1
Bir gazetecinin, Kaşıkçı cinayetinin tüm dünyanın sorunu olduğuna ilişkin sözlerini hatırlatarak, "Zirvedeki diğer liderler, bunun farkındalar mı? Zirvede bununla ilgili başka bir konuşma oldu mu?" şeklindeki sorusu üzerine Erdoğan, şunları dile getirdi:
"Üzülerek söylüyorum, maalesef gündeme girmediğini söylemek herhalde haddi tecavüz değildir. Sadece Liderler Zirvesi'nde bu konuyu Kanada Başbakanı Trudeau açtı ve Veliaht Prens'in buna inanamadığım bir cevabı oldu. Az önce onu zaten söyledim. Tabii bunu tamamlamak bize düşerdi fakat Sayın Başkan, 'Öğlen ikinci oturumu başlatacağız.' deyince orada konuya giremedik."
Erdoğan, yaptığı görüşmelerde liderlere konuyu büyük oranda açma fırsatı bulduğunu yineleyerek, "Biz zaten istihbarat teşkilatımızla bunu bütün dünyaya duyurduk, duyuruyoruz. Bu konuyla ilgili özellikle Amerikan basını, Batı basını olsun, onlar da takip ediyorlar ve bizim de istihbarat teşkilatı başkanlığımız ne tür talepleri olursa cevapları veriyor, gereken bilgileri de onlara aktarıyor." değerlendirmesinde bulundu.
"Veliaht Prens'in, Kaşıkçı'nın ölümünden bahsedildiğinde inanılmaz şekilde cevap verdiğini söyleyerek ne demek istediniz?" sorusu üzerine ise Erdoğan, şunları kaydetti:
"Suç sabit olmadıktan sonra kalkıp da Suudi Arabistan'ı suçlamak olmaz.' anlamında bir ifade kullandı. Bu dediğinin hukuk dilinde bir geçerliliği var ama biz zaten adeta bu suçun sabit olduğuna dair delilleri söylerken kendi yetkililerinin kullandığı ifadeler var. Planlı bir operasyon olduğunu kendi yetkilileri söyledi, söylüyor. Bunun üzerine de zaten başsavcılarını İstanbul'a gönderme arzusunu Veliaht Prens bana söyledi, 'Gelebilir.' dedim.
Geldiler, başsavcımla görüştüler. Başsavcım, onlara gerekli bilgi, doküman verirken onlar herhangi bir bilgi, dokümanı başsavcımıza vermediler. Bu şekilde bir süreç işledi, işliyor. Bir de önemli olan şu, 22 kişi tutuklu, 5'inin idamla yargılandığını söylüyorlar. Biz de neticeyi göreceğiz. Bundan sonraki süreçte de elimize devamlı gelen, gelecek ne bilgi, belge varsa bunları paylaşmaya hazır olduğumuzu kendilerine de söyledik. Dünyaya da söylüyoruz."
"Kaşıkçı cinayetini aydınlatmak için tüm imkanlarımızı seferber ettik"
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetiyle ilgili, "Bu olayı asla siyasi bir mesele olarak görmedik. Bizim için bu olay alçakça bir cinayettir ve öyle de kalacaktır. Bu vahşi cinayetin emrini vereninden uygulayanına kadar tüm sorumluları ortaya çıkartılmadan ne İslam dünyasının ne de dünya kamuoyunun tatmin olması mümkün değildir." dedi.
İstanbul'daki Suudi Arabistan Başkonsolosluk binasında işlenen Kaşıkçı cinayetinin uzun süre dünya kamuoyunun gündeminde önemli yer tuttuğunu belirten Erdoğan, Kaşıkçı cinayeti konusunda ortaya konan tavrın pek çok ülke bakımından önemli bir sınama olduğunu ifade etti.
Türkiye'nin bu meselede en başından beri hukukun, ahlakın ve vicdanın gerektirdiği yerde durduğunu dile getiren Erdoğan, "Hadiseden haberdar olduğumuz andan itibaren, Kaşıkçı cinayetini aydınlatmak için tüm imkanlarımızı seferber ettik. Suudi yönetimi tarafından önce inkar edilen, ardından çarpıtılmaya çalışılan ve nihayetinde kabullenilen bu cinayet, Türkiye'nin kararlı tavrı sayesinde açığa çıkmıştır. Biz bu olayı asla siyasi bir mesele olarak görmedik, görmeyeceğiz. Bizim için bu olay alçakça bir cinayettir ve öyle de kalacaktır." diye konuştu.
Türk adli ve idari makamların Suudi Arabistan'dan cinayet soruşturması konusunda gerekli desteği göremediğini ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Veliaht Prens'in suç sabit olmadıkça kimseyi suçlayamayız yaklaşımını kabullenmek mümkün değildir. Zira 15 kişinin Suudi Arabistan'dan 2 uçakla İstanbul'a gelmesi ve İstanbul'da daha önce kendi ifadeleriyle planlı bir operasyon olduğunu söylemelerine rağmen, akabinde bundan da kendilerinin vazgeçtiklerini görüyoruz. Hatta bu öyle bir durum arzediyor ki bizzat Dışişleri Bakanları bu konuyla ilgili olarak daha önce bunu inkar ederken ve yine yetkililerin Cemal Kaşıkçı'nın Başkonsolosluktan çıkıp gittiğini söylemelerine rağmen... Kaşıkçı Başkonsolosluktan çıkıp gidiyor dışarıda kim var, nişanlısı var. Nişanlısını zaten içeri almadılar ve Cemal Kaşıkçı konsolosluk binasını terk ettiği zaman nişanlısının yanına niye gelmesin, onu niye alıp da oradan öyle ayrılmasın? Bütün bunlar hep kendilerinin tezatlarıdır, kendi yalanları olarak ortaya çıkmıştır. Ve ortada daha sonra Cemal Kaşıkçı'nın 7,5 dakika içerisinde boğularak öldürüldüğünün belgeleri var, ifadeleri var. Biz bunları dünya ile paylaştık. Bizden kimler istediyse bu belgeleri kendileriyle paylaştık."
