İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Diyarbakır Güvenlik ve Acil Durumlar Koordinasyon Merkezi'nde açıklamalarda bulundu.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Kahramanmaraş merkezli depremlerde yıkılan binalarla ilgili soruşturmalarda 7 bin 598 müstakil binada delil tespitinin yapıldığını belirterek, "Bugüne kadar 612 şüpheli hakkında adli işlem yapıldı. Bunlardan 184'ü hakkında tutuklama kararı verildi." dedi.
Bakan Bozdağ, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Diyarbakır'daki AFAD Koordinasyon Merkezi'nde gerçekleştirilen toplantının ardından açıklama yaptı.
Diyarbakır'da bugüne kadar deprem sonrası yürütülen çalışmaların koordinasyon kurulu tarafından değerlendirmesini yaptıklarını söyleyen Bozdağ, bugün değerlendirmelerine İçişleri Bakanı Soylu'nun da katıldığını, bu büyük felaketin üstesinden ancak birlikte el ele gelebileceklerini, hem hükümetin hem de vatandaşların el ele verdiği, enkaz kaldırma, yaraları sarma, bundan sonra vatandaşların lehine olan sonuçları ortaya koyma iradesini hem Diyarbakır'da hem de diğer illerde gördüklerini vurguladı.
"Devlet-millet işbirliği, seferberliği ve dayanışması, bu son yaşanan felaket de gösterdi ki aziz Türk milletinin en önemli vasıflarından birisidir. Bu, bizim gücümüze güç katıyor." ifadesini kullanan Bozdağ, bu süreçte hükümete, devlete ve depremzedelere yaşanan felaketin hasarlarını ortadan kaldırmak, yaraları sarmak için seferber olan, katkı yarışına giren, hayır ve iyilikte yarışan her bir insana ve sivil toplum örgütüne teşekkür etti.
Diyarbakır'da enkaz kaldırma çalışmalarını yıkılan binalarda tamamladıklarını, yaralı ve vefat eden vatandaşların hepsinin enkazdan sonraki süreçlerini yönettiklerini, enkaz altından kurtarılanlar ve vefat edenlerle ilgili kimliklendirme ve tedavi çalışmaların tamamlandığını bildiren Bozdağ, şu anda Diyarbakır'da vefat edip de kimliklendirilmesi yapılmayan hiçbir kişinin kalmadığı bilgisini paylaştı.
Diyarbakır'ın sadece kendi yarasını sarmakla kalmadığını, bölgeye de yardım konusunda seferberlik içinde olduğunu dile getiren Bozdağ, kentin imkanlarının, sağlık tesislerinin ve diğer vatandaşların desteklerinin bölgeye de yansıdığını anlattı.
Deprem sürecinden sonra adli süreçlerin sağlıklı işlemesi konusunda Adalet Bakanlığında yargı görevi yapan adliyeler, cumhuriyet başsavcılıklarının büyük bir yoğunluk içinde 7/24 esaslı çalışma yürüttüğünü vurgulayan Bozdağ, depremde yıkılan binalardan ceza soruşturmasına konu olanların tamamıyla ilgili adli soruşturmaların cumhuriyet başsavcılıkları tarafından resen başlatıldığını bildirdi.
Bu kapsamda ceza soruşturmasına esas olmak üzere adli soruşturmalara konu binalardaki delil tespitlerinin önemli ölçüde tamamlandığını ifade eden Bozdağ, şu anda Kahramanmaraş, Adıyaman, Hatay ve Malatya'da delil tespiti işlemlerinin ceza soruşturması kapsamında tamamlandığını, diğerleriyle ilgili delil tespit işlemlerinin de büyük bir gayretle devam ettiğini, önemli ölçüde oralarda sona yaklaşıldığını anlattı.
