Bakan Çavuşoğlu, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile yurt dışında yürütülen mücadele, Irak'taki hükümet kurma çalışmaları ve İsrail ile ilişkilerdeki son duruma ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra FETÖ ile tüm dünyada mücadele edeceklerini vurguladıklarını hatırlatan Çavuşoğlu, "Bugüne kadar 30'dan fazla ülke FETÖ okullarını, kuruluş ve derneklerini kapattı. Diğer taraftan 20'ye yakın ülkede de Maarif Vakfımız bu okulları devraldı. Şimdi Afrika'da, Asya'da mutabakat zaptı imzaladığımız ve şu anda üzerinde çalıştığımız ülkeler var. Bu ülkelerde de yine Maarif Vakfının bu okulları devralması söz konusu. Önümüzdeki günlerde Latin Amerika, Afrika ve Güneydoğu Asya bölgesinden de bazı olumlu neticeler alacağız." diye konuştu.
Çavuşoğlu, yurt dışında faaliyet gösteren FETÖ mensuplarının Türkiye'ye getirilmesinin de önceliklerinden bir tanesi olduğunu vurguladı. Bugüne kadar 100'den fazla değişik ülkelerdeki kişileri Türkiye'ye getirdiklerini ve bundan sonraki süreçte de buna benzer faaliyetleri olacağını anlatan Çavuşoğlu, bu kişilere hiç huzur vermeyeceklerinin, onları yargıya ve hukuka teslim edeceklerinin altını çizdi.
Gelecek süreçte Balkanlar'da da bu konudaki çalışmalarını sürdüreceklerine dikkati çeken Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"Arnavutluk'ta son derece net bir şekilde FETÖ'nün çok güçlü olduğunu, siyasetin üzerinde de bir nüfuzu olduğunu söyledik, bunu görüyoruz. Kosova da aynı şekilde. Bazı gelişmelerde de bunu gördük. Maarif Vakfı, Arnavutluk'ta çok güzel bir üniversite devraldı ve inşallah yeni bir kampüs kuracağız. Zaten Makedonya'da Uluslararası Balkan Üniversitesi'nin yeni kampüsü açıldı, son derece güzel. Diğer taraftan Kosova'da da inşallah üniversite kuracağız. Maarif Vakfı okulları açıldı. Başbakan, Kosova'da Maarif Vakfı okullarını ziyaret etti ve eğitim kalitesini takdir ettiğini de söyledi. Biz, her iki kardeş, dost ülkeye de bu konudaki düşüncelerimizi söyledik. Ve üstelik sadece bizim için değil o ülkeler için de ne kadar tehlikeli olduğunu, tehdit olduğunu, gelecekte çok büyük riskler olduğunu kendilerine net bir şekilde anlattık. Bu tür çabalarımız sadece yakın coğrafyamızda değil tüm dünyada devam edecektir."
IRAK'TAKİ HÜKÜMET KURMA ÇALIŞMALARI
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Özel Temsilcisi sıfatıyla Bağdat'a bir ziyaret gerçekleştirdiğini ancak programın yoğunluğu nedeniyle Erbil'i ziyaret etmediğini anımsatan Çavuşoğlu, beklentilerinin seçimlerden sonra Irak'ta güçlü bir hükümetin kurulması ve birleştirici bir yönetimin iş başına gelmesi yönünde olduğunu kaydetti.
Bakan Çavuşoğlu, Bağdat'a yaptığı ziyarette de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın temenni ve dileklerini ilettiğine ve özellikle buna vurgu yaptığına dikkati çekerek, oradaki atmosferi gördükten sonra da konuya ilişkin umutlarının arttığını dile getirdi.
Hükümeti kuracak kişilerden meclis başkanı ve cumhurbaşkanının seçildiğini hatırlatan Çavuşoğlu, siyasi partilerin liderleri arasındaki dostluğun önemine vurgu yaptı.
Çavuşoğlu, koalisyon içinde yer alan farklı siyasi partiler arasında uyum olmazsa, bu koalisyonun yürümeyeceğini söyleyerek, özellikle Türkmenler'in bu hükümette yer almasının önemine işaret etti.
Ülkedeki anayasaya uygun olarak cumhurbaşkanın Kürtlerden seçildiğini ve Behram Salih olduğunu anımsatan Çavuşoğlu, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nde (IKBY) de yapılan seçim sonrası bir hükümet kurulacağını anlattı.
Çavuşoğlu, "Bu süreçte Irak'ın yeniden inşası, imarı önemli. Biz bu konuda en cömert ülkeyiz. 5 milyar dolar kredi taahhüdünde bulunduk. Firmalarımız yatırım yaparken, ticaret yaparken, projeleri üstlenirken bundan faydalanacaktır." şeklinde konuştu.
