Gabar'da petrol keşfi... ''Toplam rezerv 1 milyar varil gözüküyor''

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı, AK Parti Eskişehir Milletvekili adayı Fatih Dönmez, 24 TV ekranlarına konuk olarak gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Bakan Dönmez, ''Gabar'da Toplam rezerv ilk değerlendirmelere göre brüt 1 milyar varile yakın gözüküyor ama bunun tamamını üretme imkânı yok. Saha 3-4 kuyu daha açtıktan sonra üretilebilir rezervi net anlayabiliriz. Fakat Esma Çevik'te şu anda 8-9. kuyudayız orada üretilebilir rezerv yüzde 60-65'e çıktı. Biz burada da aynı rakamlara ulaşmayı düşünüyoruz ancak bu iki üç kuyu daha açtıktan sonra netlik kazanabilir bu rakam'' ifadelerini kullandı.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı, AK Parti Eskişehir Milletvekili adayı Fatih Dönmez, 24 TV ekranlarında yayınlanan Seçim Özel programına konuk oldu.

24 Seçim Özel'de Ömer Özkök sordu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı, AK Parti Eskişehir Milletvekili adayı Fatih Dönmez 24 TV canlı yayınında cevapladı.

TOPLAM REZERV NE KADAR?

Bakan Dönmez, "Çok şey kazandı ama bu tabi dünden bugüne olan bir süreç değil. 2018 yılında biz o bölgede araştırmalarımıza başlamıştık. Çünkü o tarihe kadar da terörle mücadele kapsamında pek güvenli bir şekilde çalışabileceğimiz alanlar değildi. Sağ olsun Mehmetçiklerimiz orayı terörden arındırdı bize bir alan açtı. Ardından biz çalışmalarımıza süratle başladık. İlk önce Şırnak, Cudi, Gabar bölgesinde Esma Çevik kuyularında geçtiğimiz yıl bir keşif açıklamıştık. Üretilebilir 180 milyon varil, brüt 250 milyon varillik bir rezerv. Orası da yine 2021'de ilk kuyuları açmaya başlamıştık 2022 yılında da keşfimizi açıklamıştık. O çalışmadan hemen sonra yine çok yakın bölge Cudi, Gabar'da bir başka bölgeye daha odaklandık. Arkadaşlarımız hem bu Esma çevik kuyularından gelen akışı değerlendirdi hem de coğrafya birbirine yakın olduğu için potansiyel olduğunu değerlendirdiğimiz bir bölge daha vardı, Ekim ayı gibi oraya girme kararı aldık. Ama biz ağır ekipmanla çalışıyoruz hacimli, tır ve kamyonlarla çalışıyoruz. Onun için önce yolu yapmamız lazım. Tabi kış şartları, 2000-2500 rakımda çalışıyoruz. Mart ayı gibi bir imkân bulduk ve tekrardan sondaja başladık, hamdolsun Nisan ayı gibi de sevindirici bir sonuca ulaşmış olduk. Son derece kaliteli bir petrole kavuşmuş olduk. Bizim oradaki tahminlerimiz ilk değerlendirmelere göre yıllık 100 bin varile çıkabilecek bir üretim söz konusu inşallah. Toplam rezerv ilk değerlendirmelere göre brüt 1 milyar varile yakın gözüküyor ama bunun tamamını üretme imkânı yok. Saha 3-4 kuyu daha açtıktan sonra üretilebilir rezervi net anlayabiliriz. Fakat Esma Çevik'te şu anda 8-9. kuyudayız orada üretilebilir rezerv yüzde 60-65'e çıktı. Biz burada da aynı rakamlara ulaşmayı düşünüyoruz ancak bu iki üç kuyu daha açtıktan sonra netlik kazanabilir bu rakam." ifadelerini kullandı.

PETROL İŞLEME MALİYETİ NE KADAR?

