DHA´ya açıklamalarda bulunan Makedonya Dışişleri Bakanı Nikola Dimitrov, AB´nin kendilerine garanti verip vermediği sorusu üzerine, birliğin kendi içindeki sorunlardan dolayı artık genişlemenin daha da zorlaştığını söyleyerek, "Gelecek haziranda müzakereye başlamak için bir pencere açıldı ve bu pencereyi kullanmak için kararlıyız, çünkü başka bir pencere açılıp açılmayacağını bilmiyoruz ve yeterince bekledik. Ancak genişleme, eskisi kadar popüler değil," dedi.
Atina ile Üsküp arasında 27 yıldır süregelen "isim anlaşmazlığı" 17 Haziran´da iki ülke arasında atılan imzalarla son bulmuştu.
Resmi adı Makedonya Cumhuriyeti olan ülkenin adının "Kuzey Makedonya Cumhuriyeti" olarak değiştirilmesini öngören anlaşma, bu meseleden dolayı Yunanistan´ın bu ülkenin AB ve NATO üyeliğine koyduğu vetoyu da ortadan kaldıracak.
Parlamentonun onay vermesinin ardından 30 Eylül Pazar günü yaklaşık 1.8 milyon Makedonya halkı sandıklara giderek, "Makedonya ve Yunanistan arasındaki anlaşmayı kabul ederek, Avrupa Birliği ve NATO üyeliğine var mısınız?" sorusuna yanıt verecek.
Anketler, çoğunluğun buna sıcak baktığını ortaya koyuyor. Ülkede lideri belirsiz, "Asla Kuzey, her zaman Makedonya!" sloganı ile ortaya çıkan "Bojkotiram (Boykot ediyorum)" hareketi ise, Yunanistan´a boyun eğip, ülkenin isminin değiştirilmesine şiddetle karşı çıkıyor.
Cumhurbaşkanı Gjorge Ivanov da, "tarihi intihar" olarak nitelediği ülkenin isminin değiştirilmesine dair referandumun boykot edilmesi çağrısını defalarca dile getirdi.
Bir yılı aşkın süredir görevde olan Başbakan Zoran Zaev de, bu referandumu "Makedonya'nın ikinci bağımsızlığı" olarak nitelendirdi.
Makedonya parlamentosundaki Türk Demokratik Partisi ile Türk kökenli Devlet Bakanı Adnan Kahil´in üyesi olduğu Türk Hareket Partisi ve hükümeti oluşturan koalisyonun önemli parçası Arnavut Partisi Demokratik Bütünleşme Birliği de referanduma destek veriyor.
Yunanistan İç Savaşı (1946-49) sırasında bu ülkeden göç etmek zorunda kalan Ege Makedon´u bir babanın oğlu olan Makedonya Dışişleri Bakanı Nikola Dimitrov, Üsküp´teki ofisinde DHA´nın sorularını yanıtladı ve bu tarihi anlaşmaya nasıl varıldığını anlattı.
Yunanistan ile bu konuda yürütülen müzakere heyetinin lideri olan 45 yaşındaki Bakan, doğum gününde yapılacak olan referandumdan olumlu bir sonuç alınacağından emin.
"YUNANİSTAN´LA EVLİ BİR ÇİFT GİBİ OLDUK"
Bakan Dimitrov, ilk adımı kimin attığına ve bu sürecin nasıl geliştiğine dair soruya şöyle yanıt verdi: "Ben bu problemle büyüdüm. 2003´e kadar, Yunanistan´la yürütülen müzakerelerde beş yıl boyunca heyette yer aldım. 2011´de Uluslararası Ceza Mahkemesi´nin Makedonya´yı haklı bulduğu davada müşterek vekildim. Bu, Makedonya´yı bir nesil boyunca aşağı sürükleyen bir mesele oldu. Makedonya´da siyasi değişimi başardığımızda (2017), Başbakana (Zoran Zaev) Atina´ya gitmem konusunda hemfikir olup olmadığını sordum ve 14 Temmuz 2017´de gittim. Böylece başladı bu süreç."
