İHA'larla yeni taaruz modeli: Hem keşif hem imha

Terörle mücadelede yerli imkanlarla geliştirilen İnsansız Hava Araçları’nın daha etkin kullanılacağı yeni bir taarruz modeline geçiliyor. Bulut üstünde İHA ve SİHA’ların, altında ise gözcü drone’ların tespit ettiği hedefler, F-16’ların nokta atışıyla imha edilecek.

1

Türkiye, çok katmanlı harp stratejisiyle göklerde boşluk bırakmamak için hamlelerini yoğunlaştırdı. Keşif amaçlı ya da silahlı insansız hava araçlarının (SİHA) yurtiçi ve yurtdışı operasyonlardaki başarısıyla hava gücünün önemi iyiden iyiye fark edilince, geleceğin savaşlarında üstünlüğü başkasına kaptırmama amacıyla çalışmalara hız verildi. Sahadaki bütün araçların aynı ağ üzerinden yönetildiği, radar keşif bilgilerinin bir tek merkezde toplanıp buna göre strateji üretildiği, gelen tehdidi bertaraf etmek için hangi silahın kullanılacağına milli yazılımların karar verdiği ve operasyon bölgesine taarruz sırasında uzaydan komut gönderildiği işlevsel bir sistemin inşasına çalışılıyor.

AĞ MERKEZLİ HARP

Alçak irtifada gözcü ve kamikaze drone’ları, daha yüksek irtifada ANKA ve BAYRAKTAR İHA/SİHA’ları, yakın hava desteğinde taarruz helikopteri ATAK, hafif taarruz uçağı HÜRKUŞ, yüksek irtifada F-16, F-4 ve envantere girdiğinde Milli Muharip Uçak ile HÜRJET araçları, gökyüzünde takım halinde görev alacak. Adeta ‘insansız uçak’ işlevi görecek AKINCI SİHA da değişik irtifalarda düşmanın korkulu rüyası olacak. Hava katmanları arasında koordinenin sağlandığı ‘ağ merkezli harp’, terörle mücadelede başarıyı en üst seviyeye çıkaracak ve kazanılan işlevsellik operasyon maliyetini de düşürecek. Havadan ihbar ve kontrol (HİK) uçakları yüksek irtifada yeryüzüne doğru radarlarını çalıştırırken, bilgilerin iletildiği ‘network’, Türkiye’deki tüm kara, hava ve deniz araçlarına hayati öneme haiz istihbaratı sağlayacak.

ÖNCE S-400, SONRA HİSAR

Ağ merkezli harbin unsurları yalnızca hava araçlarından ibaret değil. Karada konuşlu savunma sistemleri de güvenli şebekenin en önemli caydırıcı unsurları olacak. Rus S-400 hava savunma sistemiyle birlikte Türkiye, uzun menzil hava savunması konusunda rahatlayacak. 2019’da ilk teslimatı yapılacak S-400’lerin ardından milli hava savunma sistemleri HİSAR-O ve HİSAR-U’ların da sonraki yıllarda envantere girmesi bekleniyor. İstihbaratta uydu verilerinin de eklenmesiyle birlikte gökyüzünde savunma ve taarruz katmanları tamamlanacak.

Sürü halinde saldırı

Gözcü drone sistemleri, özellikle kötü hava koşullarında bulut altı gözetlemesinde öne çıkıyor ve kritik görevler üstleniyor. İHA ve SİHA sistemlerinin bulut altına inmesinin risk olarak görüldüğü durumlarda bu görevi gözcü mini İHA’lar üstlenecek. Bu tip araçlar başarıyla kullanıldığında sınır ötesi harekâtlarda, radar sistemlerini delerek operasyon bölgesine kolaylıkla sızabiliyor.

Halen Kara, Hava ve Deniz Kuvvetleri’ne teslimatları devam eden kamikaze Kargu ile Alpagu, mühimmat yüklü saldırı araçları olarak kullanılıyor ve güvenlik güçlerinin operasyon kabiliyetini artırıyor. Türkiye, alçak irtifada çoklu drone harekâtı ve hatta sürü halinde saldırı yeteneğine çok yakın bir gelecekte sahip olacak. Aynı anda yüzlerce uçan bomba, tespit edilmiş hedefleri takip ederek onu şaşmaz biçimde imha edecek.

