Nurettin Canikli: FETÖ'ye kredi verenler sorumlu

Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, 15 Temmuz'daki darbe girişiminin ardından bankalarda herhangi bir tedirginlik yaşanmadığını belirterek, ''En ufak olumsuz bir gelişme söz konusu değil.'' dedi.

Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Yönetim Kurulu üyeleri ile Ankara'daki Ziraat Bankası Genel Müdürlük Binası'nda bir araya gelen Canikli, buradaki konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Muhalefetin Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile ilgili eleştirilerinin hatırlatılarak, bu konudaki değerlendirmesinin sorulması üzerine Canikli, Türkiye'nin 15 Temmuz'da en hain, en alçak, en acımasız darbe kalkışmasıyla karşı karşıya kaldığını söyledi. Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile diğer terör örgütlerinin, Türkiye'ye bir daha zarar veremeyecek hale getirilmesini sağlayacak tedbirlerin, daha kısa zamanda ve daha etkili bir şekilde alınmasına imkan sağlamak için olağanüstü hal (OHAL) ilan edildiğini anımsatan Canikli, kararnamelerin de Anayasa ve OHAL'in verdiği yetkiler çerçevesinde çıkartılıp, hayata geçirildiğini ifade etti.

Türk milletinin iradesinin tamamıyla yok sayıldığına ve alaşağı edilmek istendiğine dikkati çeken Canikli, Türkiye'nin toprak bütünlüğünün ortadan kalkmasına neden olacak darbe teşebbüsünün, bir ülkenin karşı karşıya kalabileceği en büyük tehditlerden biri olduğunu bildirdi.

Özgürlüğünü, bağımsızlığını, toprak bütünlüğünü kaybetme riskiyle karşı karşıya kalan bir ülkenin, bunu ortadan kaldırmak için ne yapması gerekiyorsa onun yapıldığını dile getiren Canikli, böyle büyük bir tehditle muhatap olan bir başka ülkenin, Türkiye'nin aldığı tedbirlerin çok daha ötesinde, çok daha keskin ve sert tedbirler alabileceğini belirtti.

Canikli, Fransa'nın küçük bir bölgesini ilgilendiren patlama nedeniyle ilan edilen OHAL'in 9 aydır devam ettiğine ve tüm kısıtlayıcı tedbirlerin hayata geçirildiğine dikkati çekerek, "Türkiye'nin egemenliğini, toprak bütünlüğünü, bağımsızlığını tehdit eden böyle ahlaksız, alçak saldırı karşısında bu tedbirlerin alınmaması mümkün değil. Bunlar, terör örgütüdür, 40 yıldan beri Türkiye'nin kılcal damarlarına işlemiş bir terör örgütünden bahsediyoruz. Özellikle kamuda, emniyette, askeriyede, yargıda, eğitimde değil, tüm kurumlarda. Bunu, bugün çok net görebiliyoruz." diye konuştu.

Tüm kurumların kılcal damarlarına kadar nüfuz etmiş, oraları hakimiyet altına almış bir terör örgütüyle mücadelenin kolay olmadığını vurgulayan Canikli, şöyle devam etti:

"40 yılda her türlü yöntemi uygulayarak, özellikle terör örgütünün en başarılı olduğu manipülasyon, kandırma, yalan, göz boyama, maske kullanmak suretiyle buralara nüfuz etmiş. Böyle bir tehdidin ortadan kaldırılması için elbette gerekli adımları atmamız, gerekli kararları almamız gerekiyor. Bu Türkiye Cumhuriyeti hükümeti olarak bizim görevimizdir, milletin bize verdiği görevdir. Bu ülkeyi tek parça tutmak, toprak bütünlüğünü korumak zorundayız. Bu ülkenin egemenliğini tehdit edecek bütün unsurları, tehditleri ortadan kaldırmak zorundayız ve kamudaki terör örgütü unsurlarının bu anlamda tasfiye edilmesi gerekiyor. Bunlar, kaldıkları sürece bu tehdit, Türkiye için ortadadır, devam etmektedir. Bu temizleme harekatı yapılırken elbette birtakım kriterler, kurallar uygulandı. Çok ayrıntılı bir şekilde bu çalışmalar yapıldı. Hangi kriterlere göre FETÖ mensuplarının, kamudan tasfiye edilecekleri bellidir, o kriterlerden birisine takılmayan hiç kimse üzerine bir işlem tesis edilmemektedir. Yani sendika üyeliğinden tutun, terör örgütü başının, Bank Asya'da hesap açılmasına, Bank Asya'nın mali yapısının güçlendirilmesine yönelik olarak o çağrıya tepki vererek, hesap açan ve hesabını artıranlar dahil olmak üzere, aynı şekilde bunların biliyorsunuz bir haberleşme mekanizması MİT tarafından deşifre edildi. Orada 60 binin üzerine şifreyle kendilerine örgüt tarafından verilen özel şifre ile konuşma, görüşme yapan örgüt üyeleri tespit edildi. Buna takılan varsa onları ihraç ediyoruz. Buna benzer objektif, somut kriterler kullanarak bu tasfiyeyi gerçekleştiriyoruz. Bu somut kriterlerden herhangi bir tanesine takılmayan bir kişinin, kamudan çıkartılması söz konusu değil."

