1
TM Dijital Haber Merkezi
Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton’ın “terör örgütü PKK/YPG’nin güvenliği garanti edilmeden Suriye’den çekilmeyeceklerini” açıklamasıyla ilgili konuşan SETA Güvenlik Araştırmaları Direktörü Dr. Murat Yeşiltaş, “Bu tartışmaların yaşanma sebebi zaten PKK/YPG’nin varlığıdır. PKK/YPG’ye müdahale edilmeyen bir senaryoda Türkiye niye ABD ile konuşsun? Bu anlamda Bolton bütün kredisini kaybetti diyebiliriz.” diye konuştu.
TM Dijital Haber Merkezi’nin sorularını yanıtlayan Yeşiltaş, ABD’nin Türkiye’nin zorlamaları sonucunda Suriye’den çekilme kararı aldığını belirterek, “Trump kendisine çok basit bir soru sordu. ‘Türkiye ile işler krize gidiyor. Suriye politikamızı zaten başından beri beğenmiyordum. Önemli olan DEAŞ’la mücadeleydi, ki onun da sonuna geldik. Askerî anlamda son derece kararlı olan Türkiye’yi kaybetmeli miyim?’ diye düşündü. Dolayısıyla da böylesi bir karar vermek durumunda kaldı.” ifadelerini kullandı.
Söz konusu kararın Türkiye tarafından olumlu karşılandığını söyleyen Yeşiltaş, Türkiye’nin bu karara yine de akıllarda oluşturduğu “ABD ne zaman ve nasıl çekilecek? Türkiye’ye nasıl bir alan açılacak ya da Türkiye nasıl kısıtlanmaya çalışılacak?” gibi soru işaretleri nedeniyle temkinli yaklaştığını belirtti.
“Karar üç kere revize edildi”
ABD Başkanı Donald Trump’ın Suriye’den çekilme konusundaki kararlılığının sürmesine rağmen ilk testten çok iyi çıkamadığını söyleyen Yeşiltaş, Trump’ın bu kararını en az üç kere revize etmek durumunda kaldığını ifade etti.
Çekilme işleminin önce zamanının, sonra da şeklinin revize edildiğini anlatan SETA Güvenlik Araştırmaları Direktörü Yeşiltaş, “En son olarak ise Bolton’ın yapmış olduğu açıklamayla birlikte Türkiye’nin aleyhine bir durum oluşturacak bir kararla karşı karşıyayız.” diye konuştu.
“Bolton bütün kredisini kaybetti”
Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Bolton’ın “terör örgütü PKK/YPG’nin güvenliği garanti edilmeden Suriye’den çekilmeyeceklerini” açıklamasının İsrail’de yapılmış olmasının hoş bir durum olmadığını belirten Yeşiltaş, “ABD’nin bölgeden çekilme kararından en çok rahatsız olan ülke İsrail’di. Bunun İran ile Rusya’ya alan açacağını ve İsrail’in güvenliğini riske edeceğini düşünüyorlardı.” dedi.
Söz konusu açıklamanın terör örgütü PKK/YPG’yi koruyacak bir model üzerinde düşünüldüğünü ortaya koyduğunu belirten Yeşiltaş, “Bolton, bu anlamda bütün kredisini kaybetti diyebiliriz. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşebileceğinden bile emin değilim. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendisiyle görüşüp görüşmeyeceği konusunda zihinlerde büyük bir soru işareti doğdu.” sözlerini kullandı.
ABD Başkanı Trump’ın kurmaylarınca bir çekilme formülü üretilmeye çalışıldığını; fakat formüllerin her aşamasının Pentagon ve Beyaz Saray yetkililerince basına sızdırıldığını söyleyen SETA Güvenlik Araştırmaları Direktörü Murat Yeşiltaş, “Bu durum, Trump’ın içeride yaşadığı sıkıntının bir sonucu olarak ortaya çıkıyor.” diyerek, bu tür sızdırmaların Türkiye’nin kararlılığını etkilemeye yönelik birer yaklaşım olarak da anlaşıldığını belirtti.
“Türkiye’nin önünde iki hedef var”
ABD’nin Suriye’den çekilme süreci sonrasında Türkiye’nin bölgedeki terör örgütleri PKK/YPG ve DEAŞ gibi iki hedefi olduğunu söyleyen Yeşiltaş, bu konuda Türkiye’nin değerlendirmekte olduğu konulara değinerek şu ifadeleri kullandı:
“Türkiye, DEAŞ’la savaşmaya hazır olduğunu söyledi. Peki bu hangi operasyon modeliyle olacak? Kuzeyden güneye 300 kilometre derinlikte bir ikmal hattı oluşturulup önce DEAŞ mı hedef alınacak? Böyle bir hat oluşturulursa, Türkiye kendini PKK/YPG tehdidinden nasıl koruyacak? Askerî harekâtın yan ve geri güvenliği nasıl sağlanacak? İkinci bir ihtimal olarak, DEAŞ’a yönelik Irak’tan bir operasyon mu başlatılacak? Bunlar, Türkiye’nin değerlendirmekte olduğu başlıca konular olarak önümüze çıkıyor.”
