Sabah
Sabah'ta yer alan habere göre, CHP'nin her zaman kongreleri ve kurultayları gerilimli ve sorunlu oldu. Bu yüzden CHP'ye "kurultaylar partisi" deniyordu. Ancak sonradan FETÖ vari kaset kumpaslar da gündeme gelince işin tadı hayli kaçtı.
Son örneğini de seçim sürecinde Muharrem İnce'nin çekilmesini sağlayan kirli operasyonla gördük. Şimdi buna CHP'lilerin deyimiyle "İhanet kaseti" de eklendi. Bu kasetle neyin amaçlandığı kadar kimin sızdırdığı da merak ediliyor.
Olağan şüpheliler arasında birkaç merkezden söz ediliyor. İnandırıcı bulunmasa da ilk sırada CHP yönetimi var. Ama daha güçlü bir merkezden de söz ediliyor. Yakın tarihin karanlık olaylarını iyi bilen yazar İsmail Nacar şöyle diyor:
"Bu kaseti sızdıranlar ile CHP'ye kaset komplosu kuranlar aynı kesimler. Hedefleri de Kılıçdaroğlu'nu CHP'nin başında tutmak. Bir el bu konuda müthiş bir çaba harcıyor.
Arka planında da Alevi mağduriyetini canlı tutma hesabı var. O hesabı yapanlar artık seçimlerle yönetimin değişmeyeceğine inanıyor."
Bir anlamda Kılıçdaroğlu'na rağmen önündeki engeller bilinçli bir şekilde temizleniyor.
Aslında bu tezi, Kılıçdaroğlu'nun bir gazeteciye söylediği iddia edilen "Adaylığımı engelleme şansım yok" sözü de güçlendiriyor.
'ÖZEL'İN İTİBARI KALMADI'
İkinci olağan şüpheli İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve ekibi. Bu da ilk akla gelen olasılıklardan. Zaten Zoom yayını sırasında İmamoğlu da bir katılımcıdan ve bunun Selin Sayek Böke olacağından söz ediyor.
Peki Kılıçdaroğlu'na yakın CHP'liler nasıl bakıyor? CHP'nin İstanbul'daki önemli bir ismi derin bir analiz yapıyor:
"Bana göre kaseti bizzat İmamoğlu sızdırdı. Çünkü İstanbul'daki mahalle kongrelerinde başarısız olduğunu gördü. Mecburiyeti var, başka çaresi yok.
Kıpraşmasınlar diye onları deşifre etti. İçlerinden bir hain de bunu yapmış olabilir ama bu ihtimali az görüyorum."
Araya girip soruyorum: "Ama kamuoyunda çok eleştiri aldı, bunu neden yapsın?"
"O eleştiri almadı, tam tersine gücünü gösterdi. Delegelere de parti kamuoyuna da CHP'nin ağır toplarını yanına alarak 'Asıl güç bende' mesajını verdi.
Koca koca adamları da 'Benim memurum' diye sundu. Asıl onlar itibarsızlaştırıldı. Şu çarpıcı değil mi? Adı genel başkanlık yarışında geçen Özgür Özel'in itibarı beş paralık oldu. Artık hiçbir iddiası kalmadı.
Bu fotoğrafın ortaya çıkması CHP açısından da iyi oldu. Bu adamların çoğu Ankara'da Kemal Bey'i alkışlıyor, timsah gözyaşları döküyor, İstanbul'a doğru yola çıkınca da Kızılcahamam'da Ekrem'i arayıp 'Seninleyiz' diyor. Nihayet ikiyüzlü siyaset artık bitiyor."
GÜNAYDIN VE ÖZEL GİDİYOR
Zoom toplantısını sızdıranların nasıl siyasi bir sonuç beklediklerini önümüzdeki günlerde göreceğiz.
İlk yansımasına da büyük olasılıkla pazar günü yapılacak parti meclisinde tanık olacağız. Her iki taraf da o gün için bütün güçlerini seferber etmiş durumda.
Tablo da başa baş görünüyor. Hatta 60 kişilik parti meclisinde İmamoğlu'nun bir adım önde olduğu söyleniyor. Peki sonuç ne olur?
İmamoğlu'nun yanında yer alan Bülent Tezcan'ın hazırlayıcısı olduğu CHP tüzüğüne göre bütün yetki genel başkanda.
"Ekremciler" parti meclisinde olağanüstü kongre kararı aldırsalar bile normal kongre süreci başladığı için sonuç değişmeyecek. Kılıçdaroğlu ne derse o olacak.