Libya'nın doğusundaki silahlı güçlerin lideri Halife Hafter, Muammer Kaddafi'nin silah arkadaşlığından ABD istihbarat örgütü CIA ile iş birliğine, Kaddafi'yi devirme çabasından onu devirenlere karşı darbeciliğe ve şimdi de başkent Trablus'u silah zoruyla ele geçirme girişimine uzanan "kariyeriyle", ülkesinin bugün içinde bulunduğu şiddet sarmalı ve siyasi kaosun önde gelen müsebbipleri arasında gösteriliyor.
Darbeci General Hafter, "Arap Baharı" isimli süreçte, devrim karşıtlığıyla bilinen bölge ülkelerinden aldığı destekle Libya'daki geçiş dönemini silah zoruyla akamete uğrattı.
Libya, 2019'da Hafter'in kendisine uluslararası alanda meşruiyet sağlamak için 4 Nisan'da başkent Trablus'a başlattığı saldırı nedeniyle yabancı paralı savaşçıların elinde büyük bir yıkıma uğradı.
Hafter'in ülkesinin yakın tarihinde oynadığı rollere ilişkin öne çıkan olaylar ise şöyle sıralanıyor:
1969: KADDAFİ'NİN SİLAH ARKADAŞLIĞI
Hafter, Libya'da Batı yanlısı olarak bilinen Kral İdris'i deviren askeri darbede Kaddafi'nin ordudaki en yakın silah arkadaşlarından biri olarak öne çıktı. Hafter, daha sonra Libya ordusunda Yom Kippur ve ülkesinin Çad'a karşı savaşında komuta kademesinde görev yaptı.
Hafter, 1987'de beraberindeki 700'e yakın adamıyla Çad'da esir alındı.
1990: KADDAFİ'YE KARŞI CIA İLE İŞ BİRLİĞİ
Çad'dan çıkarıldıktan sonra ABD tarafından Zaire'ye getirilen Hafter, Libya'ya dönmek yerine Kaddafi'nin yurt dışındaki muhaliflerine katıldı.
Yurt dışındaki muhaliflerin silahlı kanadının başına geçen Hafter, adamlarıyla ABD'de CIA'in merkezinin bulunduğu Virginia bölgesine yerleşti.
Kaddafi'ye karşı yürütülen girişimlerde Hafter, CIA ile yakın iş birliği yaptı.
1993'te Kaddafi'ye yapılan CIA destekli başarısız suikast girişimini yönetmekle suçlanan Hafter, ülkesinde idam cezasına çarptırıldı.
Hafter, aynı şekilde 1996'da Kaddafi'ye karşı yine ABD destekli başarısız bir darbe girişiminde bulundu.
2011: KADDAFİ DEVRİLDİ, HAFTER İÇİN SÜRGÜN BİTTİ
Orta Doğu ve Kuzey Afrika'yı kasıp kavuran halk ayaklanmalarının gerçekleştiği 2011'de Kaddafi yönetiminin devrilmesiyle, Hafter için de sürgün yılları sona erdi ve Libya'ya döndü.
Hafter, ülkesine döndükten sonra devrim sonrası yönetimde herhangi bir üst düzey görev alamadı.
2014: DEVRİMCİLERE KARŞI DARBE GİRİŞİMİ
Hafter, 2014'e gelindiğinde, askeri üniforması ve beraberindeki komuta kademesiyle yaptığı açıklamayla, Libya'da seçimle göreve gelen Milli Genel Kongre'nin lağvedildiğini ve geçiş dönemi için yeni bir yol haritası bulunduğunu duyurdu.
Libyalı generalin Mısır'daki Abdulfettah es-Sisi'nin izlerini taşıyan bu darbe girişimi, sahada herhangi bir karşılık bulmadı. Ancak, Hafter'in yönettiği grupların Libya içindeki silahlı iktidar mücadelesi başladı.
Hafter ayrıca darbe girişiminin ardından terör örgütü DEAŞ'ın kontrolündeki Bingazi ve Sirte'ye operasyon başlattığını açıklayarak, kendisini "terörle mücadele eden isim" olarak pazarladı ve uluslararası destek istediğini duyurdu.
2015: HAFTER'İN DARBESİ TARAFTAR TOPLUYOR
Hafter'in darbe girişimi sonrası ülkede Tobruk'ta Temsilciler Meclisi ve başkent Trablus'ta Milli Genel Kongre olmak üzere iki meclis ortaya çıktı.
2011'deki devrim sırasında ülkenin doğusunda savaşan silahlı gruplardan destek alan Hafter, Tobruk merkezli Temsilciler Meclisi tarafından Şubat 2015'te "orgeneral" rütbesine yükseltilerek "Libya Ulusal Ordusu" isimli silahlı grubun başına "Başkomutan" olarak atandı.
Hafter, bölgedeki devrim karşıtı grupların arkasında yer alan Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Mısır gibi ülkelerce güçlü şekilde desteklendi.
2016: HAFTER'İN GÖZÜ PETROL YATAKLARINDA
Birleşmiş Milletler'in (BM) girişimleriyle, 2016'da Fas'ın Suheyrat kentinde varılan "Libya Siyasi Anlaşması" uyarınca kurulan Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) Başkanlık Konseyi, uluslararası toplum tarafından Libya'nın tek meşru temsilcisi olarak tanındı.
