369 depremzede çocuk ailelerine teslim edildi

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen illerdeki, 1362 refakatsiz çocuğun Bakanlık sistemine kayıtlı olduğunu, bu çocuklardan 369'unun kimlikleri tespit edilerek, eşleştirilerek ailelerine teslim edildiğini açıkladı.

AA

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen illerdeki, 1362 refakatsiz çocuğun Bakanlık sistemine kayıtlı olduğunu, bu çocuklardan 369'unun kimlikleri tespit edilerek, eşleştirilerek ailelerine teslim edildiğini bildirdi.

Yanık, Cumhurbaşkanlığına ait uçakla Ankara'ya getirilerek Etlik Şehir Hastanesinde tedavi altına alınan 15 depremzede bebeği ziyaret etti.

Ziyaretin ardından gazetecilere açıklamalarda bulunan Yanık, Adana ve Mersin'den 0-1 yaş grubu depremzede 15 çocuğun Ankara'ya getirildiğini, emin ellerde olan çocuklarla ilgili herhangi bir sorun görünmediğini söyledi.

Bakanlık kontrolündeki refakatsiz depremzede çocuklara ilişkin bilgi veren Yanık, şöyle devam etti:

"Şu anda Bakanlık olarak bizde kayıtlı 1362 çocuğumuz var, refakatsiz. Bunlardan bugüne kadar sisteme kaydedilen 1362 çocuğumuz, bu çocuklarımızdan 369'u aileleri, kimlikleri tespit edilerek, eşleştirilerek ailelerine teslim edildiler. Bu çalışma bizim için önemli. İnşallah önümüzdeki süreçte de çocuklarımızı ailelerine teslim etmeyi arzu ediyoruz. Bunun için çalışıyoruz. Hastanede takip edilen çocuk sayımız 792. Bakanlığımızın kuruluşlarına aldığımız çocuk sayısı 201. Bu çocuklarımızdan 1071'inin kimliklerini tespit ettik."

Yanık, kendilerine gelen başvuruların ardından Sağlık Bakanlığıyla bütünlük içerisinde çocukların kimliklerini tespit etmeye çalıştıklarını dile getirdi.

Halihazırda 291 çocuğun henüz kimliklerinin tespit edilemediğini, bunlarla ilgili de çalışmaların devam ettiğini belirten Yanık, şunları ifade etti:

"Öncelikli olarak deprem bölgesinden gerek sağlık kuruluşlarında, hastanelerde tedavi altına alınan gerekse bizim kuruluşlarımıza aldığımız çocuklarımızla alakalı ilk hassasiyetimiz, ilk sağlamaya çalıştığımız koşul, tabiatıyla sağlıklarının veya sağlık hizmetlerinin temin edilmesi. Daha sonrasında bakım ve gözetim hizmetlerini zaten biz kuruluşlarımızda sağlıyoruz ve devamında da eğer kimlikleri bilinmiyorsa kimlik tespitİ yapılarak, aileleri yahut yakınları varsa aile yakınlarından bakım ve gözetimini üstlenebilecek olanlar varsa çocuklarımızı hemen ailelerine ulaştırıyor onları aileleriyle buluşturuyoruz. Değilse kurum bakımımızda onların bakım ve gözetimini sağlamaya devam ediyoruz."

"MUAZZAM BİR ŞEFKAT SAĞANAĞIYLA KARŞI KARŞIYAYIZ"

Bakan Yanık, birtakım yanlış anlamaların ya da eksik bilgilendirmelerin de önüne geçebilmek için koruyucu ailelik ve evlat edinmeyle ilgili bazı bilgileri paylaşmak istediğini ifade etti.