"Ben, diplomasinin kapıları açacağına, köprüler kuracağına, sorunları çözeceğine inanıyorum," diyen Dimitrov, önceki hükümetin büyük yolsuzluk, rüşvet ve diğer suçlara bulaştığının ortaya çıkmasıyla uzun süren hükümet krizi ortamında iktidara geldiklerini hatırlatarak, "Yeni bir hükümetimiz var, cezasız kalan bir kriz ortamında doğdu ve gündemimiz Makedonya´yı demokratik, istikrarlı ve öngörülebilir bir ülke yapmak. Komşumuzla da bu sorunu çözmeye odaklandık. Bu konuda Atina´da da bir cesaret ve siyasi irade vardı. Nikos (Kocias Yunanistan Dışişleri Bakanı) ile aynı adı taşıyoruz ve onunla bir isim sorunumuz yok. Muhtemelen son aylarda en çok görüştüğüm bakan oldu o; neredeyse her hafta ya da iki haftada bir. Kişisel düzeyde de arkadaş olduk," diye sözlerini sürdürdü.
İki ülke arasındaki son müzakere sürecinin geçen aralık ayında başladığını aktaran Bakan Dimitrov, "Ve bu, yedi ay sürerek haziranda sona erdi. Bir keresinde bizimle dalga geçtiler `Evli çift gibi oldunuz´ diye. Önce tartıştık ama sonra tekrar masaya oturduk, çünkü bizler komşuyuz," dedi.
Birçok kez denenen müzakereleri, ilk defa dışişleri bakanları seviyesine çıkardıklarını da anlatan Dimitrov, "Elbette Başbakanlar ve ofisleri de katıldı. Ancak BM arabulucusu (25 yıldır) Matthew Nimetz´in doğrudan müzakere ettiği kişiler biz bakanlardık," dedi.
Müzakereler sırasında birçok kez iniş çıkış yaşadıklarını belirten Nikola Dimitrov, "Şüphe duyduğumuz zamanlar oldu. Son günlere kadar ayrı düşmüş gibi görünüyorduk, belirsizlikler olduğunu biliyorduk. Bir lunapark hız treni (roller coaster) gibiydi," diye ekledi.
Dimitrov, yaptıklarının, her şeyden önce 27 yıllık bir sorunu çözmek olduğunu, ancak aslen iki taraf arasında tarihi bir uzlaşma için atılan ilk adım olduğunu da söyleyerek, "17 Haziran´da, Makedonya, Yunanistan ve Arnavutluk arasındaki Przino´da bu anlaşmaya imza koyduğumuz an çok duygulandırıcıydı herkes için," ifadesini kullandı.
AB GARANTİ VERDİ Mİ?
Makedonya diplomasisinin başı, "AB, üyelik konusunda size herhangi bir garanti verdi mi?" sorusunu da şöyle yanıtladı:
"AB Genel İşler Konseyi toplantısının sonucunu anabilirim burada. Lüksemburg´ta haziranda tartıştılar bunu ve bu daha sonra AB Konseyi´nde de kabul edildi, Makedonya ile 2019 Haziran´ında müzakere sürecine başlanacağı. Avrupa şimdi Brexit ve göçe ilişkin dayanışma konuları ve hatta Avrupa´nın ne anlama geldiğine dair bazı konular ile meşgul. Belki de biz bu işin daha kolay olmasına dair treni kaçırdık. Zira AB´de genişleme önceden daha popülerdi. Ancak gelecek haziranda müzakereye başlamak için bir pencere var ve bu pencereyi kullanmak için kararlıyız, çünkü başka bir pencere olup olmayacağını bilmiyoruz, çünkü yeterince bekledik. Bana Londra´da `Biz çıkıyorken, siz neden girmek istiyorsunuz?´ diye soruldu. Ben de, `Bazen içerideyken dışarının ne kadar soğuk olduğunu unutursunuz,´ diye cevap verdim. Biz Avrupa´ya heyecan getirebilir ve katkı sağlayabiliriz. Çünkü kıtamızda, tüm sorunlara önem veren AB´ye başka bir alternatif olduğunu düşünmüyorum. Göç meselesini ulusal politikalarla çözemezsiniz, bunu ancak Avrupa politikaları ile çözersiniz. Bu, terörizm için de, küresel etikler, iklim değişikliği ve tüm önemli zorluklar için de geçerli."