Bakan Dönmez, "Bizim aslında Güneydoğu, Batman bölgesi geçmişte ilk petrolü bulduğumuz ürettiğimiz saha. Bugüne kadar hep ağır petrol bulduk, çıkarttık. Hatta çıkartmakta o kadar zorlandık ki farklı teknik ve teknolojileri kullanmak zorunda kaldık. Yıllardır Batman'da petrol üretiriz ağır petrol, dikkat ederseniz hiç akışkanlığı yok. Bunu çıkartmak da oldukça zor. Zaman zaman çeşitli kimyasallarla akışkanlığı artırmaya çalışırız zaman zaman ısıtır akışkanlığı artırmaya çalışırız. Sahanın üretilebilirliği yüzde 2'ler mertebesinde çok az üretiyoruz. Burada kalite PI derecelendirmesine göre 15 ve çok ağır bir petrol. Bu petrolü de biz ağırlıklı olarak Batman'daki rafineride işliyoruz orada da ağır ürün diye tabir ettiğimiz Fueloil gibi ağır ürünler çıkar. Akaryakıt ürünü çıkmaz. Tabi tüm petrolü orada da işleyemiyoruz. Zaman zaman ağır petrol diğer hafif petrolle karıştırılarak onu İskenderun Körfezi'ne Ceyhan'a indiririz. Oradan Kırıkkale rafinerilerine basarız. Tankere yükler İzmir'e İzmit'e göndeririz. Böyle bir süreci var yurt içindeki petrolün işlenme süreci." dedi.

80-100 KUYU PLANLAMAMIZ VAR

Bakan Dönmez şöyle konuştu:

"Geçtiğimiz yıl da Esma Çevik kuyularını açmıştık. O, PI değeri 36 ve akışkanlığı gayet güzel. Brent Petrol'ü herkes bilir, Londra'da fiyatı açıklanan uluslararası bir endekstir. O da hep 36'ya göre fiyat açıklanır. Bir sonraki saha yani yeni açıkladığımız ve adını Şehit Aybüke Yalçın adını verdiğimiz sahada ise PI değeri 41 bulduk ve bu da Brent'ten daha kaliteli. Bu sektörde uğraşanlar bilirler neredeyse Dizel'e mazota yakın bunu biraz süzseniz filtre etseniz traktörünüze koysanız hiç rafine etmeden gidersiniz. Elhamdülillah o kalitede bir ürün ve miktarı da sevindirici. İnşallah tabi kısa süre içerisinde sahayı geliştireceğiz. Yeni kuyular açmamız lazım. Açtığımız ilk kuyudan da 1500 varile kadar günlük üretim alabiliyoruz. Çıkan ürünü de yine rafinerilerimize sevk ediyoruz. İleride burada 80-100 kuyu planlamamız var 2-3 yıl içerisinde. Onu tamamlayınca bizim günlük varil sayımız 100 bini bulacak. Bulduğumuz diğer iki petrolümüzün kalitesi oldukça yüksek ve orada herhangi bir işleme zorluğu yok, pazarı çok rahat. Kaldı ki Türkiye'deki rafineriler bunları çok rahat işleyebilecek kapasitede. Türkiye'de yıllardır arayıp bulamadığımız kaliteli bir petrol bu. Ağır petrolü mecburen bu petrollerle karıştırırız ki içerisindeki beyaz ürünleri de çekip alalım diye.

NEDEN ŞİMDİYE KADAR BULAMADIK?

