1
Kullanmadığı iznin parasını, çalıştığı süre boyunca alamıyor. İşçinin kullanmadığı iznin parasını alabilmek için işten ayrılmayı beklemesi gerekiyor. İster işveren işten atsın, ister işçi istifa etsin veya emekli olsun; iş akdinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde işçinin hak kazanıp da kullanmadığı yıllık izin sürelerine ait ücreti, sözleşmenin sona erdiği tarihteki ücreti üzerinden kendisine veya hak sahiplerine ödenir.
BEŞ YILLIK ZAMANAŞIMI
Kullanılmayan yıllık izin ücretlerine ilişkin zamanaşımı iş sözleşmesinin sona erdiği tarihten itibaren 5 yıl olarak uygulanıyor. Örneğin 2005'ten 2018'e kadar aralıksız aynı işyerinde çalışan işçi, 1 Mart 2018 tarihinde işten ayrıldığında, 1 Mart 2023 tarihine kadar talepte bulunduğunda, 2005- 2018 tarihleri arasındaki kullanmadığı tüm izin günlerinin parasını talep edebilir. Kanuna göre, yıllık izinlerin en az on günlük kısmının blok olarak kullandırılması gerekiyor. Kalan sürenin kaç defada kullanılacağına ilişkin sınırlama bulunmuyor. İşçi talep ederse, kalan iznini 1'er gün olarak kullanabilir.
Yıllık izin hakkı, işçinin işe başladığı günden itibaren bir yıl sonra doluyor. Çalışma süresi arttıkça yıllık izin hakkı da artıyor. Çalışma süresi bir yıldan beş yıla kadar olanlara 14 gün, 5 yıldan 15 yıla kadar olanlara 20 gün, 15 yıl ve daha fazla olan işçilere de 26 gün yıllık izin verilmesi gerekiyor. Toplu sözleşmelerle bu sürenin üzerine çıkılabiliyor.
AYNI İŞYERİNDEKİ ÇALIŞMA SÜRESİ
18 yaşından küçük ve 50 yaşından büyük işçiler, çalışma süreleri kaç yıl olursa olsun yıllık en az 20 gün izin hakkına sahip.
İşçilerin yıllık izin sürelerinin hesaplanmasında, aynı işverenin işyerlerindeki hizmet süreleri dikkate alınıyor. Bankalar veya çok şubeli şirketlerin farklı işyerlerinde geçen hizmet süreleri, yıllık iznin hesabında birleştiriliyor.
YILLIK İZİN HAKKI, İŞYERİNDEKİ HİZMET SÜRELERİNE GÖRE ŞÖYLE:
Bir yıldan beş yıla (dahil) kadar olanlara: 14 gün
Beş yıldan fazla on beş yıldan az olanlara: 20 gün
On beş yıl ve daha fazla olanlara: 26 gün
Hizmet süresi ne olursa olsun 18 yaşından küçük, 50 yaşından büyük işçilere: 20 gün
İMZA ATARAK YILLIK İZİNDEN VAZGEÇİLEMEZ
Anayasal hak olması ve İş Kanunu'nun 53. maddesinin 2. fıkrasında, "Yıllık ücretli izin hakkından vazgeçilemez" hükmü nedeniyle, işverenin işçisine yıllık ücretli hakkını kullandırmaması yasaklanmış durumda. Aynı şekilde işçi de iş sözleşmesi devam ederken, "Ben yıllık ücretli iznimi kullanmak istemiyorum" diyemez. Yani yıllık iznin tamamı ya da bir kısmı için imza vererek izin hakkından vazgeçilmesi söz konusu değil. Avukat Cüneyt Nadar, bu konudaki düzenlemenin emredici hükümler içerdiğini, daha önce imza atılarak iznin tamamı ya da bir kısmından vazgeçilmiş olsa bile daha sonra dava açıldığında, birikmiş izinlerin karşılığının alınabileceğini ifade etti.
ÇALIŞAN SAYISI 10'A DÜŞERSE TEŞVİK KESİLECEK
Teşvikten yararlanmakta olan işyerinde çalışan sayısının 10 ve altına düşmesi durumunda, izleyen aydan itibaren teşvik uygulamasına son verilecek.
