DHA
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank 'Makine Zirvesi'nde yaptığı konuşmada, "Makine sektörü için reel ekonominin lokomotifi dersek yanlış olmaz. İthal ettiğimiz kritik ürünlerin Türkiye'de üretilmesi için büyük bir atılım içerisindeyiz. Servo motorlar, CNC tezgahlar gibi ithal edilen birçok ürün artık yerli ve milli imkanlarla üretiliyor. Sektör temsilcilerine müjde verelim. Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı'nın Üretimde Yapısal Dönüşüm Çağrısı değerlendirme sonuçlarını yarın açıklayacağız" dedi.
DHA'dan alınan habere göre, Türkiye Makine Federasyonu (MAKFED) tarafından Şişli'deki bir otelde düzenlenen 'Makine Zirvesi' bugün gerçekleşti. Zirveye, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer- Landrut, TİM Başkanı Mustafa Gültepe, MAKFED Başkanı Adnan Dalgakıran ve MAKFED dernek üyeleri katıldı. Zirvede, yeşil ve dijital dönüşüm konuları tartışıldı.
Zirvenin sanayi ve Türkiye için hayırlı olmasını dileyerek konuşmasına başlayan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, "Ekonomilerin küçüldüğü ya da yerinde saydığı 2020 ve 2021 yıllarında Türkiye, gösterdiği büyüme performanslarıyla OECD ve AB ülkeleri arasında ilk sıralarda yer aldı. Bu yılın ilk çeyreğindeki yüzde 7,3'lük büyüme de bu serinin rastlantı olmadığını ispatladı. Global tedarik zincirlerinin koptuğu bir dönemde, güçlü sanayimiz önemli işlere imza atarak Türkiye'nin alternatif bir üretim üssü olabileceğini tüm dünyaya gösterdi. Bunun en somut göstergesi de her ay yeni bir rekor kıran ihracatımız" dedi.
Bakan Varank, "12 aylık ihracatımız 242 milyar doları aştı. Bu başarıdaki aslan paylarımızdan biri de makine sektörümüze ait. 18 bin 300 firma ile faaliyet gösteren sektör, 23 milyar doları aşan performansıyla 2021 yılında en fazla ihracat yapan sektörlerden biri oldu. 2022 yılında bu rakamın 27 milyar dolara ulaşacağını öngörüyoruz. Yüksek ihracatın yanında, makina sektöründe 35 milyar doları bulan bir ithalat var. Bu durum bizler için ciddi bir bağımlılık oluşturuyor, ekonomimiz üzerinde ciddi bir yük oluşturuyor" ifadelerini kullandı.
Üreterek ihracat yapma mecburiyetimizin altını çizen Varank, "Doğal kaynaklar bakımından zengin bir ülke değiliz. Keşke bizim de petrolümüz doğalgazımız, en azından bize yetecek kadar olsaydı. Biz bu cari açığı enerji sebebiyle dışarıya vermeseydik. Karadeniz'de bulduğumuz gaz keşfinin bizi farklı bir noktaya taşıyabileceğini de görebiliyoruz. Şu an için tüketimimizin 10'da 1'lerini 10'da 2'lerine gelen bir rakamı keşfetmiş bulunuyoruz ama bu rakamın oluşturacağı etkinin de farkındayız. Filyos'a gittik ve oradaki sahada yapılan çalışmaların tamamının makinelerle ilişkili olduğunu gördük" diye konuştu.
Bakan Varank, "İthal ettiğimiz kritik ürünlerin Türkiye'de üretilmesi için büyük bir atılım içerisindeyiz. Bu bağlamda Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı'na makine sektörü ile başladık. Makine sektörü çağrısı kapsamında 20 projeye 2 milyar liralık destek kararı açıkladık. Bu projelerin hepsi stratejik öneme sahip ürünlerin Türkiye'de üretilmesini hedefliyor. Servo motorlar, CNC tezgahlar gibi ithal edilen birçok ürün artık yerli ve milli imkanlarla üretiliyor" dedi.
Makine sektöründeki üretimin diğer sektörlerde girdi olarak kullanıldığına dikkat çeken Bakan Varank, makine sektörü için reel ekonominin lokomotifi benzetmesi yaptı.
Varank, "Yine, hamle programının bir diğer ayağı olan Üretimde Yapısal Dönüşüm çağrısı da makine sektöründeki firmalarımızın yoğun ilgi gösterdiği bir çağrı oldu. Hazır sektör temsilcileri buradayken bir müjde verelim. Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı'nın Üretimde Yapısal Dönüşüm Çağrısı değerlendirme sonuçlarını yarın açıklayacağız" ifadelerini kullandı. Bakan Varank, yatırım, üretim ve istihdam yapıldıkça herkesin yanında olmaya devam edeceklerini de belirtti.
Makine sektörünün ve sanayinin rekabetçiliğini belirleyecek konulardan birinin de yeşil dönüşüm olduğunu dile getiren Varank, "Kalkınma açısından ekonomik büyüme artık tek başına yeterli değil. Bu büyümenin sürdürülebilir ve çevreye saygılı olması kalkınma açısından önemli bir kriter. Nitekim Avrupa Birliğinin Yeşil Mutabakat kapsamında uygulamayı planladığı sınırda karbon düzenlemesi de bunu öngörüyor. Kısaca özetlemek gerekirse aslında AB şunu diyor: Üretirken doğada karbon izi bırakıyorsanız, AB ülkeleri sizden yapacağı tedariğe ekstra vergiler getirecek ya da sizden tedariği tamamen kesecek. Dolayısıyla, önümüzdeki dönemin kazananları, yenilikçi yöntem ve teknolojilerle ekonomisinde yeşil kalkınma devrimini başaran ülkeler olacak. Biz de zaten iklim değişikliğiyle mücadele konusundaki kararlılığımızı Paris İklim Anlaşması'nı imzalayarak gösterdik. Benzer şekilde, Avrupa Yeşil Mutabakatına uyumla ilgili gerekli tüm hazırlıkları sürdürüyoruz. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak da bu süreci doğru şekilde yönetmek; fırsatları değerlendirerek ülkemizi daha rekabetçi konuma taşımak üzerimize düşen ne varsa yerine getirmekte kararlıyız" dedi.
Varank, "Avrupa Birliği bu işe öncülük ediyor ama burada kendi ekonomisini ve kendi sanayisini korumak istediği gerçeğini de göz ardı etmeyeceğiz. Sayın Büyükelçi kusura bakmasın ama gerçekten burada yapılan işlerde bizim bir adım önde olmamız gerekiyor. Standartların belirlenmesi sürecinde bir adım önde olmamız gerekiyor. Bu alanlarda ne kadar çok teknoloji üretebilirsek ne kadar çok yeni inovatif işleri ortaya çıkarabilirsek bir adım önde olduğumuzu da bilmemiz gerekiyor. Yoksa iş sadece karbon iziyle ilgili olsaydı ben isim vermeyeceğim ama bugün dünyadaki karbon salınımının yarısını sadece bir ülke gerçekleştiriyor. O ülkedeki Avrupa yatırımlarına baktığınızda sadece Almanya'nın 200 milyar eurodan fazla o ülkede yatırımları var" diye konuştu.