Irak'ın terörle mücadeleye devam etmesi gerektiğinin altını çizen Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
"Şimdi biz NATO olarak Irak'ın güvenlik güçlerini eğiteceğiz. Bu misyonun başındaki ikinci kişi, Türk askeri olacak. Bir generalimiz olacak. Bu faaliyetimiz de Irak'taki güvenlik güçlerinin kapasitesini artıracak. Bölgede sadece DEAŞ yok. PKK ile mücadelede önemli. Bu konuda hem IKBY'nin iş birliği hem de merkezi yönetimin bizimle olan iş birliği önemli. Zaten ABD ile çalışma gruplarımızın bir tanesi Irak'ta PKK'ya yönelik yapılacak mücadeledir."
Çavuşoğlu, ticaretle ilgili beklentilerine değinerek, "Özellikle Oba köyü gümrük kapısının açılması gündemde. Bağdat'taki tüm yetkililer bu gümrük kapısının bir an önce açılmasını istiyor. Halil İbrahim gümrük kapısının kontrolü şu anda IKBY'de ama anayasaya göre özellikle gümrük muhafaza işlemlerinin merkezi hükümet tarafından yapılması gerekiyormuş. Onu anlattılar. Orada da herhalde bazı anlaşmalar yapılacak. Müzakereler var. Özellikle çifte vergilendirmenin 'De Facto' bir şekilde önlenmesi için bu bizim için çok önemli." dedi.
Irak'ın hükümet kurma sürecinde yoluna olumlu bir şekilde devam ettiğini söyleyen Çavuşoğlu, Musul ve Basra başkonsolosluklarını yeniden açmak istediklerini dile getirdi. Çavuşoğlu, "Kerkük'e de bir başkonsolosluk açmamız lazım. Çünkü orası da önemli bir şehir. Herkes için önemli bir şehir. Bizim için de öyle. Temaslarımızda bunları da gündeme getirdik." şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın talimatıyla Ilısu Barajı'nın tüm kapaklarının açık olduğunu hatırlatan Çavuşoğlu, şunları aktardı:
"Irak'ta kardeşlerimiz bu sene sıkıntı çekti. Onlar sıkıntı çekerken, bu sene haziran ayına kadar 'suyu tutmayın' demişlerdi. Ancak biz Irak'taki su sıkıntısı sebebiyle jestlerimize devam ettiriyoruz. Zaten aramızdaki anlayış birliğine uygun bir şekilde her zaman biz suyu bırakıyoruz. Ama ilaveten bu tür talepleri de karşıladık, karşılıyoruz. Bu jestleri de kardeşlerimize yapıyoruz. Fakat su yönetimiyle ilgili de Irak'ta yapmamız gereken çok şey var. Bu konuda da ciddi tecrübemiz var. Çünkü ne kadar su giderse gitsin, bu yöntemlerle, açık kanallarla, neredeyse su heba olup gidiyor. Bu konuda da Irak'a desteğimiz olacaktır."
İSRAİL İLE İLİŞKİLER
Türkiye'nin Tel Aviv Büyükelçisi'nin merkeze çekilmesinden sonra İsrail'le ilişkilerin eskiye dönmesinin mümkün olup olmadığına değinen Çavuşoğlu, ilişkilerin tamamen normalleşmesinin İsrail'in atacağı adımlara bağlı olduğunu söyledi.
Çavuşoğlu, değerlendirmesini şöyle tamamladı:
İsrail, maalesef illegal yerleşimlere devam ediyor. Kudüs ile ilgili olumsuz adımlarına devam ediyor. ABD'nin aldığı karar, maalesef İsrail'i bu anlamda cesaretlendirmiştir. Dolayısıyla iki devletli bir çözüme odaklanması gerekiyor. Bu esasen İsrail'in geleceği açısından da önemlidir, bölgenin istikrarı açısından da önemlidir. Bölgede bu sorun çözülmeden kalıcı bir barış olmaz, huzur olmaz. Bunu herkes söylüyor, herkes kabulleniyor. Fakat İsrail de bu pervasızca adımlarını sürdürüyor. Dolayısıyla ilişkilerin tamamen normalleşmesi, İsrail'e bağlıdır. Bizim bu konuda tavrımız gayet nettir. Biz her şartta, İstanbul'daki iki İslam İşbirliği Teşkilatı zirvesinde olduğu gibi, yine iki BM Genel Kurulu'nda ezici çoğunlukla karar aldırdığımız gibi, bu kararların da uygulanmasını takip ediyoruz, takip edeceğiz. Her zaman her şartta Filistinli kardeşlerimizin yanında olacağız. Kudüs'ün statüsünün korunması için de herkes sussa biz susmayacağız. Önümüzdeki günlerde Filistin Dışişleri Bakanı Riyad el-Maliki gelecek, Filisin'le aramızdaki istişare toplantısını da gerçekleştireceğiz."
(AA)