Bozdağ, şöyle konuştu:
"Vatandaşlarımız şundan emin olsun. Ceza soruşturmasına konu olan binaların enkazları bilirkişiler ve cumhuriyet savcılarımızın gözetiminde delil tespiti yapılmadan, bilirkişilerce delil tespiti yapılmadan kaldırılmamıştır. Bundan sonra da delil tespiti yapılmadan hiçbir enkazı kaldırma söz konusu değil, aksi yönde beyanların hiçbiri gerçeği yansıtmıyor. Şu ana kadar cumhuriyet savcılıklarımızla beraber bu kapsamda 7 bin 598 müstakil binada bilirkişi incelemesi suretiyle delil tespiti yapıldı. Tabii bu kapsamda soruşturmalara baktığımızda, deprem bina soruşturmalarının dökümüne baktığımızda bugüne kadar 612 şüpheli hakkında adli işlem yapıldı. Bunlardan 184'ü hakkında tutuklama, 214'ü hakkında adli kontrol, 71'i hakkında yakalama kararı verildi. 55 kişi hakkında gözaltı kararı verildi, şu anda 2 kişi gözaltında. Hakkında işlem başlatılan kişilerden 16'sı da vefat ettiği için ona göre işlem yapıldı.
Bunların sıfatlarına baktığımızda tutuklu olanların 79'unun müteahhit, 74'ünün yapı sorumlusu, 13'ünün yapı sahibi, 18'inin binada değişiklik yapanlar olduğunu görüyoruz. Adli kontrol kararı verilenlerin de 72'sinin müteahhit, 92'sinin yapı sorumlusu, 22'sinin yapı sahibi, 28'inin de binada değişiklik yapanlar olduğunu buradan ifade etmek isterim."
Deprem bölgelerinde diğer suçlara ilişkin de adli soruşturmaların kesintisiz devam ettiğine dikkati çeken Bozdağ, şu ana kadar deprem bölgelerinde 351 hırsızlık vakasının olduğunu, bunlarla ilgili 284 şüpheli hakkında işlem yapıldığını, 179 kişi hakkında tutuklama ve 36 kişi hakkında adli kontrol kararı verildiğini kaydetti.
Yağma konusunda da depremin yaşandığı günden bugüne kadar vaka sayısının sadece 4 olduğuna işaret eden Bozdağ, tutuklu sayısının da 4 olduğunu, yağma konusunda kamuoyuna yansıyan bilgilerin çoğunun asılsız olduğunun ortaya çıktığını vurguladı.
"Tabii sanki vatandaşlarımızın böyle bir eğilimi varmış gibi bir algı gayreti içerisine girenlerin olduğu ama adli veriler, yağma konusundaki algı operasyonlarının gerçeği yansıtmadığını ve onları açık açık tekzip ettiğini göstermektedir. Dolandırıcılıkla ilgili de şu ana kadar 5 nitelikli dolandırıcılık vakası olduğunu görüyoruz. Bu kapsamda da 7 kişi tutuklandı." diyen Bozdağ, adli süreçlerin hukuka ve hukukun emrettiği usule uygun şekilde bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da devam edeceğini vurguladı.
Bakan Bozdağ, şöyle devam etti:
"Özellikle Kahramanmaraş merkezli deprem kapsamında Adıyaman'da yıkılan İsias Otel'de uygulama eğitimine spor müsabakaları için KKTC'den gelen kafileden 35 kardeşimiz de hayatını kaybetmiştir. Bunlara ayrıca Allah'tan rahmet diliyorum. KKTC Cumhurbaşkanı Sayın Ersin Tatar, bu konuda bizatihi aradı ve bunlarla ilgili adli süreçler hakkında benden bilgi aldı ve konuya hassasiyet gösterdi. Bundan dolayı Sayın Cumhurbaşkanımıza da buradan teşekkür ediyorum. Bu hususta şunun bilinmesinde fayda var. Kamuoyunda sanki İsias Otel'de ölen sporcularımız ve diğer bazı konularla ilgili açılan soruşturmalarda gizlilik kararı verildiğine ilişkin yalan bir haber var. Bir kez daha söylüyorum. İsias Otel ve diğerleriyle ilgili verilmiş bir gizlilik kararı yoktur. Şu anda da Türkiye genelinde yürüyen soruşturmalarda gizlilik kararı verilen herhangi bir soruşturma yoktur. Soruşturmalar usule uygun, gizlilik kararı alınmadan yürütülmektedir. Adıyaman'daki sulh ceza hakimliğimiz tarafından böyle bir karar verilmemiştir. Böyle bir karar talebi de savcılığımız tarafından yapılmamıştır. Bu nedenle bu haberin de buradan asılsız olduğunu bir kez daha ifade etmek isterim."
