Bakan Kurum'dan Atatürk Havalimanı ve Millet Bahçesi açıklaması: ''İmara açılmayacak''

Muhalefetin Atatürk Havalimanı provokasyonuna karşı, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum açıklamalarda bulundu. CHP'nin Atatürk havalimanı arazilerinin imara açılacağını satılacağını savunana muhalefete tepki göstererek arazilerin hiç bir şekilde satılmayacağını ve imara açılmayacağını ifade etti.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Ankara Millet Bahçesi'nde, Atatürk Havalimanı'nda yapılacak millet bahçesi ile ilgili muhalefetin eleştiri, söylem ve iddialarına cevap verdi.

"DÜNYANIN HİÇBİR YERİNDE BÖYLE BİR MUHALEFETLE KARŞILAŞAMAZSINIZ"

Muhalefetin koro halinde Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi üzerinden yapmış olduğu açıklamaları şaşkınlıkla, hayretle izlediklerini belirten Bakan Murat Kurum, "Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir muhalefetle karşı karşıya kalamazsınız. Siz İstanbul'un en değerli en kıymetli yürüme mesafesinde bütün vatandaşımızın ulaşabileceği İstanbul'un akciğeri olabilecek millet bahçesine karşı mesnedi olmayan amacı belli böyle bir eleştiriye maruz kalamazsınız. Tabii koro hâlinde aynı türküyü maalesef söylüyorlar. Ama biz onlara rağmen burada İstanbul'da 85 milyonun buluşma mekânı olacak millet bahçemizi onların tehditlerine rağmen onların söylemlerine rağmen bugüne kadar yapmış olduğumuz gibi milletimizin talepleri istekleri doğrultusunda projelerimizi yapmaya devam edeceğiz. Onlar tehdit etmeye devam etsinler ama biz hedeflerimizi projelerimizi kararlılıkla yapmaya devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.

"BİR PİST, AFETLERDE VATANDAŞIMIZA HİZMET VERECEK"

Atatürk Havalimanı'nın 1900'lü yıllarda Türkiye'nin ilk havalimanı olarak hizmete girdiğini hatırlatan Bakan Kurum, "Toplamda 8 milyon 500 bin metrekare bir alan. 1953 yılında da burada uluslararası hava trafiğine açılmış ve bu manada da İstanbul'umuza hizmet vermiş bir havalimanımız. Gelinen süreçte buradaki yaşanan trafik problemi, hava kirliliği, gürültü kirliliğinden sebep ki bu noktada Küçükçekmece, Bağcılar, Florya, Bakırköy bölgesinde yaklaşık milyonlarca vatandaşımız burada yaşıyor. Bu havalimanı bölgesinde oluşan hava kirliliğinden dolayı gürültü probleminden dolayı yine ses ve egzoz emisyonlarından dolayı rahatsızlıklarını dile getiriyorlar. Tabii gelinen süreçte Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koymuş olduğu Büyük Türkiye vizyonu çerçevesinde İstanbul Havalimanımız yapıldı ve bugün baktığınızda gerek uçuş sayısı, gerek sefer sayısı, gerekse burada verilen hizmetin kalitesi bağlamında dünyanın ve Avrupa'nın sayılı havalimanlarından biri haline geldi. Burası da Sayın Cumhurbaşkanımızın milletimizle paylaşmış olduğu, ki o dönemde bütün milletimizin coşkuyla karşıladığı, 'Hakikaten burayı imara açmayacak mısınız? Burayı herhangi bir konut ya da ticaret alanına dönüştürmeyecek misiniz?' gibi üstüne basa basa sorulan sorulara rağmen Cumhurbaşkanımız burada bir pistinin acil durumlar için kullanılması, buradaki yapmış olduğumuz hastaneye hizmet verilmesi, afet zamanlarında vatandaşımıza hizmet verecek ve sivil uçuşlara açık olacak şekilde bir pistini bırakıyoruz ve İstanbul'umuza toplamda 5 milyon metrekare yeşil alan kazandıracağımızı milletimizle paylaştılar. Biz de projelerimizi hızlı bir şekilde başlattık ve hem şehircilik hem çevrecilik açısından baktığınızda bu manada bu projenin İstanbul'a hizmet edecek çok önemli bir proje olduğunu da burada görüyoruz." diye konuştu.

"GELİŞMİŞ ÜLKELERDE ŞEHRİN İÇİNDE ARTIK HAVALİMANLARI YOK"

Gelişmiş ülkelerin hiçbirinde, şehir içinde kalan havalimanı bulunmadığının altını çizen Murat Kurum, şu örnekleri verdi:

"Dünyadaki örneklerine baktığınızda gelişmiş tüm ülkelerde şehrin içinde kalmış havalimanları görmüyoruz. Almanya'da şehrin merkezindeki Berlin Tempelhof Havalimanı taşındı ve buraya çok büyük bir park yapıldı. Burada Almanlar, Alman hükümetinin yapmış olduğu proje çerçevesinde 7'den 70'e vakit geçiriyorlar ve burada insanlar birleşiyor ve günlük tüm ihtiyaçlarını karşılıyorlar. İngiltere ve Fransa gibi gelişmiş tüm ülkelere baktığınızda şehrin içinde artık havalimanları yok. Gerek iklim değişikliği ile mücadele gerek doğa gerek çevre açısından da bu tesislerin taşınması çok önemli."

"KARBONDİOKSİT EMİSYONU 1 MİLYON TONDAN 75 BİN TONA DÜŞTÜ"

Bakan Kurum, Atatürk Havalimanı'nın İstanbul Havalimanı'na taşınması sonrası trafik ve hava verilerini de paylaştı. Bakan Kurum, "2018 yılında Atatürk Havalimanının İstanbul Havalimanına taşınması ile birlikte veriler yüzde 30-40 trafik yoğunluğunun azaltıldığını gösteriyor. Yine karbondioksit emisyonlarına baktığınızda 2018 yılında 1 milyon ton iken şu an 75 bin tona düşmüş. Yani yüzde 10'un da altına düşmüş durumda." bilgisini verdi.

"KENDİ GENEL BAŞKANLARIYLA TERS DÜŞÜYORLAR"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 4 yıl önce Atatürk Havalimanı ile ilgili yaptığı açıklamaları hatırlatan Kurum, şunları söyledi:

"Tabii mesele çevre, doğa meselesi değil. Herhangi bir mesnede dayanmaksızın iftira attıklarını itiraz ettiklerini burada görüyoruz. Mesele AK Parti hükümetinin yaptığı proje olunca bu eleştirilere maruz kalıyoruz. Ancak kendi belediyelerinde yaşanan çevre katliamlarına, kesilen ağaçlara, sahildeki, o güzelim doğa alanlarındaki, ÖÇK'lardaki doğal sit alanlarındaki kaçak yapılara seslerini çıkarmazlar. Mevzu Haliç meselesi olunca dünyanın en önemli atık su arıtma tesislerinden birinin projelendirilmiş ve ihalesi yapılmış olan bir süreçte maalesef yapraklardan alkış beklerler. Bu zihniyeti milletimiz çok iyi biliyor. Bu zihniyet köhneleşmiş CHP zihniyetidir. Bunlar aynı sesle, aynı koroyla muhalefet yapmak üzerine eleştiri yapıyorlar. Buradan da kendi içinde bu projemizi felaket israf ve rezalet olarak değerlendirerek etrafına maskeli çevrecileri, sözde doğaseverleri, sözde çevreyi ve doğayı koruduğunu söyleyen insanları da alarak mesnetsizce bizim projelerimizi eleştirmeye çalışıyorlar. Üç maymunu oynuyorlar. Hadi bizim açıklamalarımız bir kenara bırakalım. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu buraya bir kültür ve doğa projesi yapacağını kendisi açıklamıştı. Burada görüyoruz ki kendi genel başkanları bile söylemlerin de ters düşüyorlar. Kendi söylemlerini boşa düşürüyorlar."

"DÜN GEZİ PARKI'NDA OLDUĞU GİBİ BURADA DA MESELELERİ ÇEVRE MESELESİ DEĞİL"

"Burada mesele çevre meselesi değil. Dün Gezi Parkı'nda mesele nasıl çevre ve doğa meselesi değilse, burada meselenin başka bir mesele olduğunu da net olarak görüyoruz." diyen Bakan Murat Kurum, "İnsanlarımızın dinlendiği, eğlendiği, spor yaptığı, ailesiyle huzur içinde vakit geçireceği Ankara Millet Bahçemizdeyiz. Burada açılıştan bugüne milyonlarca insanımız, gençlerimiz ve çocuklarımız vakit geçiriyorlar, bisiklete biniyorlar, yürüyüş yapıyorlar. Atatürk istismarı yapanlara buraya gelip Ankara'daki millet bahçelerini gezmelerini tavsiye ediyoruz. Atatürk'ün bize emanet ettiği tüm eserler burada. Bunlar korunuyorlar. Geleceğimizi emanet edeceğimiz çocuklarımıza da inşallah en güzel şekliyle aktaracağız." diye konuştu.

"DEVRİMCİLİKSE EĞER, EN ÖNEMLİ DEVRİMCİLİK BUDUR"

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, "Devrimcilik" söylemlerinde bulunanlara ise şöyle seslendi:

"Burada milliyetçilik, devrimcilik, halkçılıktan ve Atatürkçülükten bahsediyorlar. Halk burada. Çocuklarımız, dedelerimiz, ninelerimiz, kadınlarımız burada, millet burada. Devrimcilik diyorlar. Türkiye'nin en değerli yerlerini milletimize armağan ettik. 17 tane şehir merkezinde kalmış stadyumları TOKİ ile yeni modern statları yapmak suretiyle taşıdık ve buraları milletimizin hizmetine açtık. Yine Ankara ve İstanbul'da şehrin en kıymetli yerlerindeki yürüme mesafesindeki alanları milletimizin hizmetine açtık. Burada devrimcilikse eğer en önemli devrimcilik budur. Halkçılık ise eğer millete hizmet etmektir. Milletin gönlüne girmektir. Biz projeleri yapmaya devam edeceğiz."

"ALIŞAGELDİĞİMİZ ATATÜRK İSTİSMARI..."

Atatürk Havalimanı üzerinden alışılagelmiş Atatürk istismarı ile karşı karşıya olduklarını kaydeden Bakan Kurum, şunları söyledi:

"Atatürk Havalimanı üzerinden çok alışageldiğimiz maalesef Atatürk istismarına karşı da sarılanları Gazi Mustafa Kemal'in bu aziz millet için çizmiş olduğu muasır medeniyetler seviyesi çizgisini anlamadığını, anlamak istemediğini görüyoruz. Gazi Mustafa Kemal'in çizdiği muasır medeniyetler seviyesi çerçevesinde biz şehirlerimizi, 85 milyonla birlikte geliştiriyoruz. Projelerimizi yapmaya devam ediyoruz ve kendilerine hatırlatırız ki biz 16 milyon İstanbullu kardeşimizle 85 milyon vatandaşımızla birlikte projelerimizi yapmaya azimle kararlılıkla devam edeceğiz ve İstanbul Atatürk Havalimanında yapacağımız Türkiye'nin en büyük, dünyanın sayılı millet bahçelerinden biri olacak projemize de devam edeceğiz. Günde 1 milyondan fazla vatandaşımızın ziyaret edeceği bir mekan haline gelecek. İstanbul'un en cazibe merkezi diyeceğimiz, hiçbir şekilde konut ve ticaret imarına açılmaksızın vatandaşımıza milletimize açacağımız bu alanda gençlerimiz deneyler yapacak, fuarlarımız ve müzelerimiz olacak. Burada gençlerimizi kıraathanelerde ve kütüphanelerde ders çalışacaklar. Spor alanlarında spor yapacaklar. Eğitim alacaklar."

"AFETLERDE BURASI ÇOK ÖNEMLİ BİR TOPLANMA VAZİFESİ GÖRECEK"

Bakan Murat Kurum, Atatürk Havalimanı'nda yapılacak millet bahçesi ile ilgili olarak "çok çok önemsediğim" ifadesi kullandığı yönünü ise şu sözlerle anlattı:

"İstanbul bir deprem bölgesi. Olası afet durumunda burası çok önemli bir toplanma vazifesi görecek. Bunların milletin derdiyle bir işi olmadığı için millete verdikleri sözleri tutmadıkları için, bu projeleri anlayamazlar. Milletimiz her zaman iş bekler, proje bekler, üretim bekler, eser bekler. Biz milletimizle birlikte bu işleri yapmaya gayret gösteriyoruz. Nerede bir afet olsa biz milletimizin yanında olmaya gayret gösteriyoruz. Milletimizin ihtiyacı neredeyse biz orada olmaya gayret gösteriyoruz. Onlar alışık olmadığı için depremde selde heyelanda başka konuları konuştukları ve başka amaçları olduğu için bizi anlamalarını da beklemiyoruz. Buradan tüm İstanbullulara çevre ile buluşacak tüm kardeşlerimize de yeniden müjdelemek gerekir ki; İstanbul'da dünyanın sayılı millet bahçelerinden birini yapacağız. Sayın Cumhurbaşkanımızın teşrifleriyle birlikte burada ilk fidanlarımızı toprakla buluşturacağız. Bu toprakla buluşan fidanlarla inşallah 132 bin 500 ağacımızı Atatürk Havalimanında yapacağımız millet bahçemize dikeceğiz. Yürüyüş yollarında, buradaki yaşlı bakım evlerinde, buradaki yeşil alanlarda çocuklarımızın cıvıltıları içinde İstanbul'umuzun akciğeri olan projeyi de gerçekleştireceğiz. Hem çevre açısından hem doğa koruma projesi açısından projelerimizi yapmaya kararlılıkla devam edeceğiz."

"KURU GÜRÜLTÜLERİNE BAKMAYACAĞIZ"

81 ile gittiğini, 400'ü aşkın ziyarette bulunduğunu belirten Bakan Kurum, "81 şehrimizde birçok çevre projesini başlattık. 81 ilde 81 milyon metrekare hedefiyle 445 millet bahçesi başlattık. Millet bahçelerimizi milletimizin hizmetine sunduk, sunmaya devam ediyoruz. İklim değişikliği ile mücadele ediyoruz. Döngüsel ekonomi çerçevesinde, yeşil kalkınma anlayışı çerçevesinde, Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu 2053 vizyonu çerçevesinde yatırımlarımızı yapmaya devam ediyoruz. Onlar eleştire dursunlar, onlar bizim arkadaşlarımızı, müteahhitlerimizi, projecilerimizi tehdit etmeye devam etsinler. Biz açıkçası onların kuru gürültülerine bakmayacağız ve milletimizle birlikte yol yürümeye Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde devam edeceğiz. Atatürk Havalimanı'nı 85 milyonun bahçesi olacak şekilde, 7'den 70'e tüm vatandaşlarımızın birlik beraberlik ruhu ile yaşayacağı, yeşil alanlarda hoş vakit geçireceği alan hâline getireceğiz." dedi.

Bakan Kurum, "Millet bahçemizin, Atatürk Havalimanı'nda yapacağımız yeşil koridorumuzun, ekolojik koridorumuzun İstanbul'umuza 85 milyon Büyük Türkiye ailesine hayırlı olmasını diliyorum." diye konuştu.

CANAN KAFTANCIOĞLU'NA CEVAP

Gazetecilerin CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'nun söylemleri ile ilgili sorusuna ise Bakan Kurum şu cevabı verdi:

"Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü bile ağzına almaktan imtina eden bu şahıs, şimdi gidip Atatürk Havalimanında sözde çevreci kişilerle, maske takmış çevrecilerle birlikte gidip burada bu projeyi yaptırmayacaklarını, bu projeyi yapanların gök kubbeyi başlarına yıkacaklarını söyleyerek vatandaşımızı, milletimizi tehdit ediyorlar. Bunlar tehdit diline alışmışlar. Bu söylemlere alışmışlar. Baktığınızda dikili bir ağaçları yok. Söylediği sözlerin hiçbirini tutmadıklarını görüyoruz. Ankara'da, İzmir'de, İstanbul'da söyleyebilir misiniz bana, CHP zihniyeti, muhalefet zihniyeti başlatıp bitirdiği bir tane böyle proje gösterebilir misiniz? Millet hizmet, iş bekliyor. Millet polemik, dedikodu, iftira istemiyor. Hala bunu anlayamadılar. Anlamak istemiyorlar. Onlar anlamaya dursunlar ama biz proje yapmaya, iş yapmaya devam edeceğiz.

Alanın tamamı yeşil alan diyebiliriz. Yürüyüş yollarını bile doğal malzemelerle yapacağız. Alanın ilk etapta 5 milyon 36 bin metrekaresini yapıyoruz. Buranın yüzde 95'i yeşil alan olacak. Atatürk Havalimanı yıkılıyor diye bir algı peşindeler. Atatürk Havalimanı yıkılmıyor. Aksine Atatürk Havalimanı ihya ve inşa ediliyor. Onlar afette milletimizin yanında olmadığı için anlamazlar. Afet toplanma alanları çok büyük bir ihtiyaç. Şehrin merkezinde İstanbul'un akciğeri olacak hem de deprem esnasında vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını gidereceğimiz bir toplanma alanı olacak. Bu bağlamda biz projemizi her türlü detayıyla düşünüyoruz. Burada insanlarımızın nefes alacağı, karbondioksit emisyonlarını sıfıra indirileceği, yeşil bir koridorun oluşturulması adına projelerimizi tasarladık. Söz verdiğimiz gibi 2023 yılında Cumhuriyetimizin 100. Yılında da aziz milletimize bu projeyi armağan edeceğiz."

MUHALEFETİN "KATAR" İDDİASINA NET YANIT

Muhalefetin "Katar'a rant sağlandığı" şeklindeki iddiaları hatırlatılan Bakan Kurum, şöyle konuştu:

"Altını çiziyorum. Atatürk Havalimanı imara açılmayacak, bu alana herhangi bir konut projesi ya da ticari ünite yapılmayacak. Bu alanın Katarlılara, yurt dışındaki kardeşlerimize, dostlarımıza satılması gibi bir durum söz konusu değil. Maalesef her konuyu Katarlılara, yurt dışındaki dost ve kardeş ülke olduğumuz ülkelere getiriyorlar. Milletimizin gönlünün ferah olması gerektiğini, tamamen bir peyzaj projesi olduğunu ve milletimize armağan edileceğini söylüyoruz. Alanın tamamı 8 milyon 500 bin metrekare. İlk etapta 5 milyon 36 bin metrekaresini yapacağız. Afet durumunda hastaneye hizmet vermesi için, denize paralel olan pisti koruyacağız ve bu pist sivil uçuşlara açık olacak. Sayın Cumhurbaşkanımızın da açıklaması hep bu yönde olmuştur. Florya'da daha önce Sayın Cumhurbaşkanımızın başlattığı, rahmetli Kadir Topbaş Başkanımızın tamamladığı parkımız var. Biz deniz esintisini alıp orada oluşturduğumuz ekolojik koridorla birlikte 10 milyon metrekarenin üzerine çıkacak yeşil alan ortaya çıkıyor. Bu sayede Florya ile bu aksı birleştiriyoruz."

MİLLET BAHÇESİ PROJESİNİN İHALE SÜRECİ

Yine muhalefetten gelen "İhalenin şeffaf yapılmadığı" yönündeki iddiaların sorulduğu Murat Kurum, ihale sürecini ve gerçek rakamları şu şekilde açıkladı:

"TOKİ Başkanlığımız 20 yıldır ülkemizde Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu Büyük Türkiye vizyonu çerçevesinde, muasır medeniyetlere yükselme anlayışı çerçevesinde çalışmalarını yapıyor. Dünyanın hiçbir yerinde göremezsiniz: 1 milyon 200 bin sosyal konutu 20 yılda yapmış bir devletle karşılaşamazsınız. TOKİ Başkanlığımız bu çerçevede 1,2 milyon konut üretmiş, hastane, okul, sağlık tesisleri ve spor alanlarımızı yapmıştır. TOKİ, Sayıştay denetimine tabidir. Sayıştay elemanları TOKİ Başkanlığında 7 gün 24 saat görev yapmaktadır ve yapılan tüm işlemler Sayıştay denetimine tabidir. Muhalefetin 'Burada denetim yok, usulsüzlük var' algıları peşinde koşmamasını, milletimizin de bu söylemlere itibar etmemesini ifade etmek istiyorum. İhale şeffaf bir şekilde yapılmıştır. Yeterli olan firmalar katılmış ve en düşük fiyatı veren yüklenici ihaleyi almıştır. İhalenin yapım rakamı 2 milyar 100 milyon TL'dir. Yani 2 milyar dolar, 5 milyar dolar, 10 milyar dolar değildir. Ankara Millet Bahçesi'nde de diğer yaptığımız 445 millet bahçesinde de yapılan işleri maliyetini TOKİ Başkanlığımız net bir şekilde bilmektedir. Bizim süreci doğru yönetmekten başka yaptığımız bir iş yoktur. Dedikodular ve iftiralar muhalefetin alışa geldiği tavrı, CHP zihniyetinin bakış açısı. Aynı şekilde yandaşları da aynı tavır içerisinde bu söylemler içerisine giriyorlar."