"LİBERAL DEMOKRASİYE AÇIZ; KATILIM MÜZAKERELERİ EN İYİ REFORM"
Dimitrov, Makedonya´nın neden AB için önemli olduğuna ilişkin soruya da şöyle karşılık verdi:
"Biz önde koşan olduk hep. Makedonya, eski Yugoslayva ülkeleri arasında Hırvatistan´dan da önce İstikrar ve Ortaklık Anlaşması´nı (AB ile) imzaladı. 2005´ten beri aday ülkeyiz. Bu hükümet, derin bir ahlaki kriz ortamında doğdu; görevin kötüye kullanılması ve yolsuzluğu gördük.
Kurumlarımız bunun üstesinden gelemedi. Bu hükümet, adalet ve hesap verilebilirliğe dayalı bir siyasi seferberliğin ürünüdür. Yani bugün Makedonya´yı farklı kılan şey, başkalarının gittiği yolun aksine gidiyor olmamızdır. Avrupalı olmak, AB´ye katılımdan daha önemli. Biz, aslında liberal demokrasiye açız. Katılım müzakereleri, mümkün olan en iyi reformdur. Bulgaristan´la dostça yapılan anlaşma ve Yunanistan´la bu anlaşmanın nedeni, toplumdaki sığ milliyetçiliği görmemizdendir.
Bugün çıkıp Üsküp´te komşu ülke ile sıkıntılarımızı kötüleyen bir açıklama yapsam, günün kahramanı seçilirim. Ancak sığ milliyetçilik genellikle ulusal çıkarları yeniyor."
Balkanlarda, çok fazla tarih ürettiklerini ama gelecek için yeterli şeylerin yapılmadığını savunan Bakan, "Eski ulus meseleleri üzerinden rekabet ediyoruz. Bölge, sağlık, eğitim, yolsuzlukla mücadele gibi pek çok meselede iyi durumda değil. Asıl meselelerimiz bunlar olmalı. Daha olgun bir topluma ihtiyacımız var. Sığ milliyetçiliğin yerini, vizyon sahibi vatanseverlik almalı," diye konuştu.
Makedonya vatandaşlarına, 2009´dan itibaren Schengen ülkelerine vizesiz seyahat hakkı tanınmıştı.
"NATO´YA GELECEK YIL KATILABİLİRİZ"
Büyük ihtimalle gelecek yıl NATO´ya katılım protokolünü imzalayacaklarını da dile getiren Dimitrov, "Yunanistan ve 29 ülkenin parlamentosunun onayına ihtiyacımız olacak ve bu da altı ay ile bir yıl arasını bulacak. Yani NATO üyeliğini, gelecek yılın sonu ya da 2020´de elde edeceğiz," dedi.
Dimitrov, NATO´ya katılımlarının, bölgenin istikrarı ve güvenliği için önemli olduğuna da değindi.
Öte yandan; referandumdan olumlu sonuç almamaları halinde B planlarının ne olduğu sorulan Nikola Dimitrov, "Sanırım şu an geldiğimiz nokta bile bir mucize. Biz A planına odaklandık ve buna destek veren çok sayıda insan var. Elbette ki bu zor bir süreç," diye konuştu.
Halkın iyi bir yaşam arayışına girdiğini söyleyen Dimitrov, "Bu, partilerle değil, ülkenin geleceğiyle alakalı. Anketler, referandumdan olumlu sonuç alacağımıza işaret ediyor. Muhalefetten farklı sesler duyuyoruz. Mesela VRMO `evet´ oyu verecek. Öte yandan; referandumun bağlayıcılığı yok, halkın desteğini almak için bir araçtır bu," diye sözlerini sürdürdü. (DHA)