Mehmet Ali ERGÜN
mehmetali.ergun@aksam.com.tr
Londra’da düzenlenen ödül töreninin ardından bir araya geldiğimiz Türkiye İş Bankası’nın Genel Müdürü Adnan Bali’yle iç ve dış siyasetten Merkez Bankası’na ve her dönem çok tartışılan banka kârlarına kadar geniş yelpazede bir sohbetimiz oldu. Adnan Bali’nin Merkez Bankası’nın özerkliğiyle ilgili tespitleri hayli ilgi çekici…
‘ÖZERKLİK’LE AÇIKLANAMAZ
“Merkez Bankası’nın politik karar alanını da içeren konularda sadece teknik bir alanmış gibi karar almasını özerklik tartışılır buluyorum” diyen Adnan Bali cümleyi biraz daha yalın hale getirdi: “Ekonomik büyüme, enflasyon dış ticaret açığı cari denge, istihdam gibi bir çok hedef var. Bunların bir kısmı teknik alanın içine, bir kısmı da siyasi alanın içine girer. Tamamının teknik alan olarak tanımlanması Merkez Bankası özerkliğiyle açıklanamaz.”
GÖREV ALANI DEĞİŞMELİ
Adnan Bali ayrıca “Siyasi alanda sorumluluğu olmayanın sözü de olmamalı” diyerek Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Merkez Bankası’na yönelik “Vatandaş, bunun hesabını Merkez Bankası'na sormaz siyasetçi olarak bana sorar” sözlerine de bir gönderme yaptı.
BU ŞARTLARLA YÜRÜMEZ
Bali’nin altını çizdiği nokta şu; Seçimle gelen hükümet, büyüme, istihdam vaatleriyle halka bir program sunar. Bu hedefler teknik alanın cevaz vermesine bağlanacaksa bu ilişkinin yürümesi mümkün değil. İşte tam da bu nedenle ‘siyasi alanda sorumluluğu olmayanın sözü de olmamalı.’
DÜNYADAN AYRIŞIRIZ
Adnan Bali 'özerklik'le ilgili tüm bu tespitleri yaptıktan sonra sözü önümüzdeki iki yeni fırsat penceresine getirdi. Bali’ye göre ilki Başbakan Davutoğlu'nun açıkladığı “Öncelikli Dönüşüm Eylem Planı.”
'KİMİN İŞİNE YARAR'I BIRAK
İkinci olarak da Avrupa Birliği’yle (AB) açılan yeni fasılları gösterdi ve şöyle dedi: “Biz bu ikisini yapabildiğimiz müddetçe dünyadan ayrışacağız. Uzun süredir neyin iyi neyin kötü yapıldığını değil, neyin kime yaradığını konuşur hale geldik. Objektif bir zemin değil. Herkes bundan kendine bir ders çıkarmalı. Türkiye gerçekten reformist bir duruşla gündemini buna yöneltirse bu kısır döngüden çıkarız. Avrupa Birliği anlamındaki gündemi hakim kılarsak bana göre bu ruh halinden de kurtuluruz."
Yüzde 15'in altında özkaynak karlılığı bu sistemi taşımaz
Bankaların ettiği karlar hep çok tartışıldı. Bu noktada Adnan Bali’nin “Bankalar çok kazanıyor” algısına itirazı var. Diyor ki; "Yüzde 2'nin altında aktif kârlılığı ve yüzde 15'in altındaki özkaynak kârlılığı bankacılık sistemini taşımaz. Herhangi bir sektörde yüzde 15-20 olan kâr oranı bankalarda yüzde 10’larda. Yüzde 10’lu seviyelere indirilmiş bir özkaynak karlılığı, bankacılık sisteminin matematiğini çalıştırmıyor. Buharlaştırdığımız, bir yere götürdüğümüz bir kaynak yok. O kârı öz kaynağa ekleyip daha fazla iş yapamadığımız için endişeliyiz. Bankacılığın kâr edip edememe sorunu yok. Bankacılığın fonksiyon görememe sorunu var. “
HÜKÜMETE ANLATACAK
Adnan Bali ayrıca tüm bu noktalarla ilgili Türkiye Bankalar Birliği’nce (TBB) bir çalışma yapıldığını söyledi. Söz konusu çalışma önümüzdeki günlerde hükümete aktarılacak. Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek dahil, her seviyedeki sorumlularla bu konu görüşülecek. 2016’ya dair bir değerlendirme de yapılacak.