Bakan Dönmez, "Şimdi tabi bunun için bir irade gerekiyor, istikrar gerekiyor, kararlı duruş gerekiyor. Geçmişte de evet Türkiye petrolleri milli kuruluşumuz zaman zaman keşifler yaptı, üretimler de yaptı bunu kabul ediyoruz. Lakin son dönemde biz üretim ve arama faaliyetlerimizi katlayarak gittik. Ne kadar çok kuyu açarsanız o kadar isabet ettirme oranınız artar. Tabi rastgele de yapmıyoruz. Önden jeologlarımız önden incelemeler, ardından sismik araştırmalar. Zaman zaman hatta biz bu bölgede havadan gravitemanyetik ölçümü de yaptık. Yani yer altındaki formasyonun kabaca bazı değerlerine uçakla belli mesafeden uçarak bunları tespit ettik. Sonra yerel aletlerle sismik araştırmalar yapılıyor. Kademeli olarak bir şekilde potansiyeli olan lokasyonu tespit etmeye çalışıyoruz. Türkiye'de de bu böyle dünyada da bu böyle. Siz ne kadar ümitli olsanız bile kazmadan bir şeyi yakalama imkanınız yok. Türkiye'de ortalama bu oran ilk 0'dan aranan petrol için 10'da 1'dir isabet oranı, yani 9'u kuru çıkar. Yukardan ön incelemeleri hassas yaparsanız bu oranı iyileştirirsiniz. Biz burada her ikisinde de hemen hemen ilk kuyularda bulduk çünkü ön etüdlerimiz çok iyi gitti ve isabet yakalamış olduk. Tabi bu bölgelerde neredeyse 40 yıldır terörle mücadele söz konusu. Cudi, Gabar deyince insanımız eyvah yine şehit haberi mi gelecek diye düşünür, analarımız gözyaşı dökerdi. Ama şimdi artık o bölge başta o bölge olmak üzere çünkü en çok da bu çileyi çeken o bölge insanı. O bölge olmak üzere yerel ulusal kalkınmaya ciddi bir katkı sağlayacak ekonomik değeri oldukça yüksek bir varlığımız oldu elhamdülillah. Şu anda yaşayan nesillerimize gelecek nesillerimize hem Karadeniz gazı hem bu bölgede bulduğumuz petrol bir hediyemiz bir armağanımız diye düşünüyoruz." dedi.

YENİ MÜJDELER GELİR Mİ?

Bakan Dönmez, "Hem bu bölgede Şırnak kırsalında hem de Adıyaman'da Diyarbakır'da hala devam eden çalışmalarımız var. Diyarbakır'da bir saha üzerine yoğunlaştık. İlk denememizde de aslında netice aldık ama çok zor bir coğrafyaydı ve heyelanlı bir bölgeydi. Şimdi sondaj yerini değiştirmek zorunda kaldık. Dolayısıyla yeni sondaj tamamlanınca belki oradan da bir haber gelebilir. Miktarıyla ilgili bir şey söylemek şu an için zor. Buna benzer Güneydoğu başta olmak üzere çalışmalar devam ediyor. Geçtiğimiz yıl Çukurova'da bir keşfimiz olmuştu ve onun da kalitesi yüksekti. Orada da üretimlerimiz devam ediyor. Orada da günlük üretimimiz 1000 varile yakın ama rezervuar çok yüksek değil." dedi.

GÜNLÜK ENERJİ TÜKETİMİMİZ NEDİR?

"Günlük 850 bin varil tüketimimiz var" diyen Dönmez, "Büyük bir ülkeyiz 85 milyon insan yaşıyor. Misafirlerimiz var, turistler var. Bu ülke ortalama 100 milyonluk nüfusu besliyor demektir. Ülkemizin sanayisi gelişiyor ve dolayısıyla tüketimimiz oldukça yüksek. Günlük 850 bin varil tüketimimiz var. Geçtiğimiz yılı biz 80 bin varille kapatmış neredeyse yüzde 10'a yaklaşmıştık. İnşallah bu sahayı tam kapasite üretime aldığımızda buradan gelecek miktarla birlikte yüzde 20'leri geçmiş 25'lere yaklaşmış olacağız. Bu çok önemli çünkü geçtiğimiz yıl cari açığı en fazla negatif yansıyan bu enerji ürünlerinin ithalatı oldu petrol, Doğalgaz. 94-95 milyar dolarlık bir ithalatımız oldu. geçen yıl çok ekstrem bir yıl oldu. Şöyle geriye dönük on yıla baktığımızda ortalamamız 50-55 milyarın altına hiç düşmemiz. Şimdi bu makûs talihi yenmek için önümüze yeni fırsatlar çıkmış oldu. Hem doğal gaz keşfi hem de petrol keşfi. Arama ve araştırmalarımızı artırdığımızda ben inanıyorum ki daha yeni keşifler önümüzde bekliyor." şeklinde konuştu.

