Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, 2018-2019 eğitim öğretim yılı eylül dönemi mesleki çalışma programı başlangıcında öğretmenlerle buluştu. Öğretmenleri çocukların hayat kapısını açan bir anahtara benzeten Bakan Selçuk, ''Göreve geldiğim ilk günden beri meselenin bir öğretmen meselesi olduğunun altını çiziyorum. Bunu tekrar tekrar söylüyorum çünkü bu söylemden eyleme geçmesi gereken, gerçekten inanılması gereken, inandıktan sonra da gereğinin yapılması gereken bir husus. İmkanlar nasıl olursa olsun mükemmel bir öğrenmeye ilham veren kişinin öğretmen olduğunu biliyoruz. Öğretmen aslında çocuğun hayat kapısını açan anahtar. Tüm bakanlık, tüm alt yapı, tüm mevzuat, bütün bu binalar hepsi aslında öğretmenlerimiz ve dolayısıyla çocuklarımızın göz ışıltısı için. Bu kurumun kendi ana gayesini unutmaması lazım. Yaptığımız ya da yapamadığımız her şeyi çocuklarımızı nasıl etkilediğinin farkında olmak durumundayız'' ifadelerini kullandı.
'Biz öğretmenler pedagojinin bütün imkanlarını kullanarak önce bilgiyi oradan da bilgeliğe doğru giden yolu aydınlatmakla meşgulüz'' diyen Selçuk, konuşmasına şöyle devam etti:
''Biz öğretmenler bir toplumun inşasını her gün üstlenen insanlarız. Birçok sorun yaşıyoruz, birçok sıkıntımız var ama işlerin her zaman yolunda gitmediği durumlar da söz konusu. Benim de neşeyle başladığım günler oldu, yıldığım zamanlar da oldu hatta kimi zaman emekliliği düşündüğüm zamanlar da oldu fakat kendimi hep bir hayalin peşinde buldum. Bu ülke için, çocuklarımız için yapılacak çok şeyler var dedim. Şunu biliyorum ki Mevlana Sema dönerken akşam olsa da eve gideyim diye hiç düşünmedi. Yunus şiirlerini yazarken bu iki kıtayı da yarım bırakayım demedi. Mimar Sinan nasıl olsa ben öldükten sonra yıkılır diye binalarına bakmadı. Biz böyle gördük. Bundan sonra da yaptığımız işin aşkıyla, layıkıyla, neşesiyle yapmak düşer. Biliyorum kolay değil. Yaptığınız iş gerçekten zor. Gökyüzündeki bulutlar değişir, açılır, kararır. Asıl olan gökyüzü olmaktır, bulut olmak değil. Şartlar ne olursa olsun öğretmen çocuğun hakkını sorgusuz peşin olarak ödeyen kişidir. Şartlar kötü olsa bile çocuğun haklı pazarlık konusu olamaz. Bir öğrencinin öğretmeninden beklediği öncelikli şey sevgi ve karşılıksız bir saygıdır. Öğrenmeyi hükmedici bir öğretmen olmak yerine kolaylaştırıcı bir rehber olarak yapmayı tercih etmek. Öğretmek olarak iki temel seçeceğimiz var gibi. Biz ya toprak olacağız ya bahçıvan olacağız.Toprak olduğunuzda çocuğun yetişmesi için her türlü koşulu hazırlamak ve kucağınızda hayat bahşetmek söz konusu. emanetimize yani çocuğumuza bu hayatı bahşederken asla onu budamayı düşünmeyiz ama toprak olmak yerine bahçıvan olmayı düşünürsek sürekli şurası olmadı burayı değiştirelim diye çocuğu budamakla meşgul olmamız söz konusu olabilir. Birçok alanda gerçekleşen başarı hikayelerini eğitim alanında tüm dünyanın gıpta ile izleyeceği başarı hikayesiyle taçlandırmanın günüdür diyebiliriz. Bu hikayenin belki de tek kahramanı sizlersiniz. Çünkü öğretmenin omuzlarında yükselmeyen bir sistemim tarihte bir yeri yok. Milli eğitim Bakanı olduğum kadar aslında ben sizin meslektaşınızım sizden birisiyim. Bütün hayatımızı bu mesleğin, erdemine, onuruna, bu mesleğin ilerlemesine adamış biri olarak karşınızdayım. Çünkü öğretmenlik bu mesleği yüceltmektir. Biz öğretmenler pedagojinin bütün imkanlarını kullanarak önce bilgiyi oradan da bilgeliğe doğru giden yolu aydınlatmakla meşgulüz. İyi eğitimi büyük binalar değil, büyük insanlar veriyor. Güçlü bir şahsiyet söz konusuysa öğretmen açsından çok güçlü şahsiyeti olan talebeler de yetişecektir. Öncelikle öğretmenin kendi olgunlaşma yolculuğudur ve yolcunun kendisi de çocuklar değil öğretmenlerdir. Çocukların gelişimi öğretmenin gelişimiyle doğrudan ilgili. Eğer çocukların eğitimiyle ilgili bir problemimiz varsa bizim öğretmen eğitimine göz atmamızda yarar var diyebiliriz."