Rusya-Ukrayna Savaşı'nın ilk yılında elektrik piyasalarının kazananı ''yenilenebilir enerji'' oldu

Rusya'nın 24 Şubat 2022'de Ukrayna'da başlattığı savaşla derinleşen enerji krizinde, ülkeler arz güvenliğini sağlamak için yenilenebilir enerjiye yöneldi.

AA

Geçen yıl Avrupa'da rüzgar ve güneşin elektrik üretimindeki payı ilk kez gazı geride bırakırken, yenilenebilir enerji kapasitesinde gelecek 5 yıl için son 20 yıldaki kurulu güç artışı kadar büyüme planlandı.

Dünya ekonomisinin Kovid-19 salgınının ardından toparlanmaya başladığı 2021 yazı, enerji piyasalarında arz-talep dengesizliğinin etkisini gösterdiği bir dönem oldu. Aynı dönemde Rusya'nın Avrupa'ya gaz arzını sadece kontrat miktarlarında sağlamasıyla, Avrupa'da gösterge gaz fiyatları benzeri görülmemiş şekilde artmaya başladı.

Rusya'nın Ukrayna'da 24 Şubat 2022'de başlattığı savaş sonrası Batılı ülkelerin yaptırımlarına karşılık gaz arzını daha fazla azaltmasıyla fiyatlar rekor seviyeye çıktı.

Avrupa elektrik piyasalarında fiyatlar yüzde 157 arttı

Avrupa Elektrik İletim Sistemi İşleticileri Birliği (ENTSO-E) verilerine göre, AB elektrik piyasalarında en yüksek fiyat Haziran 2021'de bir megavatsaat için ortalama 78 avro, en düşük fiyat ise 45,8 avro seviyesindeydi.

Doğal gaz fiyatlarındaki yükselişe paralel olarak sürekli artan elektrik fiyatları, Şubat 2022'de bir megavatsaat için ortalama 211,7 avroya çıktıktan sonra, Ağustos 2022'de 543,5 avroyla tüm zamanların en yüksek seviyesini gördü. Böylece savaşın ilk 6 ayında Avrupa elektrik piyasalarında fiyatlar yaklaşık yüzde 157 yükseldi.

Bu tarihten sonra ise gaz fiyatlarındaki düşüşle birlikte elektrik fiyatları da geri çekilmeye başladı. Ocak 2023'te AB'de en yüksek elektrik fiyatı bir megavatsaat için ortalama 191 avro, en düşük 69,5 avro olurken, fiyatlar savaş öncesi döneme göre hala oldukça yüksek bir seviyede bulunuyor.

AB'nin elektrik üretiminde payı en fazla artan kaynaklar rüzgar ve güneş oldu

AB, doğal gazda Rusya'ya bağımlılığını azaltmak ve arz güvenliğini sağlamak için kömür, nükleer ve yenilenebilir enerji kaynaklarını daha fazla kullanmak üzere çeşitli adımlar attı.

Almanya, Avusturya, Danimarka gibi ülkeler iklim değişikliğiyle mücadele hedefleri kapsamında kömür santrallerini kapatma taahhütlerini askıya alırken, elektrik kesintileri yaşanmaması için birçok ülke bu kömür santrallerini kullanıma hazır tuttu.

Londra merkezli düşünce kuruluşu Ember'in Avrupa Elektrik Görünümü 2023 raporuna göre, kömürün elektrik üretimindeki payı geçen yıl 2021'e göre yüzde 1,5 artışla yüzde 16 oldu.

Avrupa'da rüzgar ve güneşin elektrik üretimindeki payı ilk kez 2022'de doğal gazı geride bıraktı ve yüzde 22,3 olarak hesaplandı. Söz konusu kaynakların AB elektrik üretimindeki payı 2021'de yüzde 19,1 seviyesindeydi. Böylece, geçen yıl AB'nin elektrik üretiminde payı en fazla artan kaynaklar rüzgar ve güneş enerjisi oldu.