UMH Başkanlık Konseyi'nin sunduğu hükümet listeleri General Hafter'in baskıları nedeniyle Tobruk'taki Temsilciler Meclisi'nde onaylanamadı ve süreç tıkandı.
Hafter, o dönem Tunus'ta bulunan UMH Başkanlık Konseyi mensuplarının Libya topraklarına girişini zorlaştırmakla kalmadı, ülke ekonomisinin can damarı olan ve UMH kontrolünde bulunan Petrol Hilali bölgesine saldırı başlattı.
Yüzlerce can kaybıyla sonlanan Hafter'in Petrol Hilali saldırıları, aynı zamanda Libya'nın temel ekonomik girdisi olan petrol üretimine de büyük sekte vurdu.
Libya Denetim Bürosu'nun paylaştığı rakamlara göre, Libya 2013-2016 yıllarında petrol üretiminde 106 milyar dolar değerinde kayba uğradı.
2017: HAFTER, UZLAŞMAYI KABUL EDİYOR
BAE lobisince Batı başkentlerinde Libya'ya istikrar getirecek "güçlü lider" iddiasıyla pazarlanan Hafter, Libya'da nüfuz sahibi olmak isteyen Rusya, Fransa ve ABD gibi ülkeler için kullanışlı bir enstrüman oldu.
Siyasi geçiş sürecinin önündeki en önemli engellerden biri olan Hafter, baskılar sonucu 2017 yazında Fransa'nın başkenti Paris'te, UMH Başkanlık Konseyi Başkanı Fayiz es-Serrac ile kameralar karşısına geçti.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un girişimiyle Paris yakınlarında bir araya gelen Hafter ve Serrac, ateşkes ilan edilmesi ve 2018'de seçimlerin yapılması konularında anlaşma sağlandığını bildirdi.
Ancak Hafter tarafı anlaşmanın hayata geçirilmesi için silahlarını bırakmadan başkente girme şartında diretince Libya'daki bu diyalog arayışı da sonuçsuz kaldı.
2019: HAFTER GÖZÜNÜ PETROL ZENGİNİ GÜNEY BÖLGELERİNE DİKTİ
Darbeci General Hafter, 15 Ocak 2019'da "Libya'nın toprak bütünlüğünü korumak için terör örgütleri DEAŞ ve El Kaide'ye karşı operasyon" gibi bahanelerle ülkenin petrol zengini güney kentlerine saldırı başlattı.
Hafter’in güney kentlerini ele geçirmesi sonrası, başkente yönelik saldırı endişesi arttı.
ŞUBAT'TA ANLAŞMA, NİSAN'DA BAŞKENTE SALDIRI
Takvimler Şubat 2019'u gösterdiğinde, Libya'nın uluslararası tanınırlığa sahip tek yasal temsilcisi UMH Başbakanı Serrac ile ülkenin doğusundaki silahlı güçlerin lideri Hafter’in, BM ara buluculuğunda BAE'nin başkenti Abu Dabi'de gerçekleştirdikleri görüşmeler neticesinde "geçiş döneminin yıl sonunda yapılacak seçimlerle tamamlanması konusunda anlaştıkları" duyuruldu.
Ancak Hafter'in seçim dışında başka hesaplar peşinde olduğunun anlaşılması çok da uzun sürmedi.
BM Libya Özel Temsilciliği'nin Libya'daki anlaşmazlığın çözümü için ortaya koyduğu uluslararası yol haritasının bir parçası olarak ülkedeki tüm aktörlerin katılımıyla 14-16 Nisan'da Gadamis kentinde "Ulusal Diyalog Konferansı" düzenlenmesi bekleniyordu.
Ancak, söz konusu konferansa günler kala, darbeci General Hafter, Libya'daki tüm diplomatik temsilcilikler ile bağımsız devlet kurumlarının bulunduğu ve ülke nüfusunun üçte ikisine ev sahipliği yapması sebebiyle muhtemel bir seçimde kritik önem taşıyan başkent Trablus'u ele geçirmek için 4 Nisan'da saldırı başlattı.
Hafter, Trablus'u 48 saat içinde ele geçireceği iddiasıyla başlattığı saldırıların ilk günlerinde başkent çevresindeki birçok noktada kontrolü sağlasa da UMH'nin hızlı refleksi ve güçlü direnişi sebebiyle Trablus rüyasını gerçekleştiremedi.
Libya'da Hafter’in saldırılarını başlattığı 4 Nisan’dan bugüne kadar 200'den fazlası sivil olmak üzere 1500'e yakın insan hayatını kaybetti, yaklaşık 300 bin Libyalı ise ülke içinde yer değiştirmek zorunda kaldı.
Hafter, 12 Aralık'ta Trablus'a yönelik "Belirleyici Savaş" adı altında yeni bir saldırı başlattı. Hafter saflarındaki, Wagner Grubu'na mensup Rus paralı askerler ve Sudanlı savaşçıların sayısının giderek arttığına ilişkin çok sayıda haber kamuoyuna yansıdı.
- Halife Hafter, meşru yönetime yaptığı darbe ve sonrasında izlediği uzlaşmaz tutum ile petrol zengini Libya'ya büyük yıkım getirdi
(AA)