Deprem felaketinin ortaya çıkardığı sonuçların mevzuatlarını önemli ölçüde gözden geçirmeleri gerektiğini bir kez daha ortaya koyduğuna işaret eden Bozdağ, "Adalet Bakanlığı olarak biz de ceza mevzuatımızı ve diğer mevzuatlarımızı böylesi bir durumdaki cezai yaptırımlar dahil olmak üzere işlenen suçlar ve diğer hususları içerecek şekilde bir hazırlık içerisindeyiz." dedi.
"Bu kadarını söylemekte fayda görüyorum şu anda." ifadesini kullanan Bozdağ, sözlerini şöyle tamamladı:
"Örneğin deprem döneminde yaşanan zorluklardan, sıkıntılardan istifade ederek haksız kazanç elde etmek isteyen, gayriahlaki, gayrihukuki kazanç elde etmek isteyenlerle ilgili yeni dönemde yeni bir yaptırım uygulamasına geçeceğiz. Örneğin kiraya vermek istiyor. Kiralar 5 liraysa 20 liradan kira yapıyor ya da nakliye 3 liraysa 10 liradan götürüyor. Ya da başka başka hizmetler... Hem malların taşınması, nakliyesi, hizmet sunulması, hizmetin alınması, ne kadar iş ve işlem varsa bu deprem nedeniyle yaşanan felaket nedeniyle bölgedeki insanların ve ülkemizin yaşadığı zorlukları kendileri için gayrimeşru kazanç elde etmeleri için bir fırsat görenlere karşı hukuk gereğini yapacaktır.
Çok ağır cezalar öngören düzenlemeler yapacağız ama bu düzenlemeler özel düzenleme olacaktır. Böylesi zamanda uygulama imkanı bulacak. Örneğin salgın, afet oldu. Salgın oldu, bu dönemde de benzer şeyleri yapanlar, başka başka işler de oldu. Gördük ki mevcut ceza kanunumuz bu konuda yeterli değil. Bundan dolayı arkadaşlarımız çalıştı. Sayın Cumhurbaşkanımıza da arzımızdan sonra da bu konu inşallah Türkiye Büyük Millet Meclisimizin gündemine de gelecektir."
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Fahiş kira artışları son zamanlarda deprem bölgesinin deprem kadar acıtıcı bir gerçeğidir. Yani bu bizi üzmektedir. Elbette ki devlet olarak gereğini de yerine getiriyoruz." dedi.
Soylu, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ile Diyarbakır'da AFAD Koordinasyon Merkezi'nde gerçekleştirilen toplantının ardından açıklama yaptı.
Deprem nedeniyle hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifa dileğinde bulunan Bakan Soylu, yerkürenin en büyük depremlerinden birisi ile karşı karşıya olduklarını söyledi.
