Türk futbolunun renkli teknik direktörü Yılmaz Vural, Habertürk TV'de yayınlanan ''Akılda Kalan'' programında Veyis Ateş'in sorularını yanıtladı.
Türk futbolunun başarısızlığından eğitimdeki düzenlemelere, futbolcuların hayatlarından Fenerbahçe'nin kapısından dönmesine kadar birçok konuya değinen Yılmaz Vural'ın açıklamaları şöyle:
"Bazı mesleklerde aileye zaman ayıramıyorsunuz, ekonomik anlamda sorun olmuyor ama duygu çok önemli. Mesela benim tiyatro ilgimi çekerdi, okul tiyatrolarında oynardık. Antrenör olmasaydım tiyatrocu olurdum. Çocuklara tavsiyem kendinizi iyi analiz edin kimisi direktif almayı sever, kimisi yönetmeyi sever."
35 YAŞINDAN SONRA FUTBOLCULAR NE YAPAR?
"42 yaşına kadar insanın refleksi futbol oynamaya elverişlidir. Aralarında o paranın geleceğini düşünerek yaşayanlar çok, bir bakıyorsunuz elde avuçta bir şey yok. Çok sıkıntı çekiyorlar. Bu çocuklarımız ne yapıyorlar biliyor musun eşi dostu herkes üzerine atlar bana para ver diye parayı versen parayı kaybedeceksin, vermezsen onları kaybedeceksin. Bu çocuklara bu sınıfın insanı olmak zor geliyor."
"Genç dinamik gündemde olan çocuklar eşlerine vakit ayırmadan evleniyorlar. Başlarsa ekonomik düşüş eş de bırakıyor. "O tek taş almış, sen bana neden almadın?' diyorlar. Parayı har vurup harman savuruyorlar. Zaman sonunda da paçavra gibi bir kenara atıyorlar."
"Kendilerini geliştiren, yatırım yapan çok... Kimisi menajerliğe yöneliyor, kimi antrenörlüğe altyapı hazırlıyor. Futbolun içinde kalıp, idareci oluyorlar. Futboldan bıkanlar da var. 'Artık evimde kalmak istiyorum' diyor. Ticarete yöneliyor. Çevre var, işadamı yaklaşıyor... Böyle parayı verip yatıranlar var. Çocukların geleceğini düşünenler yok. Onlara akıl verecek kimse yok. Parayı kaptırmış ona vermiş, buna vermiş. Oynarken para kazanmak için yatırım yapmak istiyor. 'İş yok diyorum kardeşim, senin işin bu buna odaklan' diyorum."
"Hep söylüyorum; eğitim artı futbol. Bakanımdan rica ediyorum eğitimi düzenleyelim. 7-8 yaşında öğrencimiz okula gidiyor. Potansiyelimiz yok. 600 bin dolarlık bir değer var, para var. Dünyanın en modern tesisleri Türkiye'de... Eskişehir, Gaziantep, Samsun hepsinde açılıyor. Potansiyel var, para var. Türkiye neden başarısız?"
"Kendi kendime düşünüyorum; bu ülkenin en fazla maç yöneteni Şenol Güneş, sonra ben. Öyle bir algı var ki Türkiye'de Şenol Güneş hala Fatih Terim ve Mustafa Denizli kadar değer görmedi. Neden çünkü İstanbul'da değil. Camianın adamı olmak gerekiyor."
HANGİ TAKIMI TUTUYOR?
"Ben aslında Sakaryasporluyum. Ben Türkiye'liyim. Hangi takımı tutuyorsun dediklerinde şöyle diyorum; babam Beşiktaşlı, bil bakalım ben neyim. Ali Şen'in döneminde iki kez anlaştık Fenerbahçe'yle sonra olmadı. Ali abi hayatımda her istediğimi yaptım, seni getirmek istedim ama olmadı dedi. Maalesef bu konuda son anda ne çıktı diye sormadım."