Yakın keşif

ANKA ve BAYRAKTAR İHA/SİHA’ları üretim bandından çıkarak hızla Türk Silahlı Kuvvetleri envanterine giriyor. Kara, Hava ve Deniz Kuvvetleri bünyesinde teknoloji harikası bu araçların sayısı her geçen gün artıyor. Bir yandan da alçak irtifa devriyesi için daha ufak boyutlardaki mini İHA’lar kullanıma sokuluyor. Aselsan üretimi Serçe mini İHA, alçak irtifada uçarak topladığı istihbari görüntülerle Afrin’de ilerleyişini sürdüren güvenlik güçlerinin öncü gözü olarak kullanılmıştı. Mini İHA’lar arasında sadece gözetleme değil, operasyon da icra edecek ‘kamikaze İHA’lar da gelecek vadediyor. STM üretimi kamikaze İHA’lar Kargu ve Alpagu, ayrıca onları havada yöneten Togan, cephede Mehmetçiğin vazgeçilmezleri olacak. Önümüzdeki süreçte envantere daha çok sayıda Serçe ve Togan gibi gözcü drone’larla diğer kamikaze araçların katılması bekleniyor.

Destan yazmıştı
Yaklaşık 8 kilometre irtifaya çıkıp bulutların üzerinde görev yapan silahlı İHA Bayraktar, Afrin’deki Zeytin Dalı Harekâtı sırasında risk alarak bulut altına inmişti. Raco dağına ilerleyen TSK unsurlarına yönelik 1027 rakımlı tepede 10 askerin şehit düştüğü PKK saldırısında Bayraktar SİHA, bulut altına inerek yerden görülebilir hale gelmiş ancak operasyor süresince teröristleri tam isabet bombalamıştı. 70 teröristin 34’ü SİHA tarafından etkisiz hale getirilmişti. Çok daha büyük sonuçları olacak bir saldırı planlayan teröristler bu taktik hamleyle kaçmak zorunda kalmış ve risk alan SİHA, Raco’da destan yazmıştı.

Kement’le gönder gelsin
Askeri birliklerin, hedefe gönderilen füze ile sürekli iletişim halinde kalması için çok önemli bir aşama kaydedildi. Milli akıllı mühimmatlar, seyir füzeleri ve hava platformları için geliştirilen ve ağ destekli harekât için önemli bir altyapı sağlayan Kement Projesi’nde fabrika kabul aşaması başarıyla tamamlandı. Meteksan Savunma öncülüğünde 2013 yılında başlayan projede TÜBİTAK SAGE, ROKETSAN, TÜBİTAK BİLGEM ve MilSOFT da alt yüklenici olarak görev aldı. ‘Kement’ kısaca, taktik veri linki, ağ destekli harekâtın yönetimini destekleyen, muharebe sahasındaki komuta kontrol, hava aracı, silah ve görev sistemleri gibi birçok birimler arasında gerçek zamanlı karşılıklı ses, görüntü, yazılı mesaj, durum bilgisi, dosya gibi verilerin aktarımını sağlayan kablosuz haberleşme sistemi olarak tanımlanıyor.

GÖREV GÜNCELLENİYOR
Kement Projesi ile geliştirilen taktik veri linki, öncelikli olarak yüzlerce kilometre ötedeki hedeflerin etkisiz hale getirilmesi için kullanılan seyir füzelerinde yer alıyor. Füzenin fırlatılmasıyla hedefine ulaşması arasında geçen zamanda hedefin yer değiştirmesi ya da çevresine başka unsurların gelmesi gibi farklılıklar oluşabiliyor. Bu nedenle seyir füzelerinin atıldıktan sonra görev parametrelerinin güncellenmesi gerekiyor. Böylece hedef bölgesindeki değişimlere göre, füzenin görevinde değişiklikler yapılabiliyor, füze başka bir hedefe yönlendirilebiliyor ya da görev iptal edilebiliyor. Tüm bu operasyonlar füze ve ilgili hava platformu üzerinde bulunan Kement terminalleri sayesinde gerçekleştiriliyor.

KONTROL, İSTENİRSE BAŞKASINA GEÇEBİLİYOR
Proje ilk olarak seyir füzeleri ve hava platformları için gerçekleştirilmiş olmakla birlikte, ağ destekli harekât için de önemli bir altyapı sağlıyor. Bu konseptle aynı veri linkini kullanan tüm unsurlar, eş zamanlı olarak aynı ağ üzerinden iletişim kurabiliyor. Örneğin, füze uçak tarafından ateşlendikten sonra, uçağın iletişim menzilinden çıksa dahi ağda yer alan başka bir kara, deniz ya da hava unsuru üzerinden kontrol edilmeye devam edilebiliyor. Böylece seyir füzeleri için çok yüksek menzillere ulaşmak mümkün olabiliyor. Ayrıca füze, hedefle ilgili bilgileri iletebiliyor, ağdaki tüm unsurlar da seyir füzesinin sağladığı bu bilgileri görebiliyor. Bunları mümkün kılan taktik veri linkleri hem seyir füzelerini ağ destekli birer silah haline getiriyor hem de farklı deniz, hava, kara platformlarına entegre edilerek tüm bu platformların birbiriyle konuşmasını sağlayıp ağ destekli harekatın iletişim katmanını oluşturuyor.

(Yeni Şafak)