Yedioth Ahronoth gazetesinin internet sitesinde yayımlanan habere göre, İsrail Dışişleri Bakanı Yisrael Katz, Meclis Dışişleri ve Güvenlik Komitesi'nde yaptığı konuşmada, "Hedefim, Körfez ülkeleriyle açıktan normalleşme sürecine girmek, bunu genişletmek ve bu ülkelerle diplomatik barış anlaşmaları yapmak." ifadesini kullandı. Katz, bu hedefin, Başbakan Binyamin Netanyahu'nun da desteğini aldığını kaydetti.
İsrail ile Mısır ve Ürdün arasında 1978 ve 1994 tarihlerinde imzalanan barış anlaşmalarına atıfta bulunan Katz, Filistinlilerle kapsamlı barış anlaşmasına varılmamış olsa da gelecek yıllarda Körfez ülkeleriyle tam normalleşme anlaşmalarının imzalanabileceğini belirtti.
"ESAS MEVZU KÖRFEZ ÜLKELERİYLE İLİŞKİ DÜZEYİNİN YÜKSELTİLMESİ"
İsrail ile Arap dünyasının Filistin meselesine farklı yaklaştığını ancak bu görüş ayrılığının daha geniş bir İsrail-Arap açılımının önünde engel teşkil etmemesi gerektiğini aktaran Katz, esas mevzunun Körfez ülkeleriyle ilişki düzeyinin yükseltilmesi olduğunu dile getirdi. Mısır ve Ürdün dışındaki Arap ülkeleri İsrail ile aleni diplomatik ilişki kurmuyor. Ancak İsraillilerin son dönemde, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Katar gibi Arap ülkelerinde düzenlenen sportif ve kültürel faaliyetlere katılması İsrail ile normalleşme kapsamında değerlendiriliyor.
"İSRAİL, ABD'NİN KÖRFEZ'DEKİ DENİZ ULAŞIMI GÜVENLİĞİ PLANININ BİR PARÇASI"
Öte yandan, The Times Of Israel gazetesinin internet sitesindeki habere göre, Katz, Meclis Dışişleri ve Güvenlik Komitesi'nin kapalı oturumunda konuştu. İsrail'in Arap Körfezi'ndeki deniz ulaşımının İran tehditlerine karşı korunmasını öngören ABD planının bir parçası olduğunu söyleyen Katz, halihazırda ABD'de ve bölgede yürütülen müzakerelere ve istihbaratla ilgili konulara dahil olduklarını aktardı.
Yedioth Ahronoth gazetesi ise Katz'ın İsrail'in Körfez güvenliğine entegrasyonunun sağlanması için ABD ve İsrail'deki ilgili taraflarla birlikte çalışması konusunda Dışişleri Bakanlığına talimat verdiğini yazdı. Habere göre, Katz, ABD'nin planının hem İran'ın kapasitesinin sınırlandırılması hem de İsrail ile Körfez ülkeleri arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesi bakımından İsrail'in lehine olduğunu vurguladı.
ABD'nin Mayıs 2018'de nükleer anlaşmadan tek taraflı çekilerek yaptırımları yeniden uygulamaya başlamasından sonra Tahran-Washington arasında yaşanan gerginlik, İran Devrim Muhafızları Ordusunun haziran ayında ABD'ye ait insansız hava aracını (İHA) Hürmüz Boğazı üzerinde vurarak düşürmesinden sonra tırmanmıştı.
Ardından İngiltere'ye bağlı Cebelitarık Özerk Yönetimi, 4 Temmuz'da Suriye'ye yönelik ambargoları ihlal ettiği gerekçesiyle İran tankeri Grace 1'i alıkoymuştu. İran Devrim Muhafızları Ordusu da 19 Temmuz'da İngiltere bandıralı petrol tankeri Steno Impero'yu, Hürmüz Boğazı'ndan geçişinde denizcilik kurallarına riayet etmediği gerekçesiyle alıkoyduğunu duyurmuştu.
(AA)