1
Büyükelçi Meşal Bin Hamad Al Sani, Washington merkezli Küresel İlişkiler Konseyinde Suudi Arabistan öncülüğünde bazı Arap ülkelerinin Katar’a ambargo uygulamasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Arap ülkelerinin Katar’a uyguladıkları ambargo için somut bir gerekçe ortaya koyamadığını ifade eden Büyükelçi Al Sani, ülkesinin son 20 yıldır gerçekleştirdiği siyasi reformların bölgedeki bazı ülkeleri rahatsız ettiğini söyledi.
Yönetimin ülkede halka yönelik açılımlar yaptığını ve sansür kültürünü terk edip Al Jazeera gibi bir medya kuruluşunun kurulmasını sağladığını ifade eden Al Sani, “Bazı ülkeler bu dönüşümü kendilerine uzun zamandır tehdit olarak görüyorlardı. Şu an yaşadığımız bu yasa dışı ambargo bu hissin bir parçası veya yansıması olabileceğini düşünüyorum.” dedi.
"TÜRK ASKERİNDEN ENDİŞEMİZ YOK"
Türkiye ile Katar arasında iyi ilişkilerin bazı Arap ülkelerini rahatız etmiş olma ihtimaline ilişkin bir soruya Al Sani “Bazı Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ülkelerinin de olduğu gibi bizim de Türkiye ile oldukça güçlü bir ikili ilişkimiz var. Türkiye-Körfez İşbirliği Konseyi Stratejik Diyaloğu söz konusu. Dolayısıyla hem Körfez İşbirliği Konseyi çerçevesinde hem de yakın ve güçlü ikili ilişkilerimiz var Türkiye ile. Türkiye bir NATO üyesi bu noktadan da biz NATO ile karşılıklı ilişki içerisindeyiz.” cevabını verdi.
Al Sani bazı ülkelerin Türkiye-Katar ilişkilerinden neden rahatsız olmuş olabileceğini anlamadığını ifade etti.
Türkiye ile krizden çok önceden beri ilişkilerinin bulunduğunu hatırlatan Al Sani, Türkiye’nin Katar’a asker göndermesinin de bölgede bir çatışma endişesine yol açıp açmadığı yönündeki bir soruya şu cevabı verdi:
“Bu konuda hiçbir endişemiz yok. Türkiye’nin oradaki varlığı iki ülke arasındaki işbirliğinin bir parçasıdır. Ve tekrar söylüyorum Türkiye bir NATO üyesidir ve çok iyi bir işbirliğimiz var. Ayrıca bu konu da krizden çok önce konuşulan bir konuydu.”
Ülkesinde iki Amerikan üssünün de mevcut olduğunu dile getiren Al Sani, Türkiye’nin oradaki askeri varlığının bahane edilmesinin yersiz olacağını dile getirdi.
Ülkesinin halihazırda askeri bir tehditle karşı karşıya olmadığını, dolayısıyla ülkedeki askeri varlığın bu krizin dışında olduğunu dile getiren Al Sani “Biz diplomasiyi zorlamaya devam ediyoruz ve devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.
"13 BİN ŞİKAYET ALDIK"
Krizin ekonomik zararlarının yanı sıra Körfez İşbirliği Konseyinin imajını zedelediğini ifade eden Büyükelçi Al Sani, bunların yanı sıra krizin ailelerin dağılmasına yol açtığını dile getirdi.
Al Sani, “Şu ana kadar birbirinde ayrılmak zorunda bırakılan aileler ile ilgili 13 bin şikayet aldık. Maalesef ülkeler arasında çok fazla evlilik söz konusu. Son zamanlardaki durum bunları çok etkiledi. Örneğin Katarlılar, Emirliklerde eşlerini ve çocuklarını bırakıp ülkeyi terk etmek durumunda kaldılar. Veya anneler çocuklarını bırakmak zorunda kaldı.” dedi.
İRAN İLE İLİŞKİLER KİK KURALLARI ÇERÇEVESİNDE
Katar Büyükelçisi, Tahran ile Doha arasındaki ilişkilerin devam eden krizi tetiklemiş olma ihtimaline ilişkin bir soruya ise İran ile Katar arasındaki ilişkilerin uzun zamandır söz konusu olduğunu kaydetti.
Al Sani, “İran ile doğalgaz ve ticaret anlaşmalarımız Körfez İşbirliği Konseyi kuralları çerçevesinde gerçekleşiyor. Aslında Birleşik Arap Emirlikleri’nin İran ile bizden daha iyi bir ilişkisi söz konusu.” diye konuştu.
İran ile ilişkilerinin krizle alakasının olamayacağını dile getiren Al Sani, Katar’ın tıpkı Emirlikler gibi Tahran’a haftalık 18 uçuşunun bulunduğu bilgisini paylaştı.