Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'ndan 9 Mayıs Avrupa Günü mesajı

Kurumsal olarak da Avrupa’nın içinde yer alan Türkiye, bu doğrultuda AB’ye tam üyelik yolunda da gereken tüm çabayı gösterdiğini belirten Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, ''Maalesef son yıllarda Avrupa Birliği’nin, kurucularının emellerinin aksine, savunucusu olduğu ideallerden ve temel değerlerden uzaklaşmaya başladığı görülmektedir.'' dedi.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Avrupa Birliği’nin, kurucularının emellerinin aksine, savunucusu olduğu ideallerden ve temel değerlerden uzaklaşmaya başladığının görüldüğünü, bunun AB ile ortak değerleri paylaşan geniş Avrupa coğrafyasında da hayal kırıklığı ve endişe yarattığını belirtti.

Çavuşoğlu, 9 Mayıs Avrupa Günü münasebetiyle yayımladığı mesajda, Avrupa Birliği’nin (AB) temellerini atan Schuman Deklarasyonu’nun üzerinden tam 67 yıl geçtiğini hatırlattı.

Tüm kıtayı etkileyen savaşlar sonrasında insan hakları, hukukun üstünlüğü, demokrasi, eşitlik, adalet gibi temel değerler üzerinde, dil, din, ırk farklılıkları gözetmeksizin hoşgörü kültürüyle bütünleşen Avrupa ülkelerinin, barış ve refah içerisinde ilerlediğini kaydeden Çavuşoğlu, "Ülkemiz de coğrafi ve tarihsel olarak parçası olduğu Avrupa ile birlikte bu evrensel değerleri benimsemiş, Avrupa’nın güvenliğine, istikrarına ve refahına katkı sağlamıştır." ifadelerini kullandı.

Kurumsal olarak da Avrupa’nın içinde yer alan Türkiye'nin, bu doğrultuda AB’ye tam üyelik yolunda gereken tüm çabayı gösterdiğine işaret eden Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Ancak maalesef son yıllarda AB'nin, kurucularının emellerinin aksine, savunucusu olduğu ideallerden ve temel değerlerden uzaklaşmaya başladığı görülmektedir. Ayrımcılık, yabancı düşmanlığı ve İslam karşıtlığı gibi aşırı akımlar birliğin bir arada yaşama kültürünün aşınmasına ve uluslararası alanda etkinliğinin ve güvenilirliğinin sorgulanmasına neden olmaktadır. Bu durum, AB ile ortak değerleri paylaşan geniş Avrupa coğrafyasında da hayal kırıklığı ve endişe yaratmaktadır.

Bu hayal kırıklığının ve endişelerin önüne geçmek, AB’nin ayrıştırmadan, popülizmden uzak durarak, özünde yer alan birleştirici ve kapsayıcı yaklaşıma dönmesiyle mümkündür. Stratejik bir ortak ve aday ülke olarak birliğin güçlenerek devamından yana olan Türkiye, karşılıklılık anlayışıyla bu konuda her türlü samimi ve anlamlı iş birliğini göstermeye hazırdır. Temennimiz, Avrupa Birliği’nin üzerine inşa edildiği değerlere yeniden sahip çıkarak, karşı karşıya kaldığı mevcut sınamaların üstesinden gelmesidir. Avrupa, AB’den büyüktür ve geniş Avrupa kıtasının ihtiyaç duyduğu birliktelik ve dayanışma ortamı yeniden tesis edilmelidir. Türkiye bu yönde katkıda bulunmaya hazırdır."