Mehmet Hakan Atilla ABD'de yargılandığı davada ifade verdi

Halk Bankası eski Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla, ABD'de yargılandığı davada ifade verdi.

New York'ta tutuklu bulunan Halk Bankası eski Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla'nın yargılandığı davada savunma makamının tanıklık yapan FETÖ mensubu firari eski Komiser Yardımcısı Hüseyin Korkmaz'ın "çalıntı deliller sunması" ve "yanlış ifade vermesi" nedeniyle "davanın hükümsüz kılınması" talebi reddedildi.

Atilla'nın ifade vermeye başladığı duruşmanın 14. gününde öğleden sonraki oturumunda Yargıç Richard Berman savunmanın "davanın hükümsüz kılınması" talebine ilişkin kararını açıkladı.

Berman, ABD'de yargıçların "davanın hükümsüz kılınma" talebini incelerken "çok temkinli" davrandıklarını belirterek, kendisinin de bu talebi "titizlikle ve dikkatle" incelediğini ileri sürdü.

Atilla'nın "adil" yargılandığını ve profesyonel avukatlar ve çevirmenler kullandığını belirten Berman, FETÖ mensubu firari eski Komiser Yardımcısı "Hüseyin Korkmaz'ın ifadesinin Atilla'ya yardımcı olduğunu" savunarak, böyle bir karar aldığını belirtti.

SAVUNMADAN SUÇLAMALARIN DÜŞÜRÜLMESİ TALEBİ

Savunma makamı, mahkemeye yeni bir dilekçe sunarak, delil yetersizliği nedeniyle Atilla'ya yönelik tüm suçlamaların düşürülmesi talebinde bulundu.

Bunun üzerine Yargıç Berman, savcılıktan cumartesi günü yerel saat ile 17:00'a kadar mahkemeye bir dilekçe sunmasını istedi ve kararını daha sonra açıklayacağını söyledi.

Dilekçede, savcılığın, Atilla'nın Sarraf'ın işlediği suçlarla bir bağlantısı olduğunu kanıtlayamadığına dikkat çekildi.

Ayrıca Atilla'nın avukatlarından Cathy Fleming mahkemeye verdiği dilekçede bu davaya bakan ve Atilla'nın New York'ta JFK Havalimanında tutuklandığında müvekkilini sorgulayan Federal Soruşturma Bürosu (FBI) ajanı Jennifer McReynolds'ın ifade vermesi talebinde bulunmuştu.

"SARRAF'IN YALAN SÖYLEDİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM"

Dün (Cuma) öğleden sonra ifade vermeye devam eden Atilla, 4 Ekim 2012 tarihinde İranlı petrol yetkilileri, Halk Bankası eski Genel Müdürü Süleyman Aslan ve iş adamı Rıza Sarraf arasında geçtiği iddia edilen toplantıya katılmadığını söyledi.

Atilla, ayrıca, 8 Ekim 2012 tarihinde Aslan'ın bulunduğu toplantıda kendisinin yer almadığını belirtirken, Sarraf'ın kullandığı altın ve sahte gıda ihracatı yöntemlerinin konuşulduğu veya bu sistemlerin dizayn edildiği toplantılarda da bulunmadığını vurguladı.

Sarraf'ın, kendisi, Aslan ve Atilla arasında geçen bir toplantıda hayali gıda ticaretini bu 3 kişinin dizayn ettiği iddiasına da yanıt veren Atilla, Sarraf'ın bu tarihi hatırlayamadığına dikkati çekerek, "Öyle bir toplantı olmadı. Ama bir insanın böyle bir sistem dizayn edip de tarihini hatırlayamamasını anlayamıyorum. Kendisinin yalan söylediğini düşünüyorum." dedi.

Sarraf'ın iddia ettiği gibi 10 Nisan 2013'te Süleyman Aslan'dan talimat almadığını belirten Atilla, "Beni hiç kimse yasal olmayan bir iş için aramadı. O belirtilen saatte ailemle beraber uçakta (İstanbul-Barcelona) idim. Benimle ilgili insanlar zihnimi okuyup ne söylediğimi konuştular burada. Ben burada başkalarının ne söylemek istediğini söylemek istemiyorum. Onların yaptığını yapmak istemiyorum." şeklinde konuştu.

İran Milli Petrol Şirketinin (NIOC) Sarraf'ın Halk Bankasında bulunan hesabına transfer yapmayı talep ettiğini kaydeden Atilla, bu talebin İran üzerindeki yaptırımlara uygun olmadığı gerekçesiyle Halk Bankası tarafından Mayıs 2013 tarihinde reddedildiğini söyledi.

Hakan Atilla, İran yaptırımları kapsamında Halk Bankasının bir çok işlemi reddettiği bilgisine de yer verdi.

Atilla, Onur Air'in İranlı bir iş adamına satılmasının gündeme geldiği dönem ödemenin yapılacağı kişinin Babek Zencani olduğunun öğrenilmesi üzerine, bu kişinin yaptırımlar listesinde olmasından dolayı, Halk Bankası'nın bu işlemi reddettiğini vurguladı.