"Bu afetin büyüklüğünü deprem olarak tanımlamak, bu afeti tam olarak anlatamamak gibi bir anlayışla bizi karşı karşıya bırakır." ifadesini kullanan Soylu, şöyle devam etti:
"Çünkü biz bundan önce depremleri yaşadık. En azından bizim nesillerimiz de yaşadılar. Bu kadar yaygınını, bu kadar insanı etkileyenini, dünyada da birçok afetle karşı karşıya kalındığında hem görmedik hem de tecrübe etmedik. Sadece şunu söyleyebilirim, şu anda ne kadar enkaz kaldırılacağını dahi aşağı yukarı hesap edebiliyoruz. Milyonlarca ton. Diyarbakır'dayız, burada bir hesap yapılmıştır. Biz Antakya'da bir hesap yaptık. Sadece Hatay'ın Antakya'sında 15 milyon ton. Yani milyonlarca kamyon. Çok süratle hiç dinlenmeden gidilirse 3, 4 ay içerisinde bitirilebilecek, sadece bir ilçede bitirilebilecek bir enkazdan bahsediyoruz. 26 binin üzerinde toplam arama kurtarma çalışması yapılan bina var. Bütün bunlar, 3 Hollanda büyüklüğü olan 110 bin kilometrekarelik bir alanda bu depremle karşı karşıya kaldık. Türkiye'nin de birçok yerinden, uzak, yakın demeden birçok alanından hissedilen ve hala daha da artçıları devam eden bir depremle, bir afetle karşı karşıyayız. Devlet olarak da millet olarak da sivil toplum kuruluşları olarak da bu konuda bütün ülkemizin tüm unsurlarıyla bu afete karşı direndik ve bugün 20'nci günündeyiz."
Arama kurtarma çalışmalarının tamamlandığını ve enkaz çalışmalarının başladığını aktaran Soylu, afet bölgesindeki bütün vatandaşlara beslenme, yemek ve giysi ulaştırıldığını söyledi.
Diğer taraftan helikopterlerle, uçaklarla her tarafa mümkün olduğu en kısa süreç içerisinde gidildiğini belirten Soylu, birkaç münferit olayın dışında toplumu etkileyen, kaosa sebebiyet verecek, kargaşa oluşturabilecek herhangi bir güvenlik zafiyetinin bir dakika bile yaşanmadığını vurguladı.
Bakan Soylu, şöyle devam etti:
"Tabii bu büyük depremden istifade etmek isteyenler olabilir. Her daim olabilir. Her zor durumdan istifade etmek isteyenler olabilir. Sayın Bakanımız da birtakım mevzuat değişikliklerine gerek olduğunu ifade etti. Örneğin bunu söylemem gerekir. Fahiş kira artışları son zamanlarda deprem bölgesinin deprem kadar acıtıcı bir gerçeğidir. Yani bu bizi üzmektedir. Elbette ki devlet olarak gereğini de yerine getiriyoruz. Buradan da vatandaşımızın, karakollarımızdan 112'ye kadar, savcılıklarımızdan her türlü kamuda başvurulabilecek noktaya kadar başvurmalarını istiyoruz. Kiracıyım, oturuyorum, 'Sen çıkacaksın' diyor. İnsanlara ikinci bir deprem yaşatmanın, ikinci bir afet yaşatmanın gereği yok. Fahiş kira artışları doğru bir yaklaşım değildir. Kiracı çıkartmak doğru bir yaklaşım değildir. Ve burada başından itibaren özellikle deprem bölgesindeki şehirlerin boşaltılması veya biraz nefeslendirilmesini, gerek arama kurtarma çalışmalarının gerek enkazların zamanında hızlı bir şekilde kaldırılması için bir strateji olarak uyguladık. Yani Antalya'dan başka illere kadar hem Türk Hava Yolları hem otobüsler de dahil olmak üzere hem bir kısmının araçlarının kendi yakıtlarını karşılamak suretiyle bir adımı attık. Hem hasarın tüm boyutunu tekrar anlayabilmek ve bu tabloyu ortaya koyabilmek için böyle bir adım atıldı ve böyle bir adımla birlikte de şu anda çok hızlı bir şekilde hem enkazlar kaldırılıyor hem de yeni şehirlerin planlanması, daha doğrusu şehirlerin yeni yerlerinin veya yapılacak yeni yerlerini planlama hususunda adımlar atılıyor."
