İngiliz The Guardian Gazetesi’nin haberine göre, Sudan’dan yeni bir paralı asker dalgasının Libya’ya geldiği ve BM tarafından tanınan meşru Ulusal Mutabakat Hükümeti’ne (UMH) karşı savaşan darbeci general Halife Hafter’in saflarına katıldı. Haberde bu durumun, taraflar arasındaki çatışmayı, bölgenin istikrarını sarsacak uluslararası bir savaşa dönüştürebileceği belirtildi. Libya’daki Sudanlı milis güçlerin komutanlarının son aylarda yüzlerce kişinin savaşmak üzere ülkeye geldiğini söyledikleri de aktarıldı. Paralı asker dalgasıyla gelenlerin pek çoğunun, Sudan’da devrik lider Ömer el-Beşir rejimine karşı savaşanlardan oluştuğu, bazılarının da Darfur bölgesindeki savaşta yer aldığı ifade edildi. Gazeteye göre, kendileriyle görüşülen komutanların hepsi, ülkelerine dönüp Beşir rejiminin yıkılmasından sonra iktidara gelen geçiş hükümetine karşı savaşmak istediklerini belirtti.
HALİHAZIRDA 3 BİN MİLİS VAR
Libya’nın güneyinde konuşlanan söz konusu güçlerin komutanlarından biri “Halihazırda Libya’da en az 3 bin Sudanlı milis var” dedi. Hafter, Trablus saldırısıyla üst seviyeye çıkan insan kaynağı ihtiyacının bir kısmını müttefiklerinin sağladığı finansmanla, paralı askerlerden karşılıyor. Bu paralı askerler arasında Sudan Bağımsızlık Ordusu ve Sudanlı Cancavid Milisleri yer alıyor. Hafter, 4 Nisan’da da Trablus’u ele geçirmek için birliklerine saldırı emri vermiş aylardır devam eden saldırılara karşı koyan UMH birlikleri de Burkan el-Gadab Operasyonu’nu başlatmıştı.
TÜRK GAZETECİLERE ROKETLİ SALDIRI
Libya’da gelişşmeleri takip eden Habertürk ekibi saldırıya uğradı. Cephe hattında sunucu Mehmet Akif Ersoy ve kameraman Hasan Dönmez’i taşıyan araç kurşunların hedefi oldu ve camları kırıldı. Türk gazetecileri hedef alan bir roketin ise şans eseri aracın hemen önüne düştüğü öğrenildi.
EASTMED PROJESİ SÜRDÜRÜLEMEZ
Rum Hidrokarbon uzmanı Haralambos Ellinas, Yunanistan, İsrail ve Rum yönetiminin, Türkiye ile Libya arasında imzalanan deniz yetki alanları anlaşması sonrasında 2 Ocak’ta imzalanacağı açıklanan Doğu Akdeniz Boru Hattı Projesi’nin (EastMed) sürdürülebilir olmadığını; ekonomik ve siyasi açıdan uygun görülmediğini belirtti.