Halk Bankası eski Genel Müdür Yardımcısı Levent Balkan'ın istifa ettikten sonra yerine Hakan Aydoğan'ın göreve başladığını belirten Atilla, "Levent Balkan’ın işten atılmadığını iyi biliyorum.Onun hakkında Sarraf’ın ifadelerini dinledim, çok üzüldüm." dedi.

ATİLLA DUYGUSAL ANLAR YAŞADI

Duruşmanın sabahki oturumunda Fleming'in sorularını cevaplandıran Atilla, JFK Havaalanı'nda gözaltına alınıp ilk sorgulanması sırasında FBI ajanları tarafından kendisine sunulan şikayet dilekçesinde yer alan ses kaydı dökümünün kendisine değil, Hakan Aydoğan'a ait olduğunu söyledi.

Avukat Fleming'in FBI tarafından sorgulanmasını hatırlatarak "şikayet belgelerinde bir hata var mıydı?" sorusu üzerine Atilla, "Hata bana ait olmayan bir konuşmanın bana ait olarak yazılmasıydı." şeklinde konuştu. Atilla, şikayet dilekçesinde yer alan ses kaydıyla ilgili "Bu Hakan Aydoğan'a ait olan 10 Nisan tarihli konuşmaydı." dedi.

Havaalanındaki sorgulaması sırasında FBI'a hiç yalan söylemediğini ifade eden Atilla, "FBI size hiç yalan söyledi mi?" sorusuna "söylemiş olabilirler" karşılığını verdi.

Fleming'in, "Rıza Sarraf'la yaptırımları delmek için işbirliği yaptınız mı? Herhangi bir hukuk kuralının delmeye çalıştınız mı? Herhangi bir bankaya yönelik sahtecilik yaptınız mı? Sarraf'a ve şirketlerine sahte evrak hazırlamayı öğrettiniz mi? Sarraf’ın sahte evraklarla banka işlemi yaptığını biliyor muydunuz? sorularına "asla" diye karşılık veren Atilla, "Sarraf'ın çizdiği sahtekarlık tablosunun mimarı siz misiz?" sorusunda ise "değilim" şeklinde cevap verdi.

Avukatı Fleming'in "Hiç rüşvet aldınız mı? Hiç rüşvet talep ettiniz mi? şeklindeki sorularına da Atilla, "asla" dedi.

Fleming'in İran'a yönelik uluslararası yaptırımla ilgili sorusu üzerine ise Atilla, bu konuyu genel hatlarıyla bildiğini ama uzmanı olmadığını ifade etti.

Halk Bankası'nda uluslararası yaptırımlar konusunda yaklaşık on kişinin görev yaptığı bir departman bulunduğunu belirten Atilla, "Bu bölümdeki arkadaşlar yaptırımlarla ilgili değişiklikler olduğunda bizim anlayacağımız şekilde bilgi notu gönderirlerdi" şeklinde konuştu.

İfade sırasında yaşamı, ailesi ve iş hayatıyla ilgili bilgilerde veren Atilla'nın zaman zaman duygulandığı ve gözlerinin dolduğu görüldü.

Atilla, kendisi gibi Halk Bankası'nda çalıştığını ifade ettiği eşini en son 269 gün önce gördüğünü söyledi.

Bu arada dünkü duruşmada Atilla'nın avukatlarından Cathy Fleming, duruşmanın bitmesinin ardından Atilla'nın "adını temize çıkarmak için" ifade vermek istemesinin kendi kararı olduğunu söylemişti.

THY'DEN BİLİRKİŞİ DİNLENDİ

Duruşmanın öğleden önceki bölümünde savunma avukatlarının tanığı, Türk Hava Yolları çalışanı Semra İ. H. de bilirkişi olarak dinlendi.

THY çalışanına, savunma avukatlarından Cathy Fleming mahkemede daha önce dinletilen bir ses kaydına ilişkin işadamı Rıza Sarraf’ın ifadelerinde geçen Halk Bankası Eski Genel Müdürü Süleyman Aslan’ın Atilla’yı yanında aradığı ve talimat verdiği ilişkin açıklamalarında yer alan 10 Nisan 2013 tarihine ilişkin sorular yöneltti.

Avukat Fleming'in tarafından o tarihe ilişkin uçuş bilgilerinin yer aldığı belgeler gösterilen THY çalışanı, Atilla’nın söz konusu tarih ve saatte eşi ve oğluyla birlikte İstanbul - Barcelona uçağında olduğunu söyledi.

Atilla’nın iddia edilen tarihte, Türkiye saatiyle 14:04’te İstanbul’dan havalandığını, 17:48’te (TSİ) ise Barcelona'ya iniş yaptığını açıklayan THY çalışanı, uçuşlar sırasında yolculara cep telefonlarının da kapattırıldığını söyledi.

THY bilirkişisinin açıkladığı uçuş bilgilerinin, Sarraf’ın yalan ifade verdiğinin değerlendirilmesi bakımından önem taşıyor.