Koruyucu ailelik ya da evlat edinme isteğinin şu anda oldukça yoğun olduğuna işaret eden Yanık, şunları kaydetti:

"Hep ifade ettiğim gibi ve çok etkilenerek, çok duygulanarak tespit ettiğim bir husustur, hepimizin aslında bildiği bir husustur. Bizim milletimiz, dayanışma gerektiği zaman gerçekten çok olağanüstü bir performansı, olağanüstü bir destek mekanizmasını hayata geçirir. Nitekim deprem bölgesindeki çocuklarımızla alakalı da muazzam bir şefkat sağanağıyla karşı karşıyayız. Ben bu ülkenin bir vatandaşı olarak da bu milletin bir ferdi olarak da bu destekten, bu yoğunluktan gerçekten çok etkileniyorum. Çocuklarımızın bu sosyal koruma kalkanının içerisinde olmalarını bilmekten son derece mutluyuz. Ancak şunu paylaşmam gerekiyor. Koruyucu ailelik sistemi gayet tabii ki bizim Bakanlık olarak çok teşvik ettiğimiz, çok önerdiğimiz ve bu süreçte de yeniden kamuoyunun dikkatine sunduğumuz bir mekanizma. Ancak deprem bölgesinden gelen çocuklarımızla alakalı belli birtakım süreçler var.

Birincisi ve hepsinden önceliklisi çocukların eğer kimlikleri belli değilse bir defa kimliklerinin tespit edilmesi. İki, eğer aile fertleri yaşıyorsa onlarla buluşturmak. Yani çocuklarımızı ailelerini aramadan, ailelerini bulmadan kimliklerini tespit etmeden herhangi bir işlem yapmamız zaten mümkün değil. İkincisi, bu dönem itibarıyla işte 3 ay, 5 ay, 1 ay akut dönemde alır, bakar, gözetimini üstlenir, daha sonra tekrar kurum bakımına yahut çeşitli alternatif bakım modellerine yöneltiriz gibi bir uygulamamız yok. Bazen vatandaşlarımız bu akut dönemde belki ihtiyaç olduğu varsayımından hareketle dönemsel bakım tekliflerinde bulunuyorlar. Kendilerine çok teşekkür ediyoruz. Ancak bizim şu anda Bakanlık olarak, kurum ve kuruluşlar olarak bütün çocuklarımızın bakımını, gözetimini sağlayacak imkanımız, altyapımız var. Dolayısıyla bir dönemsel bakım yükümlülüğünü vatandaşlarımıza devretmek gibi bir tercihimiz yok ve olamaz da. Bunu özellikle altını çizerek ifade etmek istiyorum."

"ÇOCUKLARIMIZ EMİN ELLERDELER"

Bakan Yanık, "Üçüncü aşama olarak eğer çocuklarla alakalı kimlik tespiti yaptık, aile fertleri yok ve kurum bakımına, devlet korumasına almamız gereken çocuklarımız ise deprem bölgesinden gelen çocuklarımız da dahil olmak üzere, bunları normal koruyucu ailelik sisteminin içine girmiş, gerekli tetkiklerin, takiplerin denetlemelerin yapıldığı ve koruyucu aile olabilirliği onaylanmış ailelerimizle gayet tabii ki koruyucu ailelik noktasında çocuklarımızı buluşturabiliriz. Ama bunun için öncelikle bu çocukların hepsinin ailesinin olup olmadığı ve ailelerine geri dönmelerinin mümkün olup olmadığını tespit etmemiz lazım." dedi.

Vatandaşların, ne kadar iyi niyetli, ne kadar büyük istekle olursa olsun koruyucu ailelik için gerekli uygunluğu ve gereken süreleri geçirmeden koruyucu ailelik taleplerini karşılamanın mümkün olmadığını aktaran Yanık, "Çocuklarımız emin ellerdeler. Gerek hastanelerimizde emin ellerdeler, gerekse bizim kurum ve kuruluşlarımızda emin ellerdeler. Çocuklarımız bu milletin emaneti. Dolayısıyla biz de o emanete gözümüz gibi bakacağız, bakmaya devam edeceğiz." diye konuştu.