Bu dönemde AB elektrik üretiminin yüzde 22'sini nükleer, yüzde 20'sini gaz, yüzde 10'unu hidroelektrik, kalan kısmını ise biyokütle ve diğer kaynaklar karşıladı.

"Avrupa rahat davranmamalı"

Ember Kıdemli Enerji ve İklim Analisti Sarah Brown, AA muhabirine, savaşın ilk yılında elektrik piyasalarında yaşanan gelişmelere ilişkin yaptığı değerlendirmede, kömürden elektrik üretiminin yeniden canlanacağına yönelik endişelerin olduğunu fakat kömürde beklenen geri dönüşün gerçekleşmediğini söyledi.

Nükleer ve hidroelektrik üretiminde 2022'de büyük düşüş görüldüğünü kaydeden Brown, şöyle devam etti:

"Bu düşüşlere rağmen, rüzgar ve güneş gemiyi sabit tuttu. Savaş ve enerji krizi AB ile Birleşik Krallık'ta rüzgar ve güneş santrallerinin kurulumunun hızlandırılmasında katalizör oldu. Özellikle, 2022 Avrupa'da güneşten elektrik üretiminde tüm zamanların en büyük artışının görüldüğü yıl oldu. Artık 'rüzgar ve güneş enerjisi santralleri yapılmalı mı?' gibi konular değil, bu kaynakların kapasitesinin nasıl daha hızlı ve geniş çapta artırılacağı, kapasite artışının önündeki mevcut engellerin nasıl kaldırılacağı asıl gündem. Fosil yakıtların enerji arz güvenliğini sağlamadığı ve çözümün yenilenebilir enerjide olduğu kabul edildi."

Brown, rüzgar ve güneşten elektrik üretimindeki artışın gaz tüketimi, ithalatı ve bağımlılığını önemli ölçüde azalttığını ifade etti.

Öte yandan, Avrupa'nın "rahat" olmaması gerektiğine işaret eden Brown, "Özellikle gelecek kış, çok daha fazla zorluklar olacak. Acil olarak ihtiyaç duyulan, elektrik faturalarını azaltacak, enerji güvenliği ve bağımsızlığını sağlayacak rüzgar ve güneş kapasitesinin kalıcı şekilde büyümesinin mümkün kılınması için her şey yapılmalı." değerlendirmesini yaptı.

Dünya 5 yılda Çin'in elektrik kapasitesi kadar yenilenebilir enerji gücü inşa edecek

Uluslararası Enerji Ajansı'nın (IEA) Yenilenebilir 2022 raporuna göre, enerji krizi Avrupa başta olmak üzere tüm dünyada yenilenebilir enerjide benzeri görülmemiş bir büyümenin fitilini ateşledi.

Yapılan planlar kapsamında, gelecek 5 yılda 2 bin 400 gigavat yenilenebilir enerji kapasitesinin devreye alınacağı ve dünyadaki toplam yenilenebilir enerji kapasitesinin 5 bin 650 gigavata ulaşacağı öngörülüyor.

Yenilenebilir enerji kapasitesindeki bu artış Çin'in elektrik kapasitesine ve aynı zamanda dünyada son 20 yılda inşa edilen yenilenebilir enerji kapasitesine eşit seviyede bulunuyor.

Söz konusu büyümede, Çin'in bin 70 gigavat, Avrupa'nın 425 gigavat, ABD'nin 280 gigavat ve Hindistan'ın 145 gigavat pay alacağı hesaplanıyor.

IEA Başkanı Fatih Birol, AA muhabirine, "Bu olağanüstü büyümenin iki sebebi var. Birincisi, birçok ülke yenilenebilir enerjiyi sadece çevre dostu değil, enerji arz güvenliğinde de çok önemli bir opsiyon olarak düşünüyor. İkinci sebep de yenilenebilir enerji maliyetleri, fosil yakıt fiyatlarına göre çok daha düşük. Yani, ekonomik olarak da yenilenebilir önemli bir seçim haline geldi. Bu açıdan, yenilenebilir enerjinin olağanüstü bir büyüme dönemine girdiğini görüyoruz." açıklamasını yapmıştı.