"Bu sadece Türkiye'nin meselesi değildir"
Erdoğan, Türkiye'nin olaya ilişkin bilgi ve belgeleri Amerika başta olmak üzere Suudi Arabistan'a, İngiltere'ye, Almanya'ya, Fransız yetkililere, tüm talep edenlere verdiklerini ifade ederek, "Yine biz her an buna hazırız. Çünkü bu sadece Türkiye'nin meselesi değildir." dedi.
Suçun işlendiği yerin İstanbul olması nedeniyle suçluların iadesinin istendiğini belirten Erdoğan, şöyle konuştu:
"Suudi yetkililer hala bunu bize vermiyor, veremiyor. Şimdi 'biz yargılıyoruz' diyorlar. İçeride 22 kişinin şu anda tutuklu olduğunu ve bunların içerisinde idamla yargılanacak olanların olduğunu söylüyorlar. Veliaht Prens 'ben başsavcımı size gönderebilir miyim' dediğinde, 'buyurun gönderin' dedim. Başsavcı geldi ve İstanbul'da başsavcımla görüşmelerini yaptılar. Ancak Suudi Arabistan'dan gelen başsavcı ne yazık ki kendi bilgi belgelerini benim başsavcımla İstanbul'da görüşmedi, paylaşmadı, ona vermedi. Sadece bizden istediler. Bizim başsavcımız elimizdeki bilgi belgeleri de ayrıca kendine verdi. Ben Hadimul Harameyn Şerifeyn ile de iki kez görüştüm. Onunla da bu bilgileri paylaştık. Şimdi süreci takip ediyoruz. Ama dediğim gibi bu hele hele siz değerli basın mensupları için çok daha önemli, sadece Türkiye'nin değil tüm dünyanın meselesidir. Biz şu ana kadar Suudi Arabistan makamlarından cesedin akıbeti, yerel iş birlikçiler ifadesini kullanan Dışişleri Bakanı'na, ona da sorduk. 'Kimdir bu yerel iş birlikçileri, bunu bize açıklayacaksınız.' Bu yerel iş birlikçilerin kimliği ve istihbarat görevlilerinden emirleri kimden aldığına dair sorularımızın cevabını alamadık."
Adli soruşturmayı yürüten başsavcılığın ne yazık ki Suudi Arabistan'da tutuklu bulunan cinayet zanlılarına erişiminin bulunmadığını dile getiren Erdoğan, "Bu kişilerin Türkiye'de yargılanmalarının uluslararası toplumda oluşabilecek soru işaretlerinin ortadan kaldırılmasına faydalı olacağına inanıyorum. Bu vahşi cinayetin emrini vereninden, uygulayanına kadar tüm sorumluları ortaya çıkartılmadan ne İslam dünyasının ne de dünya kamuoyunun tatmin olması mümkün değildir. Bizim Suudi Arabistan devletini ve kraliyet ailesini yıpratmak veya zarar vermek gibi bir niyetimiz asla yoktur. Cinayetin tüm yönleriyle ortaya çıkarılması ve sorumluların tamamının yargılanmalarının Suudi Arabistan'ın da çıkarına olacağına inanıyoruz." ifadelerini kullandı.
G20'nin sadece üye ülkeler değil tüm dünya için önemli bir platform olduğunu belirten Erdoğan, bu yapının itibarını ve gücünü artırmasını insanlığın ortak faydası olarak gördüklerini söyledi.
Erdoğan, dünya ekonomisinin ve nüfusunun çok büyük bir bölümünü temsil eden böyle bir yapının sonuçsuz tartışmalarla yıpratılmasının, kısır gündemlere mahkum edilmesinin doğru olmadığını kaydetti.
Mevcut yapısıyla dahi üye ve katılımcı ülkeler arasında yakın istişare ve iş birliği zemini oluşturan küresel düzeyde etkinliğe sahip G20'nin daha güçlü hale getirilmesi gerektiğine inandıklarını ifade eden Erdoğan, "Japonya Osaka zirvesinden başlayarak G20'nin kapsayıcılığını ve somut sonuçlar alma kapasitesini geliştirecek formüller geliştirilmesini teklif ediyoruz. Siyasetten ticarete, terörden kadın ve gençlik meselelerine kadar dünya barışının, huzurun, refahın artmasına katkıda bulunacak bir G20 idealine ulaşmak için hep birlikte çalışmalıyız. Türkiye, G20'nin etkinliğinin artırılması için daimi sekreteryaya ev sahipliği yapmak dahil, üzerine düşen tüm görevleri yerine getirmeye hazırdır." dedi.
(AA-İHA)