‘Kadın işçi istemem’ diyen patrona da yasa çıkarırız

Aile Bakanı Sema Ramazanoğlu, “Patron ‘esnek çalışan’ istemez, bu sefer hiç kadın istihdam etmez” eleştirilerine yanıt verdi: “Doğuran kadını desteklememiz lazım. Cumhurbaşkanımızın dediği gibi ‘Çok kazanıyorsunuz ama biraz da çok paylaşın... Şu an için kadın istihdamının seviyesini öngören bir düzenlememiz yok ama ihtiyaca binaen bu adım da atılır.''

ŞENAY BÜYÜKKÖŞDERE

senay.kosdere@aksam.com.tr

Savaşlar, göçler görmüş bir ailenin kızı evlenip Anadolu’ya gelir, burada eşiyle birlikte kendine yokluklar içinde yeni bir hayat kurar. 4 çocuğu olur. Maddi, manevi zor günlerdir. Ama aile birlikte dimdik ayakta durmayı başarır. İdealist baba, 4 çocuğuna sürekli ‘okumanız lazım’ der. Anne, ‘iyi tahsil etmeniz, ülkeye faydalı olmanız gerekir’ diye bastırır. İlk kız çocuk tıp fakültesini kazanır, diğer kız kardeşler de arkasından üniversite kapısını aralar. Lisans yetmez, bu kez büyük kız kardeş, ilimi yurtdışında aramak ister; aile yine destekler. 

‘NASIL DAHA FAZLA FAYDALI OLABİLİRSİNİZ’

Yurtdışı eğitiminin ardından iş hayatı başlar, ama aile hala sormaktadır, ‘Bu ülkeye daha nasıl faydalı olabilirsiniz’. Ardından sivil toplum kuruluşlarındaki görevler ve politika gelir. Kafalarda hep ‘ülkeye nasıl daha faydalı olabilirim’ sorusu vardır. İşte bu Anadolu Ailesi’nden yıllar sonra 2 kadın bakan çıkar; Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Dr. Sema Ramazanoğlu ve Aileden sorumlu devlet eski bakanı Selma Aliye Kavaf. Bakan Ramazanoğlu, geçtiğimiz günlerde memleketi Denizli’de, bakanlık ve TOBB’un birlikte, düzenlediği Girişimci Kadınlar Zirvesi’nde hayatına dair bu öyküyü kürsüden anlattı. Girişimci kadınların duygulu dakikalar yaşadığı zirvede, Bakan Ramazanoğlu da annesini ve kaybettiği babasını sahnede anınca gözyaşlarını tutamadı. Bakan Ramazanoğlu, mütevazı bir aileden çıkan iki kadın bakanın başarısını, ailesinin desteğine ve inancına bağlıyor. Uygun ortam olduğu takdirde kadının yapamayacağı herhangi bir şey olmadığına inanıyor. İşte tam da bu sebepten kadının iş hayatında desteklenmesi gerektiğini, ‘anneliğin’ kadın için negatif değil, pozitif bir değer sayılması gerektiğini düşünüyor. Kamuoyunda ‘Aile Paketi’ olarak bilinen yasa tasarısında kadınlara sağlanan esnek çalışmanın ise özel sektör patronları tarafından ‘ülkenin geleceğine yatırım’ olarak değerlendirilmesini istiyor. ‘Ya patronlar bu koşullarda kadın çalışan istemezse’ diye sorduğumuzda ise “Baktık ki bir tıkanıklık var, bu konuda yasal düzenleme de yapılabilir” diye yanıt veriyor. Bakan Ramazanoğlu ile toplumda kadını konuştuk. 

ORTAK NOKTA ÇALIŞMAK ÇALIŞMAK, ÇALIŞMAK

Ortalama bir Anadolu ailesinden 2 kadın bakan çıkması gerçekten çok dokunaklı bir hikaye. Bu başarının bir sırrı var mı? 

Ben kendi hikayemi anlattım, arkamdan başka başarmış girişimci kadınlar kendi hikayelerini anlattılar. Bütün o hikayelerin içinde gördüğümüz ortak nokta çalışmak çalışmak çalışmak. Asla vazgeçmemek, sabretmek. Ve tüm o hikayelerin arkasındaki bir diğer ortak nokta da kişinin arkasında başaracağına inanan biri veya birilerinin olması.  Annesi, babası, kocası, kardeşi.. O inanç da çok önemli. Başaracığınıza inanmanız ve arkanızda size inanan birilerinin bulunması. Böyle bir yola çıktığınızda önünüzde tabii ki zorluklar çıkacak, kaybettiğiniz zamanlar olacak. Ama vazgeçmediğiniz, sabrettiğiniz ve çok çalışmaya devam ettiğiniz sürece muhakkak bir yere geliyorsunuz. Hiçbir başarı tesadüf değil.

