden Yılmaz'ın personele kışla dışında bulunan personeli mesaiye çağırması ve Dumlu Jandarma Özel Harekat Tabur Komutanlığının aranarak oradaki görevlilerin de mesaiye çağrılması yönünde emir verdiği ifade edildi.

Komutanlar darbeye önlemeye çalıştı

Korgeneral Öngay'ın sıkıyönetim direktifi konulu emirden haberdar olması üzerine bağlı birlik komutanlarını arayarak emre uyulmaması, emir ve komutanın halen kendisinde olduğu ve herhangi bir yasa dışı harekete kalkışılmaması gerektiği yönünde emir vermesine rağmen Koçak'ın emre uymayı reddettiği vurgulanan iddianamede, Erzurum Jandarma Bölge Komutanlığında görevli Tümgeneral Ali Lapanta'nın söz konusu sıkıyönetimi direktifi konulu emirden haberdar olması üzerine Koçak'ı arayarak durumu sorduğunda, Genelkurmay Başkanlığından darbe emri geldiğini, tüm personeli kışlaya çağırdıklarını, silah ve teçhizat dağıttıklarını, emri uygulamak için hazırlık yaptıklarını belirttiği anlatıldı.

İddianamede, Lapanta'nın Koçak'a emrin normal komuta zinciri içerisinde bir faaliyet olmadığını ihtar etmesi üzerine şüphelinin "Komutanım, ben askerim, gelen emri uygulamak zorundayım" şeklinde yanıt verdiği, bunun üzerine Lapanta'nın şüpheliye yanlış yaptığını, yapılanların normal komuta zinciri içerisinde bir faaliyet olmadığını tekrar ihtar etmesi üzerine "Siz, Jandarma Genel Komutanlığı emrine atandınız" diyerek Lapanta'nın pasif göreve çekildiğini, bu nedenle kendisine emir veremeyeceğini ima ettiğine yer verildi.

Koçak'ın emirleri üzerine kışlaya gelen personelin silah ve teçhizatlarını aldıkları bildirilen iddianamede, Koçak'ın, Jandarma Bölge Komutanlığındaki odasına gelen tanık İl Jandarma Komutanı Albay Mustafa Çelik'in valinin yapacağı toplantıya katılıp katılmayacağını sorması üzerine "Neden gideyim, valiyi görevden aldık" diye yanıt verdiği, Çelik'in 'Valiyi kim görevden almış, bizim neden haberimiz yok' demesi üzerine de "Emri okumadınız mı, biz görevden aldık" dediği ardından Çelik'in bahçedeki personele söz konusu mesaj emrinin FETÖ mensuplarınca gönderildiği, emre uyulup suça bulaşılmaması konusunda uyarıda bulunduğu aktarıldı.

İddianamede, Koçak ile Yılmaz'ın, "Türkiye Cumhuriyeti hükumetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme", "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme", "Silahlı terör örgütü kurma veya yönetme", "TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme" suçlarından ayrı ayrı 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis ile 15 yıldan 22,5 yıla kadar hapsi talep edildi.

Sanıkların yargılanmasına önümüzdeki günlerde Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesinde başlanacak. (AA)