DOĞALGAZDA OLDUĞU GİBİ VATANDAŞ İÇİN BİR SÜRPRİZ MÜJDE VAR MI PETROLDE DE?

Bakan Dönmez, "İlk keşifle birlikte 2020 yılında bu soru sıkça gazetecilerimiz tarafından bana soruldu, Sayın Cumhurbaşkanımıza soruldu. Biz dedik ki önce belli bir sisteme kadar getirelim sonrasında Allah Kerim, elbette bundan hem devletimiz hem milletimiz kazançlı çıkacak demiştik. İlk gazı karaya getirdiğimizde de müjdeyi Sayın Cumhurbaşkanımız ilan etmiş oldu. Şimdi burada daha işin başındayız. Burada da sahada bir kaç yıllık çalışma var. Hiç şüphesiz yine aynı cevabı rahatlıkla verebiliriz. Bu keşifler hem devletimiz hem milletimiz açısından olumlu olarak yansıyacaktır. Ama hali hazırda ciddi miktarda bir ithalatımız da var bunu da kabul etmemiz lazım." diye konuştu.

İBB İŞTİRAKİ İGDAŞ 'KARADENİZ GAZI HAYIRLI OLSUN' İFADESİNİ FATURALARINA YAZAMADI

Bakan Dönmez, "Şu an tüm şirketler, 81 ilde otomasyon faturalama sistemlerini güncellemiş oldular. Mayıs ayı itibariyle de ilk faturalar gidiyor ve ilk faturalarda da Cumhurbaşkanlığımızın düzenlemeleri kapsamında herhangi bir bedel yansıtılmamıştır, Karadeniz gazımız hayırlı olsun diye mesajımız var tek bir ilimiz hariç. O ilimiz de maalesef İstanbul. İBB iştirakli İGDAŞ Karadeniz Gazımız Hayırlı Olsun ifadesini yazmamış. Niçin yazmadığını da soruyorlar diyorum ki herhalde mürekkepleri bitti. Bu kadar çalışmaya rağmen inanmayan bir kesim var aslında onlar da inanıyorlar aman biz inanmış görünürsek vatandaş da onlara meyleder gibi bir düşünceleri var. Bu çıkanlar ne Sayın Cumhurbaşkanımızın şahsi malı, ne benim malım ne de orada çalışanların şahsi malı. Tamamen kamunun malı, 85 milyonun herkesin bir hissesi var. Bunu böyle görüp sevinmek mutlu olmak lazım." dedi.

SPEKÜLASYONLARIN ETKİSİ

"Zaman zaman Karadeniz doğal gazına ilişkin söylenenler çalışanlarımızı etkiledi" diyen Dönmez, "Onların bir siyasi kimliği yok. Orada çalışan mühendisin yöneticilerin dahil olmak üzere. Orada zaman zaman da bazı hizmetleri yurt dışından temin ettik onlar da geldi çalıştı. Dolayısıyla sıkı bir takvim olmasına rağmen profesyonelce zamanında bir rekor kırarak bu alanda başarmış olduk. Yabancılarla da görüştüğümüz için rahatlıkla söyleyebilirim, karadan 170 km açıkta 2000 metre derinlikte 4 bin metre su seviyesinden aşağıda bir rezerv gazını çıkarıp getirmek çok zor. Normalde bu 6-7 yıllık bir süreç. Biz arkadaşlara şunu dedik sizin inanmayanlara en güzel cevabınız zamanında gazı getirip burada yakmak ki bunu da arkadaşlarımız başardı. Onları da takdir ediyoruz. Nadir toprak elementleri konuştuğumuz konu yine bugün sabah orada bir grup gazetecilerimizle birlikteydik. Gazetecileri götürememiştik uzaktan bağlantıyla gerçekleşmişti. Bugün bir grup gazetecimiz gelip pilot tesisimizi yerinde gördü. İnşallah 1 yıl kadar çalışacak ve biz oradan o tesisten çok şey öğreneceğiz. Çünkü bir sonraki proje endüstriyel ölçekte çok daha yüksek miktarlı bir kapasiteye ulaşmış olacak." dedi.