 "FETÖ'ye kredi verenler sorumlu"

FETÖ ile mücadele noktasında adaletli davrandıklarını vurgulayan Canikli, "Eğer sadece ihbarlar, iddialarla yola çıkarak bu çalışmaları yapmış olsaydık belki yüz binlerce kamu elemanının tasfiye edilmesi gerekirdi, ama objektif kriterlere takılmayan hiç kimseyi, sadece iddia edildi diye kamudan çıkarmıyoruz. Öyle bir uygulama söz konusu değil. Hepsi hukuk çerçevesinde, hepsi mutlaka objektif kriterler kullanılarak gerçekleştiriliyor." diye konuştu.

Canikli, FETÖ mensubu kişi ya da şirketlere kredi verenlerin de sorumluluk taşıdığına işaret ederek, "Bu kredi işlemi tesis edildiğinde herhangi bir bilgi yok ise bir suçlama söz konusu olmayacak; var ise sadece bankanın tümüne gidilmesi gibi bir durum söz konusu değil, kurumlar suçlu değil. Sadece işlemi yapan kişinin sorumluluğu ile sınırlıdır. Bankanın tümüyle sorumlu tutulması gibi bir durumun kesinlikle söz konusu olmadığını söylemem gerekiyor. FETÖ mensubu olduğunu bile bile bir şirkete kredi vermişse, kredi veren, imzayı atan kişi sorumludur. Onun dışında herhangi bir sorumluluk söz konusu değildir." ifadesini kullandı.

 Kredi kartıyla yapılan alışverişlerde taksit sayısı

Nurettin Canikli, kredi kartlarıyla yapılan alışverişlerde taksit sayılarına ilişkin olarak da değerlendirmelerinin devam ettiğini söyledi. Canikli, "Özellikle ithalat oranı yüksek ürünlerle ilgili bir genişletme yapmayı düşünmüyoruz, taksit sayısının artırılmasını düşünmüyoruz. Diğer alanların tümünde ciddi anlamda genişletici bir yaklaşım içindeyiz, bir kanaatimiz var." dedi.

Canikli, bir soru üzerine de FETÖ'nün darbe girişiminin ardından bankalarda herhangi bir tedirginliğin söz konusu olmadığını belirterek, "Rakamlara baktığınızda hiçbir sıkıntı yaşanmıyor. En ufak olumsuz bir gelişme söz konusu değil." dedi.

Mevduat faizleri düşmeden kredi faizlerinin aşağı çekilmesinin de zor olduğunu dile getiren Canikli, "Elbette Merkez Bankasının, BDDK'nın, Hazine'nin birtakım kararları ile bu noktada bir miktar düzeltmeler yapılabilir, ama bunlar çok fazla istediğimiz seviyede bir indirimi sağlamaz. Reel sektörün, kamuoyunun beklediği bir seviyede indirim sağlamaz." değerlendirmesinde bulundu.

Faiz indirimi konusunda, dengeleri bozmadan tüm araçları kullanacaklarını belirten Canikli, Merkez Bankası, BDDK ve Hazinenin de mevduatta maliyetin aşağı çekilmesini sağlayacak adımlar atacaklarını vurguladı.

Canikli, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Burada fazla bir alanımız yok. Orada sınırlandıran başka uluslararası kriterler var, orada da sınırları zorlayacağız orada dengeleri rahatsız etmeden, o adımları atacağız. Bu noktada herhangi bir tedirginlik söz konusu değil. İnmezse ne olur? Matematiksel bir denklemdir bunlar, denklemin bir tarafında bir şeyler yaparsanız diğer tarafı da etkilenir bundan. Eğer biz mevduat faizlerini aşağıya çekebilirsek ve biraz önceki söylediğim adımları atabilirsek, mecburen otomatik olarak olacak bu. Zorlamayla, piyasa kuralları çerçevesinde başka yöntemlerle bu düzenlemelerin yapılması söz konusu değil, bizim de öyle bir düşüncemiz yok, olmayacak da zaten. Bankacılık sektörünün güçlü mali yapısını bozmadan sistemi rahatsız etmeden çözüm bulacağız, adım atacağız.''