Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye ile Suriyeli sığınmacılar konusunda gereken hassasiyeti gösterdiklerini söyledi. Türkiye'nin milli gelire göre insani yardımda dünya lideri olduğunu ifade eden Erdoğan, mültecilerin neden olduğu krizin asıl sorumlusunun Suriye'deki diktatör olduğunu söyledi.
Recep Tayyip Erdoğan, Brooking Enstitüsü'nde düzenlenen panelde konuştu. ABD ile olan ilişkilere değinen Erdoğan, bazı meselelerde görüş ayrılıkları olmasına rağmen, önemli meselelerde kapsamlı işbirliği
PKK'nın DAİŞ'le mücadeleye katkı sağladığı propagandasının ne yazık ki karşılık bulduğunu görüyoruz. PKK'nın kendi emelleri dışında DAİŞ'le mücadelesi yoktur, bu yalandır
içerisinde olduklarını kaydetti. Erdoğan, Suriyeli mültecilerle ilgili yaşanan krizin sorumlusunun ise Beşar Esad olduğunu söyledi. İşte Erdoğan'ın açıklamalarıntan satır başları:
"Türkiye-ABD ilişkileri sıkıntılı diyalog çözebilecek derinliğe sahiptir. Türkiye olarak Suriyeli sığınmacılar konusunda hassasiyet gösteriyoruz. Avrupa'ya umut yolculuğuna çıkmaya çalışanlar ve hayatını kaybedenler bu krizin sorumlusu değildir. Sorumlu, Suriye'deki diktatördür.
DAİŞ ve PKK'nın saldırılarında parçalanan bedenler, tüm dünyanın bedenini yaralamalıdır. PKK'nın DAİŞ'le mücadeleye katkı sağladığı propagandasının ne yazık ki karşılık bulduğunu görüyoruz. PKK'nın kendi emelleri dışında DAİŞ'le mücadelesi yoktur, bu yalandır.
"KIBRIS MESELESİNDE KARARLILIĞIMIZ SÜRÜYOR"
Kıbrıs meselesinde garantör ülke olarak kalıcı çözümden yana kararlılığımız sürüyor. Kıbrıs Türk tarafı çözümden yana iradesini ortaya koymuştur. Rum tarafı buna samimi karşılık verirse çözüme ulaşmak mümkün olabilecektir. Kıbrıs'ın tamamının su ihtiyacını karşılayacak projeden adanın her iki halkının da yararlanabilmesini arzu ederiz.
İSRAİL İLE İLİŞKİLER VE GAZZE
DAİŞ'in İstanbul'daki saldırısı sonrası İsrail Cumhurbaşkanı ile telefonda görüştük. Gazze ambargosunun kaldırılması önemli. İsrail ile Nisan ortasında yapılacak görüşmeler sonucunda olumlu bir netice sağlayabilmeyi umuyoruz.
TERÖRLE MÜCADELE
Terör, düzensiz göç, ırkçılık, yabancı düşmanlığı gibi tehlikelere karşı her ülkenin çözüm araması gerekir. Terörizmle mücadelede uluslararası ve müşterek çabalar gerekir. Terörün hedefi olmayan ülke neredeyse kalmadı. Teröre karşı temel prensiplerde anlaşmalıyız. En başta ayırım gözetmeksizin tüm terör örgütleriyle aynı kararlılıkla mücadele edilmeli.
"PYD VE YPG'NİN İYİ ÖRGÜT OLDUĞUNU KABUL EDEMEYİZ"
DAİŞ'e karşı mücadele ettiği söylenerek PYD ve YPG'nin iyi örgüt olduğunun söylenmesini kabul etmemiz mümkün değildir.Belçika'ya bildirdiğimiz canlı bomba serbest bırakıldı. Bizde işadamını öldüren terörist, Brüksel'de rahatça dolaşabiliyor. İslam dinini terörizmle ilişkilendirmek gibi bir eğilimle karşı karşıyayız.
Batı da İslamofobi'yi insanlık suçu kabul etmeli, semavi bir dinin terörizmle bağdaştırılmasını kabul edemeyiz."