Sarraf’ın yaptığı işbirliği anlaşmasının yükümlülüklerini yerine getirmesi halinde, savcılığın ceza indirimi için mahkemeye "5K1.1" denilen bir mektup sunacağı şartlarını ihlal etmesi durumunda ise tekrar yargılanacağı ifade edilmişti.

SERDAR TURGUT: ZARRAB'IN ANLAŞMASI BOZULMUŞ OLABİLİR

Gazete Habertürk'ün Washington'ın temsilcisi Serdar Turgut, mahkeme salonunda izlenimlerini aktarmaya devam ediyor.

Turgut'un Gazete Habertürk için yazdığı yazı şu şekilde:

Agatha Christie’nin yaratmış olduğu efsanevi dedektif karakteri dün sabah davayı izleyebilseydi, eminim savunmaya tam puan verirdi.

Dün davanın akışında savcılığın bölümü kapandı, avukatların bölümü başladı.

Şu ana kadar savcılık tanık çağırıyor, avukatlar çapraz sorgulama yapıyordu.

Bundan sonra bir süre bunun tam tersi olacak.

Savunma ilk tanık olarak THY’den, mahkeme kararıyla alınmış belgeler üzerinde konuşması için bilet satış elemanı Sema İbrahim Hamza’yı çağırdı.

Ben tam “Eyvah, bir önemli kurumumuzu daha işin içine bulaştırmaya uğraşıyorlar” diye düşünürken, bu tanığın davanın tüm akışını değiştirebilecek şeyler söyleyeceği anlaşıldı.

Neden önemli olduğunu açıklayabilmek için Reza Zarrab’ın savcılık tanığı olarak konuştuğunda söylediği bir konuyu hatırlatmalıyım size.

DÖNÜŞ YOLUNDAYDI

Zarrab, bir sorunu çözmek üzere o zamanki Halk Bankası Genel Müdürü Süleyman Aslan’ın makamına gidip sorunu aktardığını söylemişti.

Aslan’ın da telefonunu kaldırıp “Hakan Bey, bu işi hemen çözün” dediğini belirtmiş, bunun da Hakan Atilla olduğuna da işaret etmişti.

Bu konuşmanın 10 Nisan 2013 tarihinde geçtiği de söylenmişti.

Dün savunmanın ilk çağırdığı tanık, Atilla’nın Barcelona’ya gidişdönüş uçak biletinin olduğunu anlattı.

Şimdi “Ne var bunda?” diyeceksiniz ama ondan sonra hemen savunma tanığı olarak çağrılan Atilla, sorulan bir soru üzerine Zarrab’ın anlattığı o gün Aslan’ın makamından kendisine telefon ettiğinin söylendiği anda ailesiyle birlikte Barcelona’dan dönüş uçağında olduğunu o belgeye dayanarak kanıtladı.

Şunu unutmayın, şimdiye kadar duyduğumuz tüm olaylarda bir de Hakan Aydoğan’ın adı geçiyordu.

Aslan’ın o gün konuştuğu insanın Atilla değil, büyük ihtimalle Aydoğan olması ihtimali var.

Reza Zarrab, Amerikan devleti lehine tanık olmadan önce yaptığı anlaşmada, bundan sonra davada bir daha hiç yalan söylemeyeceğini de garanti etmişti.

Ve davayla ilgili yalan söylerse yaptığı tanık koruma programı anlaşmasının bozulması ihtimali var.

Eğer savcılar, Atilla’yı alacakları çapraz sorgulamada o gün gerçekten kendisine telefon edildiğini ispat edemezlerse, bu savunma için büyük bir zafer olurken aynı zamanda Zarrab için çok kötü bir haber anlamına gelecek.

DUYGUSAL ANLAR

Filmlerden biliyorsunuz, burada mahkemeler; iyi kıyafetli, ciddi görünümlü bazı insanların, kıyafetleri kendileri kadar kaliteli olmayan insanlardan oluşan bir jüriye şov çekmesinden ibaret.

Yani taraflar jürinin aklına değil duygularına hitap etmek zorundalar.

Dün bunu savunma, Atilla ile birlikte çok güzel yaptı.

Onun ne kadar dürüst, çalışkan, ailesine bağlı bir insan olduğunu göstermek için hayatı anlattırıldı, fotoğraflar gösterildi.

Türk filmlerinde olduğu gibi biraz da gözyaşı gerekiyordu.

Savunma bunu, bir ara Atilla’nın eşi ve oğlunun mütevazı evlerinin içinde çekilmiş fotoğrafını ekrana getirerek başardı.

269 gündür eşini göremediğini söyleyen Atilla tabii ki o fotoğrafı görünce duygusallaştı.

Savunma dün dersine iyi çalışmış izlenimi verdi.

Atilla’yı konuşturma kararı da güzel sonuç verecek gibi görünüyor ama tabii savcılar çapraz sorguya başlayınca ne olur, o da sonra ortaya çıkacak.