DÜNYANIN İKİNCİ EN BÜYÜK KEŞFİ TÜRKİYE'DE

"Dünyanın ikinci en büyük keşif bizim ülkemizde" açıklamasında bulunan Bakan Dönmez şu ifadeleri kullandı:

"Nadir toprak elementi adından da anlaşılacağı üzere yeryüzünde nadiren bulunan elementler var. Onlardan 17 tanesi nadir olarak bulunuyor yeryüzünde. Hamdolsun ikinci en büyük keşif bizim ülkemizde. Birincisi Çin'de, ikincisi de burada. O 17 elementin hemen hepsi de bu sahada var. İlk etapta ekonomik olarak 6-7 tanesini üreteceğiz, zaman içerisinde diğerlerini de üreteceğiz. Orada diyelim ki seryum gibi bir madde var nerede kullanılıyor, cep telefonlarımızda ekrana dokunmatik özelliğini veren madde seryum yoksa aslında cam o. Dokunmatik, hayatımızı kolaylaştırdı tuşları unuttuk. Bilim adamlarımız çalıştı cama bu maddeyi koyunca camın özelliğini değiştirdiler, orada bir sensör oluşmuş oldu onu da kullanıyoruz şu anda. Tabletlerde, dokunmatik olan her yüzeyde bu seryum kullanılıyor. Onun dışında çok güçlü mıknatıs elde etmek için kullanılan bir araç daha var örneğin rüzgâr türbinlerinin içerisinde kullanılıyor güçlü mıknatıslar."

NADİR ELEMENT REZERVİ KEŞFİ

Bakan Dönmez, "Bugünkü GSM için yüz yıl bekledik. Ben böyle sık sık söylüyorum. Taş devri diye. Taş devri bitmedi, başka malzemeleri bulduk. Metali keşfetti insanoğlu. Kömür enerji kaynağı olarak kullanılıyor 200-250 yıldır dünyada var. Petrolün geçmişi de 1900'lerin başı doğalgaz aynı şekilde. Geçtiğimiz yüzyılı enerji ürünleri petrol ve son çeyrekte de doğalgaz stratejik ürünlerin hep başında yer aldı. Bu yüzyılın başında özellikle kalan kısımda bu iklim programları nedeniyle de fosil yakıtlara karşı başta kömür olmak üzere petrol belki ilerde de doğal gazı kullanımını azaltma eğiliminde olmamız gerekiyor ki daha fazla sera gazı salmayalım, karbon üretmeyelim diye. Bunlarla birlikte baktığımızda bu çağda stratejik emtialar ne olacak sorusu var. Petrol ve gazın yerini ne alacak? İşte bu kritik elementler olabilir. Paranızla da alamayabilirsiniz. Geçtiğimiz aylarda Çin ki en büyük tedarikçilerden birisi. Ben dedi artık bu malzemelerin ihracatını özel izne tabi tutacağım dedi. Nerede, niçin kullanacağınızı soracağım ona göre kiloyla tonla adeta gramla vereceğim demektir. Batı dünyası teknolojinin gelişmesine liderlik yapıyor. Avrupa, Amerika, Güney Kore, Asya'da da Japonya, Kore yine Çin başta olmak üzere çalışan bilim adamları yeni malzemeler ürünler daha doğrusu geliştirmeye çalışıyorlar. Çünkü laboratuvar ölçeğinde herkes her şeyi biliyor, bilim adamları bunlar üzerinde çalışıyor. Bilim adamlarının bir sınırı yok. O dünyada var olan maddelerin hepsine erişebilirliğini düşünür. Bir ürüne farklı özellikler katmak arzusundadır. Bugün mesela savunma sanayisinde neyi konuşuyoruz savaş uçaklarının radarda görünmemesi. O da ayrı bir teknik mesela. Kullanılan malzemeler, boyalar, şekli gibi birçok özellikler var." ifadelerini kullandı.