“Tartışmaların olma sebebi zaten PKK/YPG’nin varlığıdır”
Beraberindeki heyetle birlikte Ankara’da bir dizi temaslar gerçekleştirecek olan ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton’ın çantasında ne olduğunun merak konusu olduğunu belirten Yeşiltaş, “Kendisinin bir planla geldiğini düşünmüyorum. Sadece PKK/YPG’ye müdahale ettirmeme noktasında bir çağrısı olabilir, ki bu da müzakere etmeyi ortadan kaldıracaktır.” dedi.
Söz konusu tartışmaların tümünün zaten bölgedeki terör örgütü PKK/YPG varlığından kaynaklandığının altını çizen Yeşiltaş, “PKK/YPG’ye müdahale edilmeyen bir senaryoda Türkiye niye ABD ile konuşsun? Çekilme ne anlama gelecek, ne işe yarayacak?” diye konuştu.
Bu durumun büyük bir sıkıntı doğuracağını söyleyen SETA Güvenlik Araştırmaları Direktörü Yeşiltaş, “ABD yine ‘Türkiye’yi kazanıyorum’ derken hem daha fazla kaybedebilir hem de Rusya ile Türkiye’nin Fırat’ın doğusunda bir anlaşma yapacağı bambaşka bir senaryoyu doğurabilir.” ifadelerini kullandı.
“ABD’den gelen çelişkili ifadeler Trump’ın liderlik tarzından kaynaklanıyor”
Kurmaylarının yaptığı açıklamaların netliğine karşın ABD Başkanı Trump’ın açıklamalarının birkaç kere revize edilmesiyle ilgili olarak da konuşan Yeşiltaş, “Trump, kurmaylarının istihbarat raporlarına bakarak ABD’deki karar alma süreçlerine bağlı kalmalarına karşın, meseleye çok faydacı bakıyor.” dedi.
ABD’de standart operasyon süreçlerinin son derece önemli olduğunu anlatan Yeşiltaş, “Bir sorun tespit edilir, teşhis konulur, problemin nasıl sınırlandırılacağına veya ortadan kaldırılacağına dair senaryolar üretilir. Bu senaryolar ‘kötü, iyi, çok iyi’ şeklinde derecelendirme süreçlerinden geçer. Trump ise, yoğun istihbarat raporlarına dayanan bu süreçlerin hiçbirini uygulamadan karar veriyor ve ‘Ben yaptım oldu’ demek istiyor.” diye konuştu.
Trump’ın bir karar aldıktan sonra etrafındaki danışmanlarından ve karar alma süreçlerinin içerisinde olan aktörlerden “standart operasyon süreçlerinin işletilmesini” savunanlar olduğunu aktaran Yeşiltaş, “Dolayısıyla Trump bir karar veriyor ve sonra o kararından kademeli bir şekilde ya vazgeçiyor ya da söz konusu kararını düzeltmek durumunda kalıyor. Trump’ın bugüne kadar almış olduğu bütün kararlar böyle. Bu durum birçok noktada Trump’ın liderlik tarzından kaynaklanıyor.” ifadelerini kullandı.
“Aslında konuşan Bolton değil, İsrail’di”
Türkiye’nin Suriye’de etkin olmasından rahatsız olan İsrail gibi çok ciddi aktörler olduğundan bahseden SETA Güvenlik Araştırmaları Direktörü Yeşiltaş, “Bunlar da zaten o karar alma mekanizmasının üzerinde ciddi etkiye sahip. O etkiyle birlikte konuşuyorlar. Orada Bolton konuşmuyor aslında, İsrail konuşuyor. Türkiye’den önce İsrail’e gitmiş olması bunu açıkça gösteriyor zaten.” diye konuştu.
Bazı Arap ülkelerinin son dönemde aldığı “Suriye Arap Birliği’ne girecek” gibi birtakım değişik kararlar olduğunu hatırlatan Yeşiltaş, “Bunlar da aslında Türkiye ve İran’a yönelik kararlardır.” dedi.
SETA Güvenlik Araştırmaları Direktörü Murat Yeşiltaş kimdir?
Dr. Murat Yeşiltaş lisans ve yüksek lisans eğitimini sırasıyla 2003 ve 2009 yıllarında Sakarya Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde tamamlamıştır. 2012 yılında ise “Türkiye’yi Konumlandırmak: Jeopolitik Zihniyet ve Türkiye’de Ordu” adlı doktora teziyle Marmara Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden Doktora derecesini almıştır.
Murat Yeşiltaş 2008-2009 yılları arasında Lancaster Üniversitesi Avrupa Çalışmalar ve Uluslararası Politika bölümlerinde misafir araştırmacı, 2010-2011 yılları arasında ise Virginia Teknik Eyalet Üniversitesi Hükümet ve Uluslararası İlişkiler Enstitüsü’nde misafir öğretim üyesi olarak görev almıştır.
Halen Sakarya Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde doçent olarak çalışmakta olup; Türkiye’nin Ortadoğu Politikası, Eleştirel Jeopolitik, Siyasi Coğrafya ve Karşılaştırmalı Dış Politika Analizi konularında lisans ve yüksek lisans dersleri vermektedir.