1
SELİM KARAHAN
Mevcut başkan Barack Obama'nın görev süresinin dolmasıyla ABD'liler kasımda 'yeni başkan' için sandığa gidecek. Artık Cumhuriyetçiler'in adayının Donald Trump, Demokratlar'ın ise Hillary Clinton olacağı kesinleşti. Bu iki aday 17.5 trilyon dolarlık dünyanın en büyük ekonomisinin dümenine geçmek için yarışacak. Daha çok magazinsel yönleri ele alınsa da adayların ekonomiye yönelik açıklamalarını iyi dinlemek gerek.
DOLAR KİLİDİ
Sonuç, öncelikle doların geleceğini belirleyecek. ABD 90'lardan beri 'güçlü dolar' politikası uyguluyor.
YÜKSEK DOLAR ÇİN'E YARAR
Doların hızlı değer kaybetmesinin önüne geçerek enflasyonun kontrol altında tutulması, yabancı yatırımcılara güven verilmesi ve doların küresel piyasalarda ve rezervlerdeki ağırlığının korunması amaçlanıyor. Adayları kimin desteklediğini anlamak için kampanyalarına bağış yapan kişi ve firmaları incelemek yeterli.
WALL STREET 'CLINTON' DİYOR
Wall Street’in finans devleri bugüne kadar Clinton’a milyonlarca dolar bağışladı. En büyük bağışlardan biri ise 7.5 milyon dolarla 'küresel spekülatör' George Soros’tan geldi. Donald Trump aday adaylığı sürecinde ağırlıklı olarak kişisel kaynaklarını kullandı.
Trump ‘ticaret savaşı’ başlatabilir
Yapılan tahminlere göre Donald Trump, ülke ekonomisi anlamında Hillary Clinton'a göre daha korumacı politikalar izleyecek. Trump Kuzey Amerika Serbest Ticaret Alaşması’nın fabrikaları Meksika'ya kaçırdığını söyleyerek önemli bir destek alıyor. Bu sebeple görüşmeleri süren anlaşma Trump başkanlığından askıya alınacak. Trump defalarca Çin'den gelen ürünlere ek vergiler koyabileceğini ima etti. Uzmanlar ABD'nin en büyük ticaret ortakları Meksika ve Çin'i kızdıracak adımlar atması durumunda bu ülkelerin de karşı politikalarla cevap verebileceğini ve dolayısıyla da 'küresel bir ticaret savaşının' başlayabileceğini ifade ediyor.
Siyasette ‘Wall Street’ döneminin sonu geliyor
Wall Street, 20. yüzyılın başından beri adaylara sağladığı maddi desteklerle seçimlerde önemli rol oynuyor. Ancak ABD’de paranın artık tek merkezi yok. Silikon Vadisi’ndeki şirketler ve girişimciler de muazzam bir serveti kontrol ediyor. Bu yeni zenginler, Demokratların ön seçim sürecinde Bernie Sanders’a verdikleri destekle, ilk defa net bir politik duruş sergiledi. Sanders adaylığıyla politikayla aktif olarak ilgilenmeyen yüzbinlerce bağımsız ve sol görüşlü gencin partiye üye olmasını sağladı. Yani Silikon Vadisi, bir sonraki Demokrat parti adayının kendi istedikleri gibi biri olmasını garantiye aldı. Bu durum ABD basınında, siyasette artık Wall Street döneminin kapanıp Silikon Vadisi’nin ağırlığını koyacağı yorumlarına yol açıyor.
Sonuç, küresel ticareti etkiler
ABD seçimleri dünya ticaretinin de seyrini birçok açıdan etkileyecek. Hillary Clinton seçilirse ABD'nin politikasında önemli bir değişikliğe gitmeyecek. Clinton sadece ticaret ortaklarına, çalışan sağlığı ve koşullarını iyileştirme konusunda baskı yapacak. Clinton'ın bu açıklaması isim vermese de doğrudan Çin'deki kötü koşulları işaret ediyor. Özellikle Çin’de çocuk işçilerin çalıştırılıyor olması ABD kamuoyunda büyük bir rahatsızlık yaratıyor. Clinton bu konudaki hassasiyeti yüksek ve ‘sol’ görüşlü gençleri yanına çekmek istiyor.
Wall Street Clınton diyor
HIllary Clinton seçilirse, bu geleneksel politika devam edecek. 'Güçlü doların' kulağa hoş geldiğini belirten Trump'sa, "Tek olumlu yanı da bu. Yüksek dolar ekonomik büyümeyi yavaşlatıyor. En çok Çin'e yarıyor” dedi. Yani Trump seçilirse düşük dolara alışması gerek.
TRUMP: 'KALPSİZ HILLARY'
İş dünyası, Trump'a mesafeli bir duruş sergiliyor. Bu kapalı kutuya en net destek ise Ulusal Silah Birliği’nden (NRA) geldi. NRA kongresinde konuşan Trump, "Kalpsiz Hillary silahlarınıza el koymak istiyor. Amerikalıların silahlanma hakkını kimse ellerinden alamaz" dedi.