Cumhurbaşkanı Erdoğan: Bölünmemize zemin hazırlamaya çalışanlara izin vermeyeceğiz

Cumhurbaşkanı Erdoğan Eyüp'te Mukaddes Emanetler Işığında Sergi ve Konferansında konuştu.

1

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan öne çıkan açıklamalar;

Mukaddes emanetlere ev sahipliği yapıyor olmamız milletçe bizim en büyük ifitihar sebeplerimizden biridir. Bu emanetlere bizden d aha iyi sahip çıkabilecek hiç bir şekilde saygıda kusur etmeyecek başka bir millet olduğunu da sanmıyorum.

Dünyayı dolaşıyorum gerçekten bu hassasiyeti bizim milletimiz emanetleri aldığı günden bu yana çok dikkatli ve hassasiyetle bugüne getirdi ve güçlenerek de götürüyor. Çevremize baktığmızda çok önemli nice eserin mekanın nice eşyanın maalesef ya tamamen kaybolup gittiğini ya da harap vaziyette olduğunu görüyoruz.

Bizim ecdadımız Medine'deki son askerimiz çekilene kadar Peygamber efendimizin aziz hatıralarına hürmette en küçük bir kusur etmemiştir.

Mülazim İdris Sabih Bey. Efendimiz'i korumak için kalede mahsur kalıp canlarının boğazlarına geldiği bir gün Fahreddin Paşa'ya ithafen yazıp Peygamberimiz Efendimiz Aleyhisselam'a hitap ettiği bir şiiri var genç subayın. Bir hıçkırık gibi dökülen bu mısralar:

Yapamaz Ertuğrul Evladı sensiz

Can verir canânı veremez Türkler

Ebedi hadimü'l-Harameyniniz

Ölsek de ravzanı ruhumuz bekler

Mukaddes emanetlere adeta gözümüz gibi bakarak işte bugünlere kadar geldik. Topkapı Sarayı'ndaki Mukaddes Emanetler Dairesi'ni en son 2007 yılında kapsamlı bir tadilattan geçirip genişlettik.

Bu emanetlere Allah'ın izni ile kıyamete kadar canımız pahasına sahip çıkmakta onlara hürmeten devam eden eserleri devam ettirmekte kararlıyız. İstanbul gibi böyle muhteşem bir şehre böyle muhteşem bir eseri bağrında barındırmasını çok yakıştırıyorum. Mukaddes emanetlerde sembolleştirdiğimiz değerlerimize yeterince sahip çıkamadığımızın en büyük ispatıdır.  İslam'ın ve Müslümanların en nadide eserlerine ev sahipliği yapmış Suriye'de yaşanan vahşet yüreğimizi yakıyor. Bazen şunu söylüyorum 'Ah Suriye keşke seni tanımasaydım' tanıdıktan sonra çok daha zorumuza gidiyor. 

 BUNU ÜZÜLEREK SÖYLEYECEĞİM AMA BU BİZİ YARALIYOR 

Türkiye olarak acıların önüne geçmek için hem kendi sınırlarımız boyunca hem de uluslararası alanda tüm gayretimizi gösteriyoruz. Ne yazık ki hala üzülerek söyleyeceğim birliğimize beraberliğimize dirliğimize gayret sarf etmeyip acaba nasıl kendi içimizde bölünebiliriz bunun gayreti içinde olanları da gördükçe bu bizi ayrıca yaralıyor. Bizi bölmeye çalışanlara asla müsaade etmeyeceğiz.

MİLLET OLARAK SORUMLULUĞUMUZ ÇOK AĞIR 

Bizim bu dayanışmamız birliğimiz beraberliğimiz tartışılmaz bunun devam etmesi güçlenerek devam etmesi olmazsa olmazımızdır. Türkiye'nin istiklali ve istikbali için yürüttüğü mücadelenin başarısı tıpkı bin yıldır olduğu gibi Türk coğrafyasının istiklali ve istikbaline önderlik edecektir. Halklar nezdinde sıkıntı yok sıkıntı başka yerde. Bu bakımdan sorumluluğumuz çok ağır. Dün bize hasta adam diyenleri bugün kendilerinin siyasi ve ekonomik hastalıkların pençesinde olduğunu biliyoruz. Her kriz yeni bir fırsattır. Bize kurulan fırsatları tersine çevirip yeni bir yükselişin basamakları haline getirebilirz. Bu şansımız ve insan gücümüz var. Bunun için birliğimize beraberliğimize kardeşliğimize sarılmamız şart.

Merhum Arif Nihat Asya'nın ifade ettiği gibi

Neler duydu şu dünyada

Mevlid’ine hayran kulaklarımız;

Ne adlar ezberledi, ey NEBİ,

Adına alışkın dudaklarımız!

Artık, yolunu bilmiyor;

Artık, yolunu unuttu

Ayaklarımız!

Kabe’ne siyahlar

Yakışmamıştı, ya MUHAMMED,

Bugünkü kadar!