Belki yasaya gerek kalmayacak

Patronların tavrına bağlı olarak kadın istihdamının belli seviyede olmasını sağlayacak bir yasal düzenleme gündeme gelebilir mi?

Şu anda yasal bir düzenlememiz yok ama ileride böyle bir ihtiyaca binaen bu adım da atılacaktır. Şu anda tabii ki bunu kamuda başlatıyoruz. 
Esnek çalışma saatleri gerçekten çok ciddi bir adım, devrim niteliğinde bir adım. Bir müddet sonra kamunun açtığı bu yenilikle beraber özel sektör de bu sayede elinin daha güçlendiğini görecektir. Belki hiç yasaya da gerek kalmayacak. Ama baktık ki bir tıkanıklık var, bu konuda yasal düzenleme de yapılabilir. 

Sadece 'iş kadını' değil aynı zamanda 'anne'

Çalışan kadını desteklemek adına çok ciddi çalışmalarınız var, biraz bahseder misiniz… 
Biz yaklaşık 13 yıllık Ak Parti iktidarında kadınlarımız için bu desteği bir yasal zeminde yeni yasalar çıkararak hazırladık. Kadın girişimcinin önümü açmak ve kadınlarımızın gerek finansa ulaşımını sağlamak gerekse hareket alanlarını artırabilmek için çok ciddi adımlar attık, yasal düzenlemeler yaptık. Kadını sadece bir girişimci, iş kadını olarak görmedik. Kadın aynı zamanda bir annedir. Biz kadının anneliğini de göz önünde bulundurduk. Bu konuda mikrokrediyle ilgili yapılan organizasyonlar, kadınlarımıza verdiğimiz destek kredilerimiz, geri dönüşümsüz kredilerimiz eğitimler, sertifika programları, değir taraftan kadınlarla ilgili anneliği de destekleyen doğum sonrası ücretsiz izinler hazırladık. O ücretsiz doğum izinlerindeki geçen süreleri özlük hakları korunuyor. Aynı zamanda sosyal güvence olarak emekliliklerinden de sayılıyor. 

Doğuran kadını ödüllendirmek lazım

Bir yandan da aslında ‘doğuran kadının’ ödüllendirilmesi söz konusu. Neden?
Evet doğuran bir kadını ödüllendirmemiz lazım. Biz 'Kadın anneliğine devam etsin' dedik, bunu ödüllendirmek için birinci, ikinci üçüncü çocuğu doğurduğu takdirde ödül parası verdik. Ve tabii annelere esnek çalışma saatleri getiriyoruz. Çocuklar anneye en çok ihtiyacı olduğu zamanlarda esnek çalışma saatleriyle hem çocuğuna hem işine zaman ayırsın dedik. Çocuğu veya işi yerine, çocuğu ve işi şeklinde devam etsin dedik. Bir dönem yoğun çalıştığınız zaman eğer çocuğunuz da küçükse işinizle çocuklarınız arasında tercih yapmak zorunda kalıyordunuz. 'Çocuklarım çok küçüktü, çok zorlandım ve işimi bıraktım' diyen pek çok kadın hikayesi duymuşsunuzdur. Geçen 5-10 yıldan sonra tekrar işe dönmek istediğinde ise başladığında kendisiyle aynı noktada olan kadınlar ve erkekler çok farklı noktalara gelmiş oluyorlar, kadın da aradaki o zamanı kapatmakta zorlanıyor veya iş hayatından tamamen vazgeçiyordu. İşte artık anneliğinden de işinden de vazgeçmemesi için bu esnek çalışma saatlerini getiriyoruz.

Kazanmak önemli ama...

