'Bu işin Erdoğan'la bir alakası yok'

Koç Üniversitesi Ekonomi Profesörü Sumru Altuğ, kurumları oturmuş bir Türkiye'de yeni hikâye için başkanlık sisteminin faydalı olduğunu söyledi. Altuğ, elitlerin yönetimi bırakmak istemediğini belirterek, ''Uzun süre aynı elitlerin yönetimde olmaması gerekir'' dedi

Koç Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Profesörü Sumru Altuğ, Türkiye'nin yeni anayasa sürecini, başkanlık sistemini, demokratik kurumlarını ve ekonomi ile olan ilişkilerini SABAH'a değerlendirdi. Altuğ, Türkiye'nin en önemli meselesinin yeni anayasa ve yerel yönetimler olduğunu söyledi. Altuğ yaşanan siyasi çatışma ve rejim tartışmaları içinse, "Eski elitler iktidarları, kişisel çıkarları elden gitmesin diye bin dereden su getiriyor ondan" dedi. Yeni anayasa sürecinin ekonomik büyüme için önemli bir aşama olduğunu söyleyen Altuğ'a göre kurumları oturmuş bir Türkiye'de, yeni hikâye için başkanlık sistemi faydalı. 

 Başkanlık sistemi ve yeni anayasa tartışmalarına nasıl bakıyorsunuz? 

Biz rejim tartışmalarına halkın refahı açısından bakıyoruz, o da ekonomik büyüme ile ilgili. Rejim tartışmaları ile ekonomik büyüme arasında birebir ilişki yok. Ancak 'kurumlar' şüphesiz ekonomik aktiviteyi etkiler. Bizdeki tartışma burada yanlış. Kurum; yukardan gelmiş yapılar değil, kurum toplum içerisindeki formel ve enformel kurallar. Kurum ve kurallar konusu tepeden inme ve yüzeysel olarak anlaşılıyor. Önce bunlar üzerinde konuşmalı toplum. Bizde siyasi tartışmalar da hep yüzeysel ele alınıyor. Kuralların içselleştirilmesi gerekiyor ya da aldığımızı kural, kurum ve yapıların içlerinin doldurulması gerekiyor. Ve toplumun anladığı şekilde doldurulması gerekiyor. 

DEMOKRATİK SERMAYE

 Bugün, parlamenter demokrasi veya militer otokrasi dışında başkanlık gibi bir sistemin konuşulması önemli değil mi? 

Evet önemli. Belki hâlâ tartışmak istemeyenler var. Başkanlık veya parlamenter sistemi tartışanlar arasında askeri vesayet sistemini kimse konuşmuyor. Konuşulması gereken bir şey. 2007'de 'demokratik sermaye' adlı bir çalışmam var. Oradaki bulgulara göre ekonomik büyümemize darbe vuran şey 'askeri darbeler'. Türkiye ekonomisine esas darbe vuran 80 yıllık darbelerdir. Demokratik sermaye hem düştü hem de artış hızı azaldı. Bu genel bir şey. Önce bunlarla yüzleşmeliyiz. Kuralları tartışalım. Bu daha derin bir tartışma. Biz de hep üçüncü bir alternatif olmuş darbeler. Mısır'da yeni oldu mesela. Tekrar geri geldi darbeler şaşılacak şey! Parlamenter sistemi konuşmak istiyorlarsa darbeleri de konuşsunlar önce. 

KURUMLAR CEMAAT DENETİMİNDE OLMAZ

 Tartışma neden yüzeysel ve çatışmacı yapılıyor? 

