Dünya toplumu Karabağ ayrılıkçıları tarafından düzenlenen ''seçimleri'' tanımıyor

AGİT Minsk Grubu, BM yetkisiyle, Karabağ'daki Ermeni toplumunu da göz önünde bulundurarak çatışmayı çözmek amacıyla 30 yıldır Ermenistan ve Azerbaycan ile müzakereler yürütmektedir.

Aksam.com.tr

Ermenistan tarafından 30 yıldır işgal altında tutulan topraklarımızın kurtarılmasına ilişkin Minsk Grubu formatında yürütülen müzakereler sonucunda BM Güvenlik Konseyi'nin kabul ettiği dört meşhur kararın uygulanması için 27 Eylül 2020 tarihinde Azerbaycan, topraklarımızı işgal eden yasadışı silahlı grupların bir kısmını tek taraflı olarak çıkardı. 44 gün süren İkinci Karabağ Savaşı'nın ardından 10 Kasım'da Rusya Federasyonu'nun arabuluculuğuyla Azerbaycan ve Ermenistan arasında ateşkes ve Ermenistan'ın teslimiyet anlaşması imzalanmıştır.

Dokuz Maddelik Bildiri'nin 2025 yılına kadar uygulanması planlanmış ve savaş sonrası dönemde bu maddelerin hayata geçirilmesi için pratik önlemler alınmıştır. Sonuç olarak, Azerbaycan'ın adil zaferi Ermenistan da dahil olmak üzere tüm dünya ülkeleri tarafından desteklenmiş ve Ermenistan ile Azerbaycan arasında Barış Anlaşması imzalanması için Moskova, Washington ve Brüksel'de yapılan görüşmeler sırasında Azerbaycan tarafından önerilen anlaşmanın uluslararası ilkelere uygun olduğu teyit edilmiştir. Nikol Paşinyan liderliğindeki Ermenistan hükümeti de aynı şekilde Azerbaycan'ın toprak bütünlüğünü savunduğunu ve Azerbaycan'a karşı hiçbir toprak talebinde bulunmadığını açıkladı.

Güney Kafkasya'nın önde gelen devleti olarak Azerbaycan, bölgede istikrar, uzun vadeli barış ve güvenliğin korunması için tüm taraflardan gelen talepleri yakından ve hassasiyetle takip etmektedir.

Ancak 9 Eylül'de Azerbaycan'ın Karabağ ekonomik bölgesinde kendisini "Artsakh" olarak adlandıran sözde "rejim", Azerbaycan Cumhuriyeti yasalarını ve Anayasasını, uluslararası hukuk norm ve ilkelerini ağır bir şekilde ihlal etmiş ve Azerbaycan'ın egemen topraklarında yasadışı "cumhurbaşkanlığı seçimleri" kisvesi altında yasadışı faaliyetler yürütmeye çalışmış ve sözde bir "cumhurbaşkanı" seçmiştir.

Bir dizi devlet ve uluslararası örgüt bunu haklı olarak kınadı. Yapılan "seçimler" İngiltere, Pakistan, Ukrayna, Moldova, Avrupa Birliği ve Türkiye'nin yanı sıra birçok küresel ve bölgesel uluslararası örgüt tarafından kınanmış ve aynı zamanda bu tür ayrılıkçı hizmetkar davranışlar kabul edilemez olarak görülmüştür.