ABD'de oldukça çekişmeli geçen ve birçok gözlemcinin beklentisinin aksine Donald Trump'ın zaferiyle sonuçlanan başkanlık seçimlerinin sonuçları ile iç ve dış politikada yol açması muhtemel değişiklikler tartışılmaya devam ediyor. Trump'ın seçim kampanyası sırasında Barack Obama tarafından izlenen dış politikayı kıyasıya eleştirmesi ve bu alanda önemli değişikliklere gideceğini açıklaması, özellikle seçimleri kazanması durumunda P5+1 ülkeleri ile İran arasında imzalanan nükleer anlaşmayı 'yırtacağını' belirtmesi, Trump döneminde ABD-İran ilişkilerini merak konusu haline getirmiş durumda. İstanbul Medipol Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Halil Kürşad Aslan, konuyla ilgili sorularımızı yanıtladı.
MÜZAKERELERDE GERİYE GİDİŞ SİNYALİ VAR
Trump'ın yeni yeni şekillenen kadrosuna atanması kesinleşen isimlerden şahin bir tutum sergileyenlerin beyanatlarına bakıldığında İran ile ilgili ortak bir tutumun izleri görüldüğüne dikkati çeken Aslan, “İran ile imzalanan nükleer anlaşmaya yönelik genelde eleştirel bir tutum dikkat çekiyor. Muhtemel davranış şekli olarak yeni ve ikna kabiliyeti daha fazla olacak ekonomik yaptırımların tesis edilebileceğinden söz edebiliriz. Seçim kampanyasında nükleer anlaşmanın yeterince sert olmadığını ve yaptırım gücünün yetersiz olduğunu savunan Trump yeniden müzakere masasına oturulacağını ve diğer taraflarla (BM Güvenlik Konseyi'nin 5 üyesi ve ilaveten Almanya) istişare edileceğini söylemişti. Trump seçim kampanyası sırasında “İran bize teşekkür mektubu göndermeli çünkü tüm zamanların en aptalca anlaşmasına onay verdik” diyerek Başkan Obama ve ekibi ile dalga geçmişti” hatırlatmasında bulundu.
BATILI ŞİRKETLERE KISITLAMA YOLDA
ABD'nin Hazine ve Ekonomi Bakanlığı'nın İran ekonomisi üzerinde ilave baskı oluşturacak şekilde tedbirler almasının muhtemel olduğuna dikkati çeken Aslan, “İran ekonomisi üzerinde ciddi bir güce sahip olan İran Devrim Muhafızları Konseyi'nin (İDMK) etkisinin kırılmasına yönelik baskı uygulanabilir. Bunun için Batılı şirketlerin İran pazarına girmesi ve yatırım yapmaları kısıtlanabilir. Halihazırda İDMK'nin yüzde 50 veya daha fazla hisse sahibi olduğu şirketlerle iş yapan yabancı şirketlere yaptırım uygulanmaktadır” ifadelerini kullandı. Bu kuralı delmek için İDMK denetimindeki şirketlerin hisse devri ve sahte ortaklıklar ile yasal durumlarını farklı bir konuma getirdiğine dikkati çeken Aslan, şunları söyledi: “İş dünyasını çok iyi bilen Trump'ın İDMK tarafından delinen yüzde 50 kuralı ve yaptırım kabiliyetine daha zekice planlanmış bir kural ile karşılık vermesi bekleniyor.”