Eski elitlerin ısrarı... Maalesef yüzeysel elitlerimiz. Cumhuriyet döneminde insanlar tartışmış bunları. Şimdi unutuldu. Sonradan güç elde eden elitler, bu işi bırakamamak için bin dereden su getirdiler, getiriyorlar. Çatışmanın sebebi de bu. Elitler bırakmak istemiyor hâlâ. Ekonomi açısından büyüme açısından da daha önemlisi demokrasinin konsolide olması yani gerçekten içselleştirilmesi, yaşanması meselesi. Bu da sadece birtakım elitlerin sözlerinin geçmesi değil, herkesin sözünün geçmesi demek. Uzun zaman boyunca aynı elitlerin, bakın parti demiyorum, yönetimde olmaması gerekiyor. Yeni gelen elit de öncesini ezmemeli. Asgari vasatta anlaşacağız. Tüm haklar sağlanacak. Asker milli güvenlikle ilgilenecek, mahkemeler adaletle. Tüm bu kurumların yeniden yapılandırılması gerekiyor. Cemaatin yahut diğer grupların denetiminde olamaz kurumlar. İşte 'Biz çok akıllıyız, Amerika'da eğitim gördük biz yöneteceğiz' bundan sonra. Öyle şey olmaz.

BU İŞİN ERDOĞAN İLE ALAKASI YOK

 Nasıl olacak doğru tartışma? 

Düşüncelerimizin aynı noktada odaklanması lazım. Konular objektif tartışılacak. Muhalefetin en büyük hatası kişiselleştiriyorlar. 'Tayyip Erdoğan'ı nasıl durdururuza' indiriyorlar. Bu işin Tayyip Erdoğan ile alakası yok, o bir kişi yani saygıdeğer bir kişi cumhurbaşkanı ama onu bırakın. Bazı kişiler uzun yıllar bazı çevrelere üye olmaktan ve o çevrelerin fikirlerini savunmaktan nemalandılar. Artık onu kaybediyorlar. Onu unutacağız, nemalanmayı bırakacaklar topluma ne faydalı bunu düşünecekler. Karşımıza geniş bir anayasa yapma durumu geliyor. Böyle olacak doğru tartışma.

HALK, MUHALEFETE 'BENİM GELECEĞİMİ DÜŞÜN' DEDİ

 Muhalefet nerede duruyor? 
Muhalefet 7 Haziran'dan sonra şunu deseydi; 'bakın sizin de oyunuz düştü gelin asgari müşterekte bir koalisyon kuralım. Yeni anayasa yapalım'. Belki bir koalisyon çıkardı. Ama CHP 'restorasyon yapalım' dedi. Neyi restore edecekler? Sizin hangi kurallarınız çalışıyor ki restore etmeyi teklif ediyorsunuz. Yani hukuk sistemi bundan önce daha mı iyiydi? Kürt sorununda daha mı iyi durumdaydık? Doğu askeri tatbikat sahasıydı. Oralara gidemiyorduk. Ama bunu söylemediler, 15 şart koydular. Bunlar nedir? Ben anlamıyorum, halk anlamıyor ve sonuçlar da böyle oldu. Vatandaş, muhalefete 'Tayyip Erdoğan'la, şunla bunla uğraşmayın', 'Asgari müşterekte birleşin, benim geleceğimi düşünün' dedi. Ama alamadılar mesajı.

PARLAMENTER SİSTEM GİTMİYOR

 Başkanlık sistemi ekonomik anlamda da Türkiye için yeni bir hikâye olabilir mi? 
Olabilir. Bu, muhalefetin dediği gibi restorasyonla olmaz. İleri görüşlü olmak gerekiyor. Her şeyi AK Parti'nin yapmasını beklemek de yanlış. Muhalefet de yardım etmeli. Yeni sistem, yeni heyecan getirebilir. Çünkü parlamenter sistem, 'onu bunu nasıl dışarıda bırakırım', 'onu başkan yaptırmayalım, onu tanımıyorum' haline geldi. Bu böyle gitmez. Bizim sorunlarımız var. Uluslararası ekonomiye bir an önce dahil olup orada nasıl yükseleceğiz? Ulusal ekonomi diye bir şey yok artık. Ayrıca halkın yararına olan efektif bir yerel yönetim modelini nasıl hayata geçireceğiz. Herkese açık bir yerel yönetim. Bunları yapsak birçok sorun çözülecektir. Kürt sorunu da çözülür. Her taraftaki aşırı kimlikçiler de izole olur. Kaynak: Sabah