Rusya, Polonya, Litvanya, Letonya ve Ukrayna'ya komşu olan Belarus, görür görmez insanda "dünyanın en huzurlu ve sakin ülkelerinden biri" olarak gösteriliyor.
Adını uluslararası kamuoyunun daha çok Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki Karabağ sorununu çözmek üzere kurulan AGİT-Minsk grubundan duyduğu ülkenin başkenti Minsk, havayoluyla 2 saatlik mesafede bulunuyor.
DENİZE KIYISI YOK AMA 11 BİN GÖLÜ, 25 BİN NEHRİ VAR
Denize kıyısı olmayan, topraklarının yüzde 40'ı ormanlardan oluşan Belarus'ta 11 bin göl, 25 bin nehir ve çay bulunuyor.
Coğrafi durumu dolayısıyla da ülke Avrupa'nın akciğeri olarak nitelendirilen Belarus, SSCB döneminden kalan semboller, zafer anıtları, geniş meydanları ve uzun bulvarlarıyla da dikkati çekiyor.
"Minskae more" (Minsk Denizi) adlı yapay göl, Peramohi Meydanı'ndaki zafer anıtı, Oktyabrskaya Meydanı'ndaki parlamento binası, Kültür Sarayı ve adı son olarak Özgürlük Meydanı'na çevrilen Ploshcha Nezaleshnastsi'deki KGB binası, başkanlık sarayları, askeri müze, milli kütüphane, Gorki Parkı ve içerisinde birçok ressam ve heykeltıraşın 16 ve 20. yüzyıllara ait sanat eserlerinin bulunduğu müze, bölgede görülmesi gereken yerlerin başında geliyor.
Belarus, stratejik önemiyle de dikkat çekiyor. Minsk'in komşu ülke başkentleri Moskova ile 720 kilometre, Varşova ile 549 kilometre, Kiev ile 530 kilometre, Vilnius ile 183 kilometre ve Riga ile 483 kilometre mesafesi bulunuyor.
İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI SONRASI HIZLI TAMİRAT
2. Dünya Savaşı'nda Almanlar tarafından büyük tahribata uğrayan Minsk, bir zamanlar yıkıma uğrasa da ve Amerika tarafından uygulanan ambargoya maruz kalsa da anıtları, heykelleri ve diğer sanat eserleriyle muhteşem bir şehir görüntüsü veriyor.
Kargaşanın olmadığı kentin düzeni, altyapısı, caddeleri ve gürültü kirliliğinin olmayışı ise gıpta edilecek düzeyde. Ambulans sireni dışında yüksek sesin duyulmadığı kentte, korna sesine rastlamak neredeyse imkansız. Trafik düzeninde tamamen yayaların önceliği esas alınmış. Geniş yolların bulunduğu kentte trafik sorunu bulunmuyor.
HAFTASONU AKIN EDİYORLAR
Belarus, 2008'de yapılan sayıma göre yaklaşık 10 milyon nüfusa sahip. Halkın yüzde 70'i şehirlerde, yüzde 30'u köy ve kasabalarda yaşıyor.
Başkent Minsk ise yaklaşık 2 milyon kişiyi barındırıyor. Halkın 5’te birinden daha fazlasının ikamet ettiği başkent, dingin ve telaşsız görüntü verse de bu durumun hafta sonları eğlence, alışveriş ve gezi amacıyla gelenlerle değişiyor. Adeta her köşe başında kumarhane, disko, gece kulübü, restoran ve kafe bulunan başkente, çevre illerden akın akın insan geliyor.
KADINLAR HAYATIN HER ALANINDA
Belarus'ta, kadın nüfusun tramvay ve otobüs şoförlüğü dahil her türlü alanda çalışması dikkati çekiyor. Resmi dili Belarusça ve Rusça olan 10 milyon nüfuslu ülkede halkın ezici çoğunluğu, Ukraynalıların aksine günlük yaşamda Rusça konuşmayı tercih ediyor.
Ülkede eğitim Rusça veriliyor, Belarusça ise ders olarak okutuluyor. Belarusçaya sadece devlet kurumlarının tabelalarında veya ulaşım araçlarındaki anonslarda yer verildiği ifade ediliyor. Belarus, SSCB döneminde olduğu gibi yine kültür merkezi konumunda. Ülkede bulunan 55 üniversitenin 33’ü başkentte yer alıyor. Minsk’te 450 bin üniversite öğrencisi eğitim görüyor ve halkın yüzde 99'unun üniversite mezunu olduğu belirtiliyor.
İŞSİZLER VERGİ ÖDÜYOR
İşsizliğin yüzde 1 olduğu ülkede asgari ücret 100 dolar ancak halkın 300 dolardan aşağı kazanmadığı ifade ediliyor. Bu arada, Belarus'ta işsizler, devlete yük oldukları için vergi ödüyor. Yeni yürürlüğe girecek yasalara göre, kadınların emeklilik yaşının 55’ten 58’e, erkeklerin 60’tan 63 yükseleceği belirtiliyor.
Ülkede 25 bin köy bulunduğu, çok sayıda köyün 10-15 haneden oluştuğu ve köylerden kente göçün arttığı aktarılıyor. Nüfusun yüzde 80'i Beyaz Ruslardan yüzde 10'u Ruslardan diğerleri ise Tatar ve diğer milletlerden oluşuyor. Ülkede 2. Dünya Savaşı öncesi 4 dilin konuşulduğu kaydediliyor. Belarus’un nüfusunun yüzde 70'i Ortodoks, yüzde 20'si Katolik ve Protestan, yüzde 10’u da Müslüman, Yahudi ve diğer inançlara mensup kişilerden oluşuyor. (AA)