%5 için %15 gerek!
Bali’nin banka karlarına yönelik altını çizdiği nokta şu: "Bankacılık stratejik bir sektör. İşini iyi yapamazsa milli menfaatler zarar görür. Yüzde 5 büyüme hedefinde kredi büyümesinin de yüzde 15 olması lazım. Kredi büyümesini biz
Vamık Volkan'dan alıntı
Adnan Bali, Rusya kriziyle ilgili Vamık Volkan’ın şu tespitini hatırlattı: "Reel politik, kişilerin nesnel olmayan yaklaşımlarına sonuna kadar bağlı kalamaz.” Ardından da kendi yorumunu yaptı: "Ben reel politiğin böyle bir uzlaşmazlığı daha fazla derinleştirmediğini görüyorum."
Türk bankaları bu ağırlıkla koşamaz!
İŞ Bankası Genel Müdürü Adnan Bali’nin bankacılıkta uygulanan Basel kriterleriyle ilgili de bir tespiti var. Bugün Türkiye, ilave bir prim ödeyerek dünyadan daha pahalıya sermaye yeterlilik rasyosu satın alıyor. Avrupa, Basel’de bankaların sermaye yeterliliğini yüzde 8 civarlarında belirledi. Biz de yüzde 16-17’ye sabitledik. Benim tabirimle yaşlı ve koşamayan bir atlet, genç bir atlet tarafından geçilmesin diye, genç atlete ağırlık bağlandı. Bu ağırlıkla şimdi koşamıyoruz. Bu durum ülkenin büyüme hızını istihdamını ve 2023 hedeflerine erişimini belirler. Bize düşen de ülke açısından milli olabilecek seçimler yapabilmemiz."
Siyaset hevesi olan elbisesini çıkarsın
Toplumun aşırı siyasallaştığına da vurgu yapan Bali, "Rolü siyasi olmayan insanlar da siyasi mesaj veriyor. Benim rolüm şu; iş dünyasına kaynak sağlayan bir bankanın genel müdürüyüm. Mevduat, kredi, faiz konuşabilirim vs. vs. Siyasetle ilişkim ancak siyasi istikrar, öngörülebilirlik konularında olur. Siyasetin benim rolümle ilgili olmadığını düşünüyorum. Böyle bir hevesi olan, bir zahmet elbisesini çıkaracak. Toplumu da 'âli fikirlerinden' mahrum bırakmayacak" diye konuştu.
ÜÇÜNCÜ HAVALİMANI İÇİMİ SIZLATTI!
Uzun sohbetimizde konu Türkiye’nin dev projelerine de geldi. Adnan Bali, bu noktada bir üzüntüsünü dile getirerek şunları anlattı: Üçüncü havalimanının finansmanına giremedik. Çok üzüldüğüm bir iştir. Çünkü Türkiye’nin gözbebeği bir proje. Türk bankalarınca finanse edilebileceğini, Türk bankalarının da buna gücünün yetebileceğini ilk söyleyen kişi benim. Müzakere ettik, fakat maalesef istenen rakamlara inemedik. Nihat Bey de bunu röportajlarında açık açık söyledi zaten. Ben de kendisine telefon açtım ve bu kadar şeffaf bir şekilde bunu paylaştığı için teşekkür ettim. Bu projede olmamak benim içimi sızlatıyor.