Tüm bunlar yapılırken aynı zamanda konteyner şehirlerle ilgili hazırlıkların da sürdüğünü bildiren Soylu, "Şu ana kadar, tabii süzülecek ama ağır hasarlı, orta hasarlı ve ev sahibi, kiracı toplam müracaat 421 bin oldu. Dün akşam itibarıyla. Bunun 284 bin 712 hanesi, ailesi 'ben kira yardımı almak isterim' dedi. 136 bin 913'ü de 'ben konteynerde yaşamak isterim' dedi. Elbette ki buradaki değerlendirmeler veya başvurular devam edecek." dedi.
Buna karşılık da şu ana kadar 140 alanda 93 bin 623 konteynerin hazırlıklarının yapıldığını aktaran Bakan Soylu, bunun 70 bininin hemen hemen tamamlanmak üzere olduğunu bildirdi.
Ev sahiplerine 5 bin, kiracılara 3 bin lira kira desteği olacağını hatırlatan Soylu, ilk kez bir afette ve depremde kiracılara kira yardımı yapıldığını söyledi.
Depremin bazı il ve ilçe merkezlerinde neredeyse hayatı tamamen durdurduğunu belirten Soylu, organize sanayi sitelerinden esnafa kadar şehirlerin yeniden harekete geçebilmesi için gerekli desteğin verildiğini ifade etti.
Özellikle bir konunun başından itibaren speküle edildiğini dile getiren Bakan Soylu, "O da şu, 'işte deprem sabahı askerin çıkmasına müsaade edilmedi.' Buna Milli Savunma Bakanımız defalarca cevap verdi. Ben defalarca cevap verdim. Biz depremin yaralarını sarabilmek, Türkiye'nin umudunu yarına tekrar taşıyabilmek için topyekun mücadele yaparken birileri de dedikodu ve yalan mücadelesine devam ediyorlar." dedi.
Depremin saat 04.17'de olduğunu ve kendilerinin saat 05.00 gibi AFAD'a geçtiklerini bildiren Bakan Soylu, şunları kaydetti:
"Saat 17'yi geçeydi ilk açıklama. Dördüncü seviye bir alarm verdiğimizi, uluslararası çıktığımızı söylüyor. Yani uluslararası yardım istedik bütün dünyadan ve bu kadar çabuk bir şekilde uluslararası yardım istedik. Uluslararası yardım istediğimiz yerde, kendi askerimiz, kendi jandarmamız, kendi polisimiz zaten teyakkuz halinde. Herkes teyakkuz halinde. Bunu sürekli bir yalan, bir dedikodu, bir zafiyet alanı olarak ortaya koymak elbette ki karşı karşıya kaldığımız olayın ölçeğiyle de, olayın karşı karşıya bizi bıraktığı etkileri sebebiyle de çok yakışmadığını, ayıp olduğunu, ayıp edildiğini, burada kurumların, insanların, kişilerin üzerinden bu olay üzerinden bir yıpratmanın şu dönem içerisinde hele kimseye bir faydası olmayacağını ve bunların bırakılıp hep birlikte buradan çıkmanın ve buradan tekrar bir umut oluşturmanın, yarına bir umut oluşturmanın hepimizin sorumluluğu olduğunu bir kez daha hatırlatmak istiyorum."
Bölgedeki güvenlik personeli sayısını üç katına çıkardıklarını bildiren Soylu, artçı depremlerin devam ettiğini ve vatandaşların binalardan uzak durması gerektiğinin altını çizdi.
Fahiş fiyat uygulamalarına tekrar değinen Bakan Soylu, "Fahiş fiyatla milletimizin canını acıtanların peşindeyiz ve bunu da yanlarına bırakmayacağımızı, Olağanüstü Hal'in bize sağladığı bütün imkanları sonuna kadar kullanacağımızı ve vatandaşımızı burada mağdur etmek isteyenlere de, zaten o paranın bir hayrı da gelmez, o kazancın bir hayrı da gelmez. Bu dünyaya da öteki dünyaya da bir faydası olmaz." diye konuştu.