İŞ KAZASI YOKSA 3 YIL PRİM TEŞVİKİ VAR
Çok tehlikeli sınıftaki 57 bin işyerinde 3 yıl ölümlü veya sakatlanmalı iş kazası yaşamayan işveren, hissesine düşen işsizlik sigortası primini 3 yıl ödemeyecek. 2019'da başlayacak teşvik, işçi başına aylık 20.3 lira ile 152.25 lira arasında değişecek.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, "çok tehlikeli" sınıfta yer alan 57 bin işyerini ilgilendiren işsizlik sigortası fonu prim teşvikine ilişkin tebliğ taslağını görüşe açtı. Görüşlerin alınmasının ardından Resmi Gazete'de yayımlanacak tebliğle, 4 Nisan 2015 tarihinde yapılan yasa değişikliği hayata geçirilecek. Buna göre, ölümlü veya "sürekli iş göremezlik" ile sonuçlanan iş kazası meydana gelmeyen "çok tehlikeli" sınıfta yer alan işyerlerine işsizlik sigortası fonu prim teşviki verilecek.
İZLEYEN TAKVİM YILINDA
Teşvik tutarı, işçi başına aylık 20.30 liradan başlayacak, işçinin aldığı brüt ücretin miktarına göre, 152.25 liraya kadar çıkacak. Teşvikten yararlanabilmek için, takvim yılından önceki son üç yılda iş kazası olmaması şartı aranacak. 1 Ocak 2019 tarihinde başlayacak teşvik uygulamasından bir işverenin yararlanabilmesi için, işyerlerinde 2016 Ocak ayından 2018 Aralık ayına kadar olan dönemde iş kazasının olmaması gerekiyor. 15 Ocak 2016 tarihinde tescil edilen bir işyeri, iş kazası yaşanmaması koşuluyla gelecek yıl ocak ayında teşvikten yararlanabilecek. Aynı işyerinde 25 Ocak 2016 tarihinde iş kazası yaşanmış, sonraki üç yıl kaza olmamışsa, 2020 yılı ocak ayından itibaren teşvik hakkı doğacak. 12 Şubat 2016 tarihinde tescil edilen işyeri ise teşvikten 2020 yılı ocak ayından itibaren yararlanmaya başlayabilecek. Teşvikten yararlanma süresi, üç yıllık kazasızlık dönemini izleyen takvim yılından geçerli olmak üzere üç yıl olarak uygulanacak. 2018 Ocak ile 2020 Aralık ayları arasında iş kazası yaşanmayan işyeri için 2021 yılı Ocak ayından 2023 Aralık ayına kadar teşvik uygulanacak.
TEŞVİK ŞARTLARI NE?
Teşvik için şartlar şöyle:
- İşyeri, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu uyarınca "çok tehlikeli" sınıfta yer almalı.
- İşveren Türkiye genelinde çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde aylık ortalama 10 kişiden fazla işçi çalıştırmalı.
- İşyerinde ölümlü veya sürekli iş göremezlikle sonuçlanan iş kazası meydana gelmemeli.
- İşyerinin iş sağlığı ve güvenliği uzmanlarıyla yapılmış sözleşmesi olmalı.
TEŞVİK, PRİM GÜN SAYISINA GÖRE HESAPLANACAK
Bir işyeri için her ay sağlanacak teşvik tutarı, işçiler için SGK'ya bildirilecek prim gün sayısı üzerinden hesaplanacak. Örneğin mart ayında 15 işçisi olan işyerinde işçi sayısı nisanda 20'ye çıkmışsa, 20x30 gün üzerinden prime esas kazancın yüzde 1'i tutarındaki işsizlik sigortası primi teşviki uygulanacak.
TEHLİKE SINIFI DÜŞERSE TEŞVİK SONA ERECEK
Teşvikin sona ereceği durumlar şöyle:
- İşyerinin çok tehlikeli sınıftan tehlikeli ya da az tehlikeli sınıfa dönüşmesi.
- Çalışan sayısının on ve altına düşmesi.
- İşyerinde ölümlü veya sürekli iş göremezlikle sonuçlanan iş kazası meydana gelmesi. (Sakatlık durumunda teşvik, SGK'nın sürekli iş göremezlik kararı verdiği tarihte sona erecek.)
- İşyerinin iş sağlığı ve güvenliği hizmeti satın alma sözleşmesinin bulunmadığının tespit edilmesi.
(Habertürk)