NÜKLEER GÜÇTE TÜRKİYE'NİN VİZYONU

Bakan Dönmez, "Bu ürünün olması kadar o ürünleri saflaştıracak, zenginleştirecek teknolojileri de bizim burada yapmamız gerekiyor. Türkiye'nin önü açık rahatlıkla bunu söyleyebilirim. Özellikle ilk 80 yılda hakikaten iç çekişmeler, kısa süreli hükümetlerin görev alması koalisyonları kast ediyorum nedeniyle maalesef bu tip işlere fazla vakit ayıramadık. Belki iyi niyetli hükümetler de gelmiş olabilir ama ömrü vefa etmedi. Bizden önce 4 hükümet daha girişimde bulunmuş Akkuyu için ama başarılı olamamış." dedi.

60 YILLIK HAYAL GERÇEK OLDU

"Şu son 40 günde Sayın Cumhurbaşkanımız açılış yapmaktan yoruldu, hızına yetişemiyoruz." diyen Bakan Dönmez, "Bizim bile birçok projemiz listeye giremedi. Ama bazı büyük projelerimiz vardı şüphesiz Karadeniz Gazı, Nükleer Santral, Güneş Santrali gibi onları Sayın Cumhurbaşkanımız da yakinen takip ettiği için onlara özel program yaptı sağ olsun açtık. Akkuyu'da da nükleer yakıtı getirmiş olduk. Artık orası nükleer tesis statüsü kazandı. Akabinde de nükleer yakıtla ilgili bazı prosedürler var yerine getirilmesi gereken. Bir müddet sonra da reaksiyon başlatılacak. İnşallah bunlar da bir yıl içerisinde fiilen elektrik üretmeye başlayacak. O da 60 yıllık bir hayalimizdi hamdolsun gerçekleşmiş oldu. Demin de onu söylüyordum. Geçmiş hükümetlerden 3-4 deneme olmasına rağmen hükümetlerin süresi yetmiyor. Bizde bile 2010 yılında anlaşma Meclis'ten geçiyor. Bu tip büyük projeler için gönül ister ki birkaç yıl içerisinde hayata geçsin ama dünyanın her yerinde öyledir. İlk anlaşmadan itibaren ilk reaktörün devreye girinceye kadarki geçen süre 10 yıldan daha az olmuyor. Bu da iki hükümet demektir süresi 5'er yıl diye baktığımızda.

Bir cumhurbaşkanı iki dönemlik en fazla seçilebildiğine göre hiç olmazsa geldiği gün hazırlıklı gelirse bunlar biter. Sayın Cumhurbaşkanımızın başbakanlığı döneminde başlayan birçok proje vardı. 4 dönemi tamamladık. Enerji alanında onlarca eserimiz var. Bunların birçoğu dünya sıralamasına girebilir. Diğer teknolojik alanlarda, savunma sanayinde, tarımda birçok alanda ulaştırmada alt yapıda toplu konutta birçok proje var. Bunlar çok kısa süreli hükümetlerin döneminde hayata geçirilmesi çok zor." ifadelerine yer verdi.

Bakan Dönmez, "Türkiye gelişen-büyüyen bir ülke. Gelişen-büyüyen bir ülkenin enerji ihtiyacı da artar. Enerji ihtiyacının artması demek yeni tesisleri yapılması demektir. Yeni tesislerin yapılması demek de yeni işletme yapım ekiplerine ihtiyaç var demektir. Biz de bakanlık ve bağlı kuruluşlar olarak zaman zaman eleman alımına çıkıyoruz, gençlerimizin duyuruları takip etmesi lazım. Alır almaz yurt dışına yüksek lisansa gönderiyoruz, Yüksek lisanlarını tamamladıktan sonra uzman yardımcısı olarak başlıyorlar. Bu program kapsamında yaklaşık 500'e yakın arkadaşımızı yurt dışına gönderdik, bu büyük bir başarı. Sadece Akkuyu için 317 kişi gidip geldi. Yüzde 97'si burada çalışmaya başladı." diye konuştu.

