1
Geçtiğimiz günlerde yapılan bir araştırmada ortaya çıkan “Dünyada 2030'a kadar satılacak araçların yüzde 25'inin elektrikli olacağı” bilgisi gözleri bir kez daha Türkiye’ye çevirdi.
Yerli otomobil üretme hedefinde olan ve ‘elektrikli motor’ seçeneğini de masada tutan Türkiye’nin, özellikle şehir içi ulaşımda ve elektrikli araçlar için sağlanana ayrıcalıklar konusunda adımlar atması bekleniyor.
Elektro mobilite konusunda Avrupa’nın en büyük çatı kuruluşu Avere’nin ülkemizdeki kolu olan Türkiye Elektro Mobilite Derneği’nden yapılan açıklamada hem ülkemizin hangi konularda mesafe kat etmesi gerektiğine vurgu yapıldı hem de belediye başkanlarına çok önemli bir farkındalık çağrısında bulunuldu.
Derneğin Genel Sekreteri Haluk Sayar, Türkiye’nin elektro mobilite konusunda atması gereken adımların yurt dışından da yakinen takip edildiğine vurgu yaptı.
Başkanlar makam araçlarını değişsin
Türkiye’nin genel itibariyle seçim sürecini geride bıraktığını hatırlatan Sayar, “Bu süreçten sonra süratle masamızda biriken işleri tamamlamalıyız. Bunlardan biri de geçtiğimiz günlerde alınan ‘düşük emisyon alanlarının oluşturulması’ kararına ilişkin adımlar” dedi.
Bu kararın Türkiye açısından son derece önemli olduğuna dikkati çeken Sayar, “Bizim çağrımız, tüm belediye başkanlarının makam aracı tercihlerini elektrikliden yana kullanmaları. Böylesi radikal bir adım sadece çevre farkındalığı konusunda vatandaşların dikkatini çekmekle kalmayacak, belediyelerin çok önemli bir bütçe yükünden kurtulması avantajını da beraberinde getirecek.” ifadesini kullandı.
Sübvansiyon verilebilir, otoparklar ücretsiz yapılabilir
Sayar, sadece bu adımlarla sınırlı kalınmaması gerektiğini anlatarak, “Yurt dışında olduğu gibi şarj ve otopark bu araçlar için ücretsiz yapılabilir. Hatta bu tür araçların alan vatandaşlara devlet farklı kredi ve ödeme imkanları sunabilir. Şehir içi toplu ulaşımda taşıma araçlarının tamamına yakını, belediye hizmet araçlarının tamamı elektrikli olmalı” şeklinde konuştu.