AA
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, AK Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısı devam ederken, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
AA'nın aktardığı habere göre, konuşmasına sosyal mesafe, maske kullanımı ve temizlik kurallarına uyulması gerektiğini, aksi takdirde eski sıkıntılarla tekrar karşılaşılacağını hatırlatarak başlayan Çelik, MKYK toplantısında İçişleri Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve Medya Tanıtım Başkanlığının sunumlar yaptığını, dış politika ve sosyal meseleler ile TBMM çalışmalarının değerlendirildiğini söyledi.
Kovid-19 salgınında hayatını kaybeden vatandaşlara Allah'tan rahmet dileyen Ömer Çelik, şu şekilde konuştu:
"Şimdiye kadar tedavisi tamamlanıp taburcu edilen yaklaşık 140 bin vatandaşımız var. Bütün bu süreçleri takip ettiğimizde, Türkiye'nin dünyadan pozitif olarak ayrıştığını net bir şekilde görmek mümkün ama bu kazanımlarımızı koruyabilmemiz, tamamen bundan sonra uyuyacağımız tedbirlere bağlı. Bütün dünya; ikinci, üçüncü bir dalgadan bahsediyor, bunların olup olmaması, tekrar zorluklarla karşılaşıp karşılaşmamamız maske, temizlik ve mesafe tedbirlerine uyumamıza bağlı."
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın, Kovid-19 kapsamında yapılan ve yapılacak çalışmalarla ilgili geniş bir sunum gerçekleştirdiğini aktaran Çelik, şunları dedi:
"Normalleşme sürecinde hangi tedbirlerin alınacağına, yurt dışından gelişler, yurt dışına gidişler konusunda ve turizmle ilgili hareketlilikler konusunda hangi tedbirlerin alınacağını, kazanımlarımızı nasıl koruyacağımıza dair geniş kapsamlı bir sunum oldu. MKYK'mız da karşılıklı soru cevaplarla onu değerlendirdi."
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun da kapsamlı bir sunum yaptığını söyleyen Çelik, şöyle devam etti:
"Özellikle, 144 bin civarında Vefa Sosyal Destek Grubu üyesinin pandemi sürecinde yaptığı çalışmalar, son derece kayda değer çalışmalardır. Bakanımız bunların nasıl koordine edildiğini, bu arkadaşlarımızın nasıl bir motivasyonla çalıştığını, İçişleri Bakanlığında bunun için kurulan sistemleri ayrıntılı bir şekilde bizimle paylaştılar. Vefa Sosyal Destek Grubu mekanizmasının kurulmasıyla gurur duyuyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla kuruldu, bunda emeği geçen Bakanımız başta olmak üzere bütün arkadaşlarımızı tebrik ediyoruz. Burada çalışanlarımız, emek verenlerimiz, gayret eden arkadaşlarımızın hiçbir zaman emeklerinin karşılığını veremeyiz, takdir edemeyiz."
VEFA SOSYAL DESTEK GRUPLARI 15,5 MİLYON EVİ ZİYARET ETTİ
Salgın sürecinde sağlık çalışanlarının da büyük emek verdiğini anımsatan Ömer Çelik, bugün bir Avrupa ülkesinde yaşlıların, evlerinde vefat ettikten 1-2 hafta sonra bulunduğuna dair haberler olduğunu hatırlatarak, şu şekilde konuştu:
"Pek çok yaşlının bu şekilde öldüğüne dair haberler vardı. Bazı yerlerde terk edilmiş bakımevlerinde, kimsenin ulaşmadığı bir şekilde hayatlarını kaybettiklerine dair haberler var. Türkiye, önce büyüklerine vefasını göstermiştir. Biz büyüklerimizden bahsederken 'Allah başımızdan eksik etmesin.' deriz. Allah hiçbirini başımızdan eksik etmesin, hepsine sağlık ve sıhhat versin."
Vefa Sosyal Destek Gruplarının 15,5 milyon ev ziyareti gerçekleştirdiğini söyleyen Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu çok büyük bir rekordur, yaşlıları ziyaret etmeleri, başka yardımlar götürmeleri, çeşitli haberleri bilgileri onlara ulaştırmaları, maaşların dağıtımıyla beraber toplamda 15,5 milyon ev ziyareti gerçekleştirilmiştir. Tabii bu süreçte yine İçişleri Bakanlığımız, dünyadaki birçok provokasyonlar gibi Türkiye'de de Kovid ile ilgili olarak birtakım provokasyon ve yalan haberlere güçlü bir şekilde ulaşmıştır."