TÜRKİYE'NİN HİKÂYESİNDE YER ALMAK

Bakan Dönmez, "Biz, aldığımız bayrağı biraz daha ileriye taşımaya gayret ettik. Önümüzde zaten yapılmış bir altyapı var, bunun üstüne biz de tuğlalar koyarak bu inşaatı bitirmeye çalıştık. Bizden sonra da gelen arkadaşlarımız burayı daha mükemmel hale getirecektir. Eleştiriye açık bir insanım, çözüm önerileriyle birlikte gelen yapıcı eleştirileri dikkate alırım. "Her şeyin en iyisini biz biliyoruz, benden başka kimseye ihtiyaç yok" dersek, zaten öyle bir dünya yok artık. Türkiye'de muhalefet karşıtlık üzerinden yürüyor, olan şeyleri inkar etme üzerinden. Ama insanımız feraset sahibi, baktığını görüp anlıyor." dedi.

ESKİŞEHİR'E NELER VADEDİYORSUNUZ?

"Şehrin güçlü yanları, zayıf yanlarından oldukça fazla" diyen Dönmez, "Eskişehir ile ilgili olarak bakanlığım döneminde, gerek enerji gerek ise madencilik ile ilgili yürüyen tüm projeleri yakından takip ettim. Çok kısa süre içerisinde Eskişehir'in fotoğrafını çektik. Eskişehir, İç Anadolu'nun Batı'ya en yakın kentlerinden bir tanesi. Hem sanayi hem de bir tarım kenti. Bunlar avantaj olarak ortaya çıktı, güçlü yanlarını tek tek etüt ettik. Zayıf yanlarını, geliştirilmesi gereken alanları tespit ettik. Gördük ki şehrin güçlü yanları, zayıf yanlarından oldukça fazla. Fırsatları da risklerinden oldukça fazla. Dün şehir hastanesine hasta ziyaretine gittiğimde maşallah, 5 yıldızlı oda konforunda. Bugün dünyaya fark attık. Avrupalı ve Amerikalılar hasta olmaktan korkarlar, özellikle ekonomik açıdan bütçelerini çok zorlayacak büyük faturalarla yüzleşmekten korkarlar. Türkiye'de her şey GSS kapsamında, vatandaşımızın uhdesinde. Yeni dönemde Eskişehir'in değerini artıracak projeleri hızlandıracağız.

Eskişehir, işsizlik oranları açısından kabul etmemiz lazım, Türkiye ortalamasının 1-2 puan altındadır. Eskişehir'deki tarımsal arazilerin neredeyse yarısı sulanabilir hale geldi. Hayvancılık için büyük potansiyel var. Elbette gençlerimiz nerede isterse orada çalışsın ama, maalesef bazı meslek gruplarını itibarsızlaştırıyoruz. Her meslek gurubu bizim için kutsaldır. Aksi takdirde, akşam işten eve geldiğinizde sofranızdaki yiyeceğiniz gıdayı kim temin edecek? Sağ olsunlar çiftçimiz, köylümüz üretiyor, soframıza geliyor. Onların hakkı ödenmez." dedi.

MİLLET SEÇİM İÇİN NE DİYOR?

Bakan Dönmez son olarak şunları söyledi:

"İnşallah, bizim tahminimiz ilk turda Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde devam edeceği şeklinde. Sahada aldığımız izlenim, geri dönüşler son derece pozitif. Gönül isterdi ki herkes bu seçim kampanyasında yaptıklarıyla konuşsun. Muhalefetin yaptığı bir şey yok. Maalesef muhalefetin 3-5 oy fazla alma ümidiyle darbecilere, bölücülere mavi boncuk dağıtmasını vatandaşımız çok iyi görüyor. Bana zaman zaman, 'doğma büyüme CHP'ye oy verdim ama bu tavrı doğru bulmuyorum' diyen birçok insanla karşılaştım. Bugünkü CHP yönetimi, kurucu felsefe ve ideolojiden uzaklaşmış durumda. Kandil bir taraftan, öbürü bir taraftan şantaj yapıyor. İnsanlarımız ellerini vicdanlarına götürsün, bu ülkeyi kim daha iyi yönetir, buna karar vermeleri gerekiyor. Tabii ki takdir halkımızındır."