Kadınlara ‘esnek çalışma’ hakkı verilmesi toplumun her kesiminde aynı derecede kabul görmedi. İşverenler arasında ‘o zaman erkek çalışan tercih ederiz’ veya ‘bunun mali yükünü devlet karşılasın’ diyenler çıktı… 
Özel sektör daima kendi karlılık oranından bakıyor işe. Ama biz bunu önce kamuda uyguladığımızda, bu konuda diğer konularda olduğu gibi öncü, ön açıcı olacağız. Diğer taraftan sayın  cumhurbaşkanımızın G20’de dünyanın gelişmiş ülkelerine, çok kazanan patronlarına söylediği bir şey vardı; ‘çok kazanıyorsunuz ama biraz da çok paylaşın’… Çok kazanmak önemli bir şey amla bir kadının anneliği de çok önemli. Aynı zamanda toplumun geleceği. Yarın öbür gün özel sektör, patronlarımız da konuyu bu şekilde algılayacaklar. Yani sadece kazanmak üzerinden değil. O kadına esnek çalışma saatleriyle bir imkan sağlamak, biraz da toplumun geleceğine yatırım yapmaktır. 

Her aileye bir sosyal danışman

Aile Sosyal Destek Projesi ne aşamada?
Aile Sosyal Destek Projesi (ASDEP) 6 ilimizde bazı ilçelerimizde başladı. Bu projenin temeli her ailenin bir sosyal danışmanı olmasına dayanıyor. Bu çok büyük bir proje ve inşallah 2019- 2023’e kadar bütün Türkiye’de tamamlanmış olacak. Aynen aile hekimliğinde olduğu gibi her ailenin nasıl bir hekimi varsa her ailenin de bir sosyal danışmanı olacak. Danışman ailenin içine girerek, ailenin henüz kendinin dahi farkına varamadığı sorunları görüp, ailenin bu sorunları kendi kendine çözebilmesi için yardımcı olacak.  

Yeni fikirlere kapımız açık

Girişimci desteklerininiz neler?
Gerek TOBB’un yaptığı gerekse bizim bakanlık olarak kadınlara yönelik yaptığımız ADEM’ler Aile Destek Merkezlerimiz, toplum hizmet merkezlerimiz ve hükümetimizde kalkınma bakanlığımızın bünyesinde olan ÇATOM’lar, kadın becerilerini ön plana çıkaracak hizmetler olarak öne çıkıyor. Sivil toplum örgütleriyle de çok önemli adımlar atıyoruz. Kadınlarımızın üretmesi tabii ki çok önemli ama bir yandan da tedarik zincirinin oluşturulması lazım. Yani kadın ürettiğini satabilmeli. Bunun sürekliliği de önem arz ediyor. Bir şey üretiyorsunuz ama bir sattınız, iki sattınız, üçüncüye satamazsanız bunun da bir anlamı yok. Bu tedarik zincirinin oluşturulması için şu anda bir sivil toplum kuruluşuyla da işbirliği halindeyiz. Bu konuda yeni fikirler, yeni düşünceler, yeni açılımlar geliştirecek herkese kapımız, gönlümüz açık. 

Erkeklere de yurt yapacağız

Ailenizin göçü yaşadığını anlattınız. Şu anda da ülkemizde bir göç akımı yaşanıyor. Bu konuda çalışmalar var mı? 
Coğrafyamız zor bir coğrafya. Ülkemizi yol olarak kullanıp Avrupa’ya giden bir göç akımı da var. Şimdi kendi nüfus hareketliliğimize baktığımızda göçler ekonomik nedenler, biz bunun için diyoruz ki insanlar kendi bulundukları yerde üretsinler. Girişimciliği bunun için destekliyoruz. Öteki taraftan kızların veya çocukların eğitim için büyük bir merkeze gitmesine gerek kalmaması için ortaöğretim kız yurtları yaptık ve erkek çocuk yurtları yapmayı hedefledik. 

Kız çocuklarının okullaşma süresi 12 yıla çıkmalı

Kız çocuklarının okullaşma oranlarında bir gelişme var mı?
İstihdamın en önemli temel basamağı eğitimdir. 12-13 yıllık Ak Parti iktidarı döneminde kadınlarımızın okuma yazarlık oranlarını yüzde 85’lerden yüzde 96’lara taşıdık. Kız çocuklarımızın okullaşma süresini de 4.5 yıldan 6.7 yıla kadar taşıdık. Ama bunları asla yeterli görmüyoruz. Diyoruz ki 'Kız çocuklarının okullaşma süresi 12 yıl olması lazım temel eğitimde'. Bunun için şu anda ciddi adımlarımız var.