FENERBAHÇE'DE ÇALIŞMAK İSTER MİYDİ?
"Evet. Türk antrenörleri neden gitmiyor. Biz de pazarlama diye bir şey yok. Başarı hikayen olmazsa seni neden getirsin. İsveç takımı Malmö ile konuştuk, son anda olmadı. Bakıyor, seni sosyal medyada araştırıyor. 'Tamam' diyor ama olmuyor. Hala haçlı seferleri zihniyeti devam ediyor. Beşiktaş maçında gördünüz. Adam kırmızı kartı verdi, Beşiktaş'ı bitirdi."
"Bize teklif nereden geliyor Dubai'den, Azerbaycan'dan, İran'dan... Bugün Portekiz'den teklif aldım düşünüyorum. Bu sefer şeyde kalıyorsunuz, o sizin için bir aşama olmayacaksa neden gideyim'...
"AZİZ YILDIRIM İLE KİMSE ÇALIŞAMAZ"
"Aziz Yıldırım ile kimse çalışamaz. Aziz Bey her şeyi biliyor, her şeye müdahil. Ben orada üç gün kalamam. O da biliyor benle çalışamaz araya girme yazık günah antrenöre. Bu yetki senden zaten, sen araya girersen antrenör yetkisi diye bir şey kalmaz. Oyunla kazanmıyor, oyuncu ile kazanıyor."
"Kulüpler tımarhane gibi o kadar egosu yüksek insanlarla çalışıyorsunuz ki. Bir insan iyi davranınca size insan gibi davranması gerekir. Bizde iyi davranırsan kötü cevap verir, Kötü davranıyorsun iyi cevap verir. İdarecisi öyle, medyası öyle, herkes özel ilgi bekliyor. Biz de ilgi istiyoruz. Ben karıncaya zarar vermem ama olmuyor çözülecek gibi değil konu."
"Sırf yetenekle olmuyor yalnız yetenek değil kişinin kendini de eğitmesi lazım. Sonra da 'pardon' diyor ama maç gitti. Koskoca camia senden bir şey bekliyor bu kadar duyarsız olabilir misin?"
26 FARKLI TAKIMDA ÇALIŞTI
"Türkiye kendine gülmeli, bu istikrarsızlığın nedeni. 26 farklı takımda çalıştım. Ben şimdi doğru yapmak istiyorsam, ben işimi 4 tane Dünya Kupası alan bir ülkede öğrendim. Bana yoldaki vatandaş diyor; Biz neden yapamıyoruz bu ülkede para var, imkan var? Bu ülkede sistem değişmeli artık."
KENDİMİ RECEP TAYYİP ERDOĞAN'A BENZETİYORUM
"Ben kendimi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a benzetiyorum. Nasıl Tayyip Erdoğan istiyorsa sistemin değişmesini, ben de bu ülkede sistemin değişmesini istiyorum müsaade edin de futbolda da ben olayım."
"İnsanların bu şeyleri hoşuma gidiyor. Kendimle barışık bir insanım. Ben insanımı her şeye layık görüyürum . Futbolu bu işi bilmeyen insanlara bırakamayız. Her meslek kendi içinden gelenlerle yönetilmeli. Bu ülkede bir şeye talip oluyorsun ama olmuyor."
15 sene önce gece anlaştığım takımla beni bitirmeye çalıştılar. Ben neden dışarıda kalıyorum. Bu benim kaybım değil, şu ülkeye geldik. İstedik ki bir şeyler yapalım, niye bizi üst seviyede görevlere layık bulamadılar? CV ile bu ülkede iş yapılamayacak mı diyor öğrenciler. Mesaj şu; Bu ülke 15 Temmuz'da gördü liyakatla iş yapılamalı... Türkiye artık alaturka halini bıraksın, bu ülkenin 18 milyon çocuğunu spora sokalım. Futbol sistemi değişsin futboldan gelenlere müsaade etsinler."