Kaşıkçının öldürüldüğünün Riyad yönetimi tarafından itiraf edilmesinin ardından atılan adımlar ise "Cinayeti Muhammed bin Selman'ın çevresine ödetme" girişimi olarak değerlendiriliyor.
AA muhabirine konuşan Mısırlı gazeteci Saliha Allam, Suudi yönetiminin çok korkunç bir cürüm işlediğini ve bunun Suudi Arabistan'daki diktatörlüğün açık bir göstergesi olduğunu belirtti.
Veliaht Prens Bin Selman'ın üst düzey 5 yetkiliyi görevinden aldırttığı ve adı açıklanmayan diğer 18 kişi hakkında ise tutuklama kararı çıkarttığını kaydeden Allam, "Veliaht Prens olaydan sıyrılabilmek için etrafındaki insanları kurban etmekte ve işlenen cinayetin cezasını çevresine ödettirmektedir. Bundan sonra Suudi Arabistan halkı, muhalifler ve hatta rejim yanlıları bile iktidarı elinde bulunduran elitlerin neler yapabileceğini tahmin dahi edemez." dedi.
- Veliaht Prensi suçlamalardan uzak tutma ve koruma girişimi
Mısırlı siyasetçi Megdi Hamdan da Suudi Arabistan yönetiminin bazı üst düzey yetkilileri görevden almak ve 18 kişiyi tutuklamak suretiyle önümüzdeki günlerde ortaya çıkacak yeni gelişmelerin önünü almayı hedeflediğini ifade etti.
Riyad yönetiminin bu tutumunun, Türkiye ve Amerika'dan yapılan, "sorumluların hesaba çekilmesinin gereği" yönündeki açıklamaları doğruladığının bir işareti olduğuna değinen Hamdan, "Atılan adımlar dünya kamuoyunu Veliaht Prens Muhammed bin Selman'a yapılan suçlamalardan uzak tutma gayretidir." diye konuştu.
- "Türkiye, krizi gayet iyi bir şekilde yönetti"
Mısırlı araştırmacı yazar Mustafa Zahran ise konunun Türkiye-Suudi Arabistan ilişkilerini aşarak uluslararası bir mesele haline geldiğini ve Türkiye'nin süreci siyasi olarak çok iyi yönettiğini söyledi.
Türkiye'nin Kaşıkçı meselenin daha çok cinai ve yargı yönünü öne çıkardığını vurgulayan Zahran, bunun Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğunun ve bu yönüyle diğer Ortadoğu ülkelerinden hukuk alanında çok daha fazla mesafe kat ettiğinin göstergesi olduğunu dile getirdi.
"Körfez ortaklığı Kaşıkçı meselesinden sonra eskisi gibi olmayacaktır"
"Türk yetkililer olayın başından beri gerek Suudi Arabistan ile iletişimde ve gerekse kamuoyuna yapılan açıklamalarda son derece tutarlı ve sakin bir tutum izledi. Krizi gayet iyi bir şekilde yönetti." diyen Zahran, Suudi Arabistan'ın ise bu süreçte aynı tutarlılığı gösteremediğini vurguladı.
Zahran, şunları kaydetti:
"Türkiye'nin Kaşıkçı meselesindeki istikrarlı tutumu Mısır'ın da içinde yer aldığı Suudi Arabistan, Bahreyn ve Birleşik Arap Emirlikleri'nden (BAE) oluşan Körfez ortaklığını sarsmıştır. 'Körfez ortaklığı' Kaşıkçı meselesinden sonra eskisi gibi olmayacaktır. Muhammed bin Selman tarafından yönlendirilen Türkiye aleyhtarı medya da bu süreçte başarısız olmuştur."
- Cemal Kaşıkçı kimdir?
Cemal Kaşıkçı, 13 Ekim 1958'de Suudi Arabistan'ın Medine kentinde dünyaya geldi. İlk ve orta eğitimini Suudi Arabistan'da tamamlayan Kaşıkçı, ABD'deki Indiana State Üniversitesi İşletme Bölümü'nden mezun oldu.
Sonrasında ülkesine dönerek gazetecilik yapmaya başlayan Kaşıkçı, Ukaz, Şark'ul Evsat ve El-Hayat gazetelerinde çalıştı.
El-Medine gazetesinde editörlük yapan Kaşıkçı, 1990'lı yıllarda Afganistan, Cezayir ve Kuveyt ile Ortadoğu haberlerini yakından takip etti. Eski El Kaide lideri Usame bin Ladin ile de röportajlar yapan Kaşıkçı, ülkesinin ünlü gazetecilerinden biri oldu.
El-Vatan gazetesinin 2004 yılında Yazı İşleri Müdürlüğünü yapan Kaşıkçı, kısa süre sonra bu görevden alındı.
?Kaşıkçı daha sonra İngiltere ve ABD'de Suudi Arabistan Büyükelçiliği yapan Prens Turki el-Faysal'ın danışmanlığına getirildi.
2007 yılında tekrar El-Vatan gazetesinin başına getirilen Kaşıkçı, 2010'da herhangi bir sebep gösterilmeden yine bu görevden alındı.
Suudi Arabistan'da meydana gelen gözaltı kampanyalarının ardından makaleleri yasaklandı. Bu olayların üzerine Kaşıkçı, görüşlerini bağımsız bir şekilde ifade edebilmek için kendi tercihiyle Eylül 2017'de ABD'ye gitti.
Kaşıkçı, ABD'de "Washington Post" gazetesi ve Twitter hesabı üzerinden görüşlerini ifade etmeye başladı.
Cemal Kaşıkçı'nın "11 Eylül 2001'den sonra Suudi Arabistan-kritik ilişkiler", "Arap Baharı-Müslüman Kardeşlerin Zamanı", "Suudi piyasasının işgali" isimli kitapları bulunuyor.
(AA)