"Bakanımızın verdiği bilgiye göre 11 bin provokatif bilgi paylaşan hesap görülmüştür. Bunların çoğunun FETÖ kaynaklı olduğu görülmüştür. Fethullahçı Terör Örgütü'nün her zaman olduğu gibi, milletimizin zor zamanında, aynı ihanet duygusuyla ve motivasyonu ile hareket ettiği bir kere daha tespit edilmiştir."
UYUŞTURUCU İLE MÜCADELE
Uyuşturucu ile mücadelede son zamanlarda tarihi rekorlar gerçekleştirildiğini hatırlatan Çelik, şunları dedi:
"İçişleri Bakanımız da sosyal medya hesabından bunları paylaşıyor. Yakın zamanda 941'e çıkmıştı ölüm sayısı, bunun 300 civarına inmesi, uyuşturucu ile mücadele konusunda hem Bakanlığımızın yaptığı faaliyetlerin gücünü gösteriyor hem de farkındalık konusundaki çalışmaların bir netice aldığını gösteriyor."
Çelik, "Vefa Sosyal Destek Gruplarının tüm bu süreçte sahayı tutması, pek çok sosyal komplikasyonu önlemiştir. Vatandaşlarımızın hizmetine koşması, bunu tarihi kayda geçiren çalışmalar da yapacağız. Bununla ilgili olarak bazı film çalışmaları, bazı belgesel çalışmaları da gerçekleştirilecek. Çünkü başka ülkeler için de Türkiye'nin bu dönemde ortaya koyduğu uygulamalar örnektir." ifadelerini kullandı.
KADINA ŞİDDET
Bütün bu süreç içerisinde en hassas oldukları konulardan bir tanesinin de kadına şiddet olduğunu vurgulayan Çelik, son günlerde yaşanan olaylardan üzüntü duyduklarını belirtti, hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet diledi.
Kadına şiddetle mücadele konusuna parti olarak çok hassas yaklaştıklarını, hükümetin bu konudaki çalışmalarıyla tam bir koordinasyon içerisinde olduklarını dile getiren Çelik, şöyle devam etti:
"Buna müdahale konusunda 1005'e yakın merkez, İçişleri Bakanlığımız tarafından kurulmuştur, bunlara gereken eğitimler verilmiştir. Dolayısıyla binin üstünde mekanizmayla bu şikayetler alınmakta ve müdahaleler yapılmaktadır."
"Gerek partimize bildirilmesi gerek bakanlığımıza bildirilmesi, ilgili merkezlere bildirilmesi konusunda tereddütsüz çalışmaya ve mücadele etmeye devam edeceğiz. Hiçbir insana şiddet kabul edilemez ama kadına şiddet asla kabul edilemez. Bu konudaki çalışmayı daha güçlü bir şekilde sürdürmemiz gerektiği açıktır."
"TERÖRLE MÜCADELEYİ DE UNUTMUYORUZ"
Organize suç örgütlerinin çeşitli şekilde medyaya yansıyan açıklamalarının, vatandaşı rahatsız ettiğini söyleyen Çelik, şunları kaydetti:
"Ulusal ve yerel düzeyde 110'a yakın organize suç örgütü, tamamen kontrol altına alınmıştır, bertaraf edilmiştir. Bunlarla ilgili olarak adli süreçler başlatılmıştır. İçişleri Bakanlığımız, bütün bu ortaya çıkan tablonun giderilmesi konusunda büyük bir performans göstermiştir."
"Tabii bir yandan bunlarla mücadele ederken bir yandan yeni hastaneler açarken terörle mücadeleyi de unutmuyoruz. Pençe 1, Pençe 2, Pençe 3 harekatlarının başarısı Türkiye'nin terörle mücadelesinde kayda değer bir gelişme ortaya koymuştur. Tabii ki bunun devamı da gelecektir. Demokrasimizi korumak için, hukuk devletimizi korumak için, cumhuriyetimizi korumak için, medeni toplum düzenimizi, hukuk düzenimizi, insan hak ve hürriyetleri düzenimizi korumak için, terörle mücadele etmek en başta olmazsa olmazlarımızdan bir tanesidir."
Çelik, sosyal medyada yalan haberlerin yayıldığını, bu yalan haberlerin, denetim göreviyle görevlendirilmiş ve işini hassas yapması gereken milletvekilleri tarafından yapılmasının da son derece şaşırtıcı olduğunu söyledi.
Daha önce bir basın toplantısında koronavirüs salgını döneminde vatandaşa verilen ekonomik destekleri açıkladığını anımsatan Çelik, birilerinin "Ömer Çelik Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan herkese 5 bin lira yardım gönderdik dedi" diye bir montaj hazırladığını belirtti. Çelik, bu montajın arkasına bazı CHP'li ve İYİ Parti'li milletvekillerinin takıldığını, bunların "milletvekilliğinin nasıl yapılmaması ve milletvekilliğinin ne olmaması gerektiğini gösteren çok açık örnekler" olduğunu dile getirdi.
Durumun, milletvekillerinin işlerini nasıl yapmadığını, işleri hususunda ne kadar gayri ciddi olduklarını gösteren bir örnek olduğunu belirten Çelik, şu şekilde konuştu:
"Bu konforlu bir alan. Hiçbir şekilde çalışmıyorsunuz. Gördüğünüz bir bilgiye sarılıyorsunuz. Bunların gerçek dünyada değil sanal dünyada yaşadığını bu vesileyle görmüş oluyoruz. Milletvekilinin, muhalefetin yapması gereken denetim görevinin bu derece düşük bir şekilde ele alınması ne kadar sıkıntılı bir durumla karşı karşıya kaldığımızı gösteriyor. Sivil siyasetin seviyesinin yükseltilmesi memleketimiz açısından son derece önemli. Özür dilemelerini gerektirecek bir yalanı gerçekmiş gibi sahiplenip hemen bir muhalefet konusu haline getirmeleri de doğrusu ibretlik bir durumdur."
"128 ÜLKEDEN 80 BİN VATANDAŞIMIZ GETİRİLDİ"
Çelik, Kovid-19 ile mücadele konusunda yurt dışındaki vatandaşlarla ilgili çalışmaların çok etkili bir şekilde yapıldığını vurguladı.
Dışişleri teşkilatını çalışmaları dolayısıyla tebrik eden Çelik, şu ifadeleri kullandı:
"Konsolosluk merkezlerimiz bu süreçte 100 binden fazla çağrıya cevap vermiştir. Yurt dışında vefat eden vatandaşlarımızın yakınlarının da bu süreçte yalnız bırakılmamalarına özen gösterilmiştir. 1 Haziran itibarıyla yurt dışında yaşayan 558 vatandaşımız salgın nedeniyle hayatını kaybetmiştir. Cenazelerin 454'ü ülkemize getirildi. Yurt dışında yaşayan toplam 559 vatandaşımızın da yakın takibi yapılmaktadır. Salgının başından itibaren 128 ülkeden 80 bin vatandaşımız Türkiye'ye getirildi ve bunların testleri yapıldı. Bütün bunlar, 112 Acil Servis ekipleri vasıtasıyla halen takip edilmeye devam ediliyor."
Çelik, Türkiye'nin dünyanın hiçbir yerinde vatandaşını yalnız bırakmadığını, derhal bir kriz yönetimi ortaya koyarak tam bir organizasyon içerisinde bütün çalışmaları yerine getirdiğini dile getirdi.
Türkiye'den 135 ülkenin tıbbi malzeme yardım talebinde bulunduğunu ifade eden Çelik, bir kısmı bağış bir kısmı da ihracat izniyle olmak üzere 102 ülkeye Türkiye'nin yardım yaptığını bildirdi.
FİLİSTİN'E 5 MİLYON DOLARLIK YARDIM
Bu dönemde Filistin halkını asla yalnız bırakmadıklarına dikkati çeken Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İslam İşbirliği Teşkilatı İcra Komitesi'nde, Filistin'e 5 milyon dolar tutarında hibeyi Türkiye açıklamıştır. Biz bütün bu dönemin dünyada dayanışmaya daha çok kapı açacağını düşünüyoruz. Herhangi bir ülkedeki virüs, bütün insanlığı tehdit ediyor. İnsanlığın tek bir aile olarak algılanması hususunda daha yüksek bir bilinç oluşması gerekirdi ama ırkçılar, faşistler, kafatasçılar her zaman olduğu gibi bu bilincin engellenmesi konusunda gerekenleri, üzerlerine düşeni yaptılar. Batı Avrupa ülkelerinde vatandaşlarımıza ve camilerimize yapılan saldırıları yakından takip ediyoruz. Avrupa'da, bu yılın başından hazirana kadar 65 ırkçı ve İslam karşıtı vaka görülmüştür. 38'i Türk camisi ve cami derneklerine yöneliktir. İslam düşmanlığı ve Türkiye düşmanlığı konusunda Avrupa'daki muhataplarımızı bir kere daha uyarıyoruz. Sadece geçtiğimiz ramazan ayında yapılan 11 saldırının 8'i Türkiye kökenli cami ve derneklere yöneliktir."
Çelik, Türk toplumunu huzursuz etmeyi ve değerlerine saldırmayı engelleme konusunda Avrupa'daki yönetimlerin eksik davrandıklarını gözlemlediklerini aktardı.
"IRKÇILAR AVRUPA DEĞERLERİ VE DEMOKRATİK DEĞERLERE DÜŞMANDIR"
Faşistlere göz yumanların eninde sonunda bunlarla yüzleşeceklerini anlatan Çelik, şunları söyledi:
"Bu kafatasçılar bütün dünyanın başına beladır. Bu İslam düşmanları sadece İslam'a düşmanlık yapmıyor ellerine fırsat geçtiği zaman Avrupa'daki antisemitizmi yeniden diriltmek istiyorlar, kiliselere saldırıyorlar. Bu ırkçılar aynı zamanda Avrupa değerleri ve demokratik değerlere düşmandır. Dolayısıyla bunlarla mücadele, herhangi bir siyasi göz yummaya imkan vermeyecek şekilde, insanlık adına yapılması gereken bir mücadeledir. Bunun en yoğunlaştığı yerlerden bir tanesi Güney Kıbrıs oldu. Larnaka'da bulunan Tuzla Camisi'nin duvarına Bizans bayrağı asıldı. Bunu şiddetli bir şekilde kınadık. Daha önce de Limasol'daki Köprülü Camisi'nin avlusuna molotofkokteyli bırakılmış ve birtakım İslam ve göçmen düşmanı yazılar yazılmıştı. Rum yönetiminin sistematik şekilde İslam ve Türk düşmanlığını himaye ettiğini düşünüyoruz. Rum yönetiminin olduğu bölgelerde bunların bulunamaması diye bir şey söz konusu olamaz. Bunlar çok kısa sürede, sorumlu bir yönetimin bulabileceği şeylerdir."
Çelik, Rum yönetiminin bu olayların arkasındaki failleri bulmadığı müddetçe siyasi organizasyon ve olağan şüpheli olarak değerlendirileceğini vurguladı.
PANAGİOTOPOULOS'UN AÇIKLAMALARI
Yunanistan Savunma Bakanı Nikos Panagiotopoulos'un açıklamalarına da değinen Çelik, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Yunanistan tarafında sürekli tansiyonu yükselten sözler oluyor. Yunanistan Savunma Bakanı çıkarlarını korumak için Türkiye ile savaşa hazır olduklarını ifade etti. Türkiye hukuk esaslı bir ülkedir. Bir kabile devleti değildir. Bu şekilde kabile devleti gibi konuşan bakanlara sahip değildir. Hukuk içerisinde kalmaya, hukukla hak ve menfaatlerini korumak Türkiye'nin önceliğidir. Başka bir durum söz konusu olduğunda da Türk ordusunun dünyanın en güçlü ordularından biri olduğunu ve her şeyi yapabilecek muktedir bir ordu olduğunu, silahlı kuvvetlerin Türkiye'nin milli menfaatlerini korumak konusunda kararlılık ve gücünün tartışılmaması gerektiğini herkes bilir. Yunan Bakan 'savaşa hazırız' demiş. Ona söyleyeceğim sadece şudur. Bu tip kötü şakalar yapmayın, bu tip şakalar alnınıza yapışır. Ciddiye alınacak bir tarafı yok ama sadece kötü şaka yapan, şaka yapmak için gerekli zeka düzeyine sahip olmayan bir yaklaşım içinde olduğunuzu göstermiş olursunuz."
LİBYA'DAKİ GELİŞMELER
AK Parti Sözcüsü Çelik, Libya'daki başarıları yakın bir şekilde takip ettiklerini, darbeci Hafter yönetiminin giderek gerilediğini anımsattı.
BM tarafından meşru kabul edilen Libya yönetimine, NATO Genel Sekreteri'nin "destek verebiliriz" dediğini söyleyen Çelik, şunları kaydetti:
"Hem Akdeniz'in istikrarı hem Libya'nın geleceği hem de Libyalı kardeşlerimizin barış içinde yaşaması açısından darbeci Hafter'e karşı kazanılan başarılar gurur vericidir. Libya ordusunun başkent Trablus'un tamamının, ülkenin doğusundaki gayri meşru güçlerin lideri Hafter'in unsurlarından temizlemesi büyük bir başarıdır. Ayrıca Hafter'e bağlı milislerin temizlenmesiyle Trablus Havalimanı tamamen kontrol altına alınmıştır. Terhune vilayetinin alınması aynı şekilde askeri başarıyla bölgedeki dengeleri değiştirmiştir. Trablus Havalimanı biliyorsunuz stratejik bir noktaydı. Hafter milisleri kendilerine gönderilen, Libya'daki kardeşlerimize karşı suikast girişimini ifade eden silahları burası vasıtasıyla alıyorlardı. Bu odak noktasının bu şekilde meşru yönetim tarafından ele geçirilmesi stratejik öneme sahip. Dolayısıyla bu